Enerji Günlüğü - WWF, plastik kirliliğinin azaltılması için etkili bir yaklaşım değişimi olmazsa, 2030 yılına kadar 104 milyon ton plastiğin daha ekosistemimize karışacağı uyarısında bulundu.
Dünya Doğayı Koruma Vakfı’nın (WWF) yayımladığı plastik raporu, plastik değer zincirinin bütün aktörleri, plastiklerin insan ve doğa üzerindeki gerçek bedeli konusunda hesap verebilir hale getirilmediği sürece küresel plastik kirliğinin artacağı uyarısında bulunuyor. Plastik kirliliğinin azaltılması konusunda sorumluluğun büyük oranda tüketicilere yüklendiğini hatırlatan “Plastik Kirliliğini Hesap Verebilirlik Yoluyla Çözmek” başlıklı rapor, değer zincirinin bütün halkalarında harekete geçilmezse atık yönetimi konusundaki çabaların yetersiz kalacağına işaret ediyor.
Rapor, etkili bir yaklaşım değişimi olmazsa, 2030 yılına kadar, 104 milyon ton plastiğin daha ekosistemimize karışmış olacağına dikkat çekiyor.
TÜM EKOSİSTEM TAHRİP EDİLİYOR
Bu bozuk sistemin neden olduğu sızıntı, yalnız insanı değil, yaban hayatı ile birlikte bütün ekosistemi tahrip ediyor. Bugüne kadar, 270’ten fazla hayvan türünün plastik atıklara takıldığı, 240’tan fazla türün ise plastik yuttuğu kaydedildi. Ayrıca, her yıl gıda ve içme suyu içerisinde daha fazla miktarda plastik yutarken bunun sağlığımız üzerindeki etkilerini henüz tam olarak bilmiyoruz.
PLASTİK YAKIMI EMİSYONLARI ARTTIRIYOR
Rapora göre plastik üretimi ve atık plastiklerin yakılarak bertaraf edilmesindeki artış nedeniyle karbondioksit emisyonları da yükseliyor. Atık yönetiminde bu şekilde devam ettiğimiz takdirde, yanlış tercihlerimiz nedeniyle, 2030 yılına gelindiğinde, plastik döngüsünden kaynaklanan toplam karbondioksit emisyonlarının %50 artması ve plastik atık yönetiminden kaynaklanan karbondioksit emisyonlarının üç katına çıkması bekleniyor.
İZLEDİĞİMİZ YOL YAPISAL OLARAK YANLIŞ
WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Genel Müdürü Aslı Pasinli konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Plastiğin üretimi, tüketimi ve atıkların yönetimi konusunda izlediğimiz yol yapısal olarak yanlış. Sistemin hesap verebilirlik mekanizmalarını içermiyor olması, doğanın her geçen gün daha fazla miktarda plastik atığa maruz kalmasına neden oluyor. Dünyamız, plastik krizinin tam ortasında ve bu konuda tek sorunun görüntü kirliliğinden ibaret olmadığını biliyoruz. Asıl sorun, plastik atıkların denizlerimizdeki canlı yaşam için tehlike oluşturması. Ne yazık ki, plastik kirliliğinin insan üzerindeki etkilerini de henüz yeni yeni kavramaya başladık. Bu sorun, tasarımdan atık yönetimine kadar plastik tedarik ve değer zincirindeki bütün aktörlerin sorumluluğu eşit bir şekilde paylaşması ile çözülebilir. Plastik üretiminin ve tüketiminin azaltılmasından atıkların toplanmasına, geri dönüşümüne alternatiflerin kullanımına kadar pek çok çözüm var. Bu plastik krizini ancak, sistem içinde yer alan aktörlerin her biri kullandığı plastiğin sorumluluğunu üstlendiği takdirde çözebiliriz” dedi.