Ve bir ilk: Devlet ihaleyle elektrik satışı yapacak

Enerji Günlüğü - Türkiye'nin kamu devi Elektrik Üretim AŞ (EÜAŞ) yılbaşından itibaren tarihinde ilk kez ihaleyle elektrik satışına başlıyor. Genel...

Enerji Günlüğü - Türkiye'nin kamu devi Elektrik Üretim AŞ (EÜAŞ) yılbaşından itibaren tarihinde ilk kez ihaleyle elektrik satışına başlıyor. Genel Müdür Halil Alış, Alış, "Üç, altı ve 12 aylık ihalelerle bir yılda 5-6 milyar kWh'lık satış yapmayı hedefliyoruz" dedi.

Elektrik Üretim AŞ (EÜAŞ) yaklaşık 24 bin MW'lik kurulu gücüyle, yüzde 38’lik bir paya sahip. Genel Müdür Halil Alış, santral özelleştirmeleriyle elindeki kurulu güç azalsa da EÜAŞ'ın halen en büyük oyuncu olduğunu vurguladı. EÜAŞ'ın elindeki büyük portföy sayesinde elektrik fiyatlarını istediği şekilde belirlediği yolunda yanlış bir algı bulunduğuna işaret eden Alış, "Biz bu şehir efsanesini yıkacağız" dedi. Yılbaşından itibaren EÜAŞ'ın ilk kez ihale yoluyla elektrik satışına başlayacağını açıklayan Alış, bunun hem şirketin kârlılığını yükselteceğini hem de EÜAŞ'ın ticari bir oyuncu olduğu gerçeğini tüm piyasaya hatırlatacağını vurguladı. Halil Alış, Mehmet Kara'nın sorularını cevapladı.

EÜAŞ’ın elinde ne kadarlık bir güç var?

Toplam kurulu gücümüz 26 bin MW idi. Geride bıraktığımız dönemde Seyitömer, Kangal ve Hamitabat santralleri, yani 2 bin MW'ye yakın kısım özelleştirildi. Şu anda 24 bin MW'ler civarında emre amade bir kurulu güce sahibiz. Halen 420 MW’lik kısım arızada. Afşin Elbistan B termik santralindeki 2 ve 3 numaralı ünitelerimiz arızalı. İhaleleri tamamlandı, inşallah kısa sürede onları da emre amade hale getireceğiz.

Doğalgaz santrallerinin payı ne kadar?

Bursa A ve B santralleri 1440 MW. Ambarlı santrali 110 MW, Aliağa ise 190-200 MW olmak üzere yaklaşık 3550 MW'lik bir kurulu gücümüz var doğalgazla çalışan. Habitabat da elimizdeyken 5 bin MW'ye yakındı.

Gaz kısıntısı yaşanıyor ama zaman zaman...

Doğalgaz arzında kış aylarında evsel tüketim arttığı için bazen sıkıntı olabiliyor. BOTAŞ'ın yurtdışından transfer ettiği doğalgazda problemler çıktığında ilk akla gelen şey, kamunun elindeki doğalgaz santrallerinin gazının kesilmesi.

Doğalgazla elektrik üretmek pahalı deniyor, özelleşen Hamitabat çalışıyor mu hala?

Habitabat'ı biz çoğunlukla, mecburen çalıştırıyorduk. Özel sektör kâr amaçlı çalışmak zorunda. Normal şartlarda elektrik üretim maliyeti diğer gaz ve kömür santrallerine göre yüksek. Ancak Habitabat'ın şöyle bir avantajı var. Bizim Avrupa elektrik sistemine bağlandığımız bölgedeki ilk santral o. O yüzden zaman zaman sistemi dengelemek için çalıştırılması gerekiyor. Buna sistem operatörü TEİAŞ buna karar veriyor. Pik saatlerde zaman zaman çalıştırılıyor. O nedenle çalışıyor, emre amade tutuluyor.

Mecburen diyorsunuz ama zararına üretim yapmıyor herhalde?

Zararına üretim yapmaz. Hamitabat'ın devletin toptan elektrik şirketi TETAŞ ile ikili anlaşması yok. Sistem açısından çalıştırılması gerekliyse ve hangi saatlerde çalışıyorsa, o saatte oluşan fiyat üzerinden ya da kendi teklif ettiği fiyat üzerinden parasını tahsil eder. Bunlar da zarar etmeyeceği fiyatlardır zaten...

Özelleşen kömür santralleri...

Kangal ve Seyitömer santralleri oldukça verimli santraller. Her ne kadar yeni kurulacak kömür santrallerinine göre daha düşük olsa da yüzde 42-43 verimlilikle, yani mevcut diğer santrallerin pek çoğuna göre iyi bir verimlilikle çalışıyorlar. Ama 10 yıl sonra bunlar da yeni kurulanlara göre daha verimsiz gözükecek. Her şeye rağmen, kömür yakıtlı santraller her halükarda doğalgaza göre çok ucuz santraller.

Özelleştirmeler sonrası ne kadar küçüleceksiniz?

EÜAŞ'ın elindeki önce toplam 280 MW'lik HES'ler özelleşti. Yaklaşık 2 bin MW'lik bir kömür portföyümüz de özelleşti. Şimdi 16 santralin özelleşmesi gündemde. Bazı hidrolikler de özelleşecek. Buna rağmen EÜAŞ belki de piyasanın üretim açısından en güçlü aktörü olmaya devam edecek. Elindeki büyük HES'ler, Türkiye'deki en büyük üretim portföyüne sahip şirket olmasını sağlayacak. Ayrıca zaten EÜAŞ hem kömürde hem de nükleerde kamu-özel ortaklıklarıyla portföyüne ilave güçler katacak. Afşin-Ebistan ve Karapınar'da kurulacak santrallerde yüzde 35'ler, Sinop'daki nükleerde yüzde 35'lerde hisse sahibi olması öngörülüyor. Sonuçta bu da büyük bir portföy olacak. Dolayısıyla EÜAŞ'ın portföyü hep belli bir seviyenin üzerinde kalmaya devam edecek.

Afşin-Elbistan ve Karapınar'daki santral kurma şartlı kömür sahası ihalelerinde son durum nedir?

Afşin-Elbistan'da TAQA'nın çekilmesiyle yavaşlayan bir proje var. Mevcuda ilave 8 bin MW kurulum öngörülüyordu. Çin hükümetiyle, onların önerdikleri Çinli şirketler var, Japon Mitsui'nin ilgisi var. Son zamanlarda Katar Elektrik Şirketi'nin bir talebi var. Ayrıca TAQA yeniden dönüyor ama Afşin Elbistan'a değil, Karapınar'a. Çünkü Afşin-Elbistan'da diğer şirketlerle belli noktalara kadar geldik. TAQA ile belli noktaya gelinmiş, bana göre doğru rakam üzerinde anlaşılmıştı. Şimdi Katar Elektrik Şirketi ile fiyatın ne olduğunu henüz konuşmadık ama TAQA'nınkinin altına düşeceğini sanmıyorum. Tabii düşebilir de, çünkü elektrik fiyatlarına baktığınızda son iki yılda pek artış olmadı. Hatta düşüş var.

Elektrikte kurulu güç, yani arz fazlasından söz ediliyor...

Türkiye, özellikle son iki yılda puant saatlerde talebi karşılıyor ve bir de fazladan yedeğimiz var. Böyle olunca elbette ihtiyacı daha ucuz üretimi sağlayan santraller karşılar. Bu doğaldır, burada bir sıkıntı yok.

Peki fiyatlar ne zaman artar?

Arzın talebi karşılayamadığı saatlerde yükselir fiyatlar. Yani mevcut talep öyle artar ki, bunu daha yüksek fiyatlı santrallerden karşılamaya başladığınız zaman fiyatlar yukarı çıkar. Ekim 2008'e kadar elektrik tüketimi sürekli artıyordu. Ama o tarihte ekonomik kriz başladı ve bizde de elektrik tüketimi oldukça düştü. O zamana kadar elektrik tüketimi artıyordu ve fiyatlar da oldukça yüksekti. Daha doğrusu piyasadaki en yüksek fiyatlı santralin fiyatı referans fiyattı. Ama şu anda öyle değil. Çünkü 2006'da piyasanın açılmış olması sayesinde piyasadaki aktörlerin şeffaflığa duyduğu güvene dayalı olarak 2007'den itibaren aldıkları kararlar sonucu yaptıkları santrallerin devreye girmesi nedeniyle (ki her yıl 4-5 bin MW ilave kapasite devreye giriyor) puant saatlerde artan kapasitemiz fazlalaştı. Bu farklılık fiyatları da aşağı çekti.

Peki fiyatların düşmesi yatırımları etkilemez mi?

Bence elektrik fiyatları özel sektörün santral yapma arzusunu törpülememeli. Düşük fiyatlar çıkarsa yatırımcı yatırımdan vazgeçebilir. Vazgeçmemeleri için fiyatın böyle belli bir sınırda olması gerekir.

Nedir bunun sınırı?

Elektrik üretim maliyeti öngörüsü, her santralin yakıt cinsine göre değişir. Önemli olan şudur. Yatırımcılar iki şeye dikkat etmeliler: Birincisi sadece piyasada elektrik satarım düşüncesiyle yeni santral yapmamalılar. Uzun dönem ikili anlaşmaları olmalı. Hem ürünün satışı hem de yakıtın alımı bazında. İkincisi de, mutlaka portföylerine tek yakıt tipli santral koymamalılar. Yani zengin bir portföyleri olmalı. Yenilenebilir kaynaktan üretim yapmalılar, hidrolikten, kömürden ve doğalgazdan üretim yapmalılar.

Ama doğalgaz pahalı diyoruz...

Evet, zaten doğalgaza dayalı santral yapılaması için bir stratejik karar alındı. EPDK lisans vermeye istekli değil. Çünkü doğalgazda dışa bağımlısınız ve bunun fiyatına müdahale edemiyorsunuz. Gerçi kömürde de aynı şekilde fiyatlara müdahale edemiyorsunuz belki ama özellikle son yıllarda ABD'deki kaya gazı üretim artışı nedeniyle ithal kömür fiyatlarında bir düşüş oldu. İthal kömür santrallerinde kömür fiyatı daha ucuza gelmeye başladı. Bunların yerli kömüre de etki edeceğini düşünüyorum. Kömür santrallerin sayısını ve yenilenebilir kaynakları artırırsak, elektrik fiyatlarında doğalgaz santrallerinin yükü azaldıkça tahmin ediyorum fiyatlarda da bir iniş ortaya çıkar.

EÜAŞ'ın portföyü, tam da özel sektöre önerdiğiniz gibi galiba... Bu sayede piyasa üzerinde etkili olmalısınız?

Biz EÜAŞ’ı piyasada fiyatları manipüle edecek hiç bir hareketin içine sokmadık. Mesela gün öncesi fiyatlarda EÜAŞ belirleyici rol oynamıyor. Bunu incelerseniz görürsünüz. Madem sordunuz, ben sizin vasıtanızla bir şehir efsanesini de yıkmak istiyorum. Herkesin dilinde, elinde büyük bir güç olduğu için EÜAŞ’ın fiyatları istediği zaman düşük tuttuğu gibi bir kanaat var. Bu kesinlikle doğru değil. Çünkü biz elektriği üç şekilde satıyoruz. Büyük kısmını Türkiye'deki kamunun elindeki tek ticaret şirketine, TETAŞ'a satıyoruz. Üretimimizin hemen hemen yüzde 70'ini onlar alıyor. Bu ikili anlaşmada fiyat gizlidir. Ama şu kadarını söyleyeyim, TETAŞ bizden daha ucuza özel sektörden alacak olsa, bizden değil gider onlardan alır. Hatta üç dört yıl önce ihaleye çıktı ve elektrik satın almak istedi. Ama teklifler hesap ettiğinin üzerinde çıktığı için onlardan almadı.

Üç şekilde satıyoruz dediniz, TETAŞ dışındakiler?

Üretimin yüzde 70'ini TETAŞ'a satıyoruz demiştik. Kalanını da PMUM'da satıyoruz. Orada sattığımız elektriğin miktarını şeffaf olarak açıklıyoruz. Gün öncesinden sistemin fiyatını belirleyen taraf iz olmuyoruz. PMUM, fiyatlar ancak bizim verdiğimiz seviyeye gelirse özel sektörden almaya başlıyor. Bizim fiyatımıza geldiği anda biz de satabiliyoruz. Yoksa biz gün öncesinden çok az talimat alıyoruz. Bizim aldığımız talimatlar genellikle dengeleme güç piyasasından geliyor. Orada satmak demek, gün öncesinden daha yüksek fiyatlara satıyor olmak demek zaten. Bu yüzden, EÜAŞ hiçbir zaman bu portföy gücünü ve dominant gücünü hiç kötüye kullanmadı. Zaten piyasada hakim güç olmak başka bir şeydir, bunu kötüye kullanmak başka bir şeydir. Biz kurulu gücün yüzde 38'ine sahip bir şirket olarak elbette hakim gücüz. Ama bu gücümüzü hiç bir zaman kötüye kullanmıyoruz.

Peki pazar payı sınırlaması EÜAŞ için işlemiyor mu?

Elbette özel sektör şirketleri mevcut kanuna göre ülkedeki kurulu gücün ancak belli bir oranına sahip olabilir. Ancak tabii EÜAŞ önceden bu portföye sahip olduğu için fiilen kamunun öngördüğü miktardan daha fazlasına sahibiz. Ama bu sahipliğimizi piyasa faaliyetleri yaparken, diğer aktörlerin pozisyonundan farklı şekilde pozisyon almak için kullanmıyoruz.

Yüzde 70 EÜAŞ’ın, yüzde 30 PMUM’da satılıyorsa sözünü ettiğiniz üçüncü kanala bir şey kalmadı...

Üçüncü yolu önümüzdeki dönemde kullanmaya başlıyoruz. Gelecek yıl biz elektriğimizin bir miktarını ihaleyle satacağız. Bunu ilk defa size açıklıyoruz. Yönetmeliğimiz çıktı. Yönetim Kurulumuz’dan da kararını çıkarttık. Tahmin ediyorum 2014'ün ilk ayından itibaren üç aylık, altı aylık ve yıllık olmak üzere elektrik satış ihaleleri yapacağız. İhaleler miktar ve fiyat üzerinden yapılacak. En uygun fiyatı verenle ikili anlaşma yapacağız. Toptan satış şirketlerine satabiliriz, serbest tüketicilere de satabiliriz.


Ne kadarlık bir miktarı satacaksınız?

Tahmin ediyorum, bir yılda 5-6 milyar kWh satabiliriz. Bu bizim toplam üretimimiz yüzde 7-8'ine yakın bir orana tekabül ediyor. 93 milyar kWh üretim yapacağız. Ama belki bu miktar biraz daha artabilir. Çünkü emre amadeliğimiz yüksek olsa da ihtiyaç olmadığı için biz bir kısım yakıtımızı depo ettik, tuttuk, sakladık.

İhale yoluyla satış ne kazandıracak size?

Bir kere daha fazla kazanacağımızı tahmin ediyorum. PMUM'da satacağımız miktarı azaltırız. Elimizde büyük portföy olduğu için kâr etmekle ilgili bir sıkıntısı yok EÜAŞ'ın. Mesela biz TETAŞ'la daha iyi fiyatlarla ikili anlaşmalar da yapabiliriz. (Enerji Günlüğü) Portföy dengemizi gözetiyoruz. TETAŞ'ın elinde çok yüksek tarifeli kontratları var. Bunu piyasada herkes biliyor. Bu alım zorunluluğu olan tarifeleri, Yap işlet ve Yap işlet devret kontratlarını bir şekilde kompanse edecek. Bunun için de TETAŞ, kamu şirketi EÜAŞ'ı kullanıyor. Bu fiyatlar gizli, açıklayamayız ama piyasa fiyatlarından da çok düşük değil.

En kârlısı hangisi ya da hangisi olacak? TETAŞ, PMUM, ihale?

Biz sonuçta her yıl kâr eden bir kuruluşuz. EÜAŞ, elektriğinin büyük bölümünü TETAŞ'a satarak kâr ediyor. PMUM satışıyla kârımızı biraz artırıyoruz. Ama sonuçta PMUM, talep gelirse satabildiğimiz bir yer. Ancak ikili anlaşma çok daha garantili. Alıcı ihtiyaç duymayıp almasa bile siz onu satmış olacaksınız. Zaten bu piyasanın özü ikili anlaşmaya dayalı...

Sektörde nelere yol açacak sizin ihale yoluyla elektrik satışınız?

5-6 milyar kWh'ı ihale yoluyla satıyor olmamız çok önemli bir adım. Piyasada dengesizlikleri azaltacaktır. Hem kârımızı artıracağız, hem de piyasada EÜAŞ'ın ticari bir oyuncu olduğunu hatırlatacağız. Birkaç yıl sonra TETAŞ'a ikili anlaşmayla sattığımız miktar azalabilir. Çünkü alım garantili işleri bittiğinde artık bizden almaz bir kısmını. Belki kamudan kamuya hoşgörüyle satacağımıza, ‘ben sana satmıyorum’ diyebilirim. Şu anda piyasada izafi bir artışın olmaması için TETAŞ'ın yüksek (enerji günlüğü) tarifelerle yapmış olduğu fiyat garantili alım miktarlarını paçal maliyetle belli bir miktarın altında tutmaya çalışıyoruz. Yarın öbür gün bu bittiğinde, ki o da tam bitmeyecek çünkü ileride alım garantili nükleer tesisler devreye girecek. Akkuyu'da 4800 MW kurulu güç olacak ve neresinden bakarsanız bakın, 40 milyar kWh'lık üretimi olacak. TETAŞ'ın onun belli bir oranını satın alma garantisi var. Dolayısıyla TETAŞ daha uzun dönemli ikili anlaşmalar yapar diye düşünüyorum. Ama yükümlülükleri azaldıkça bizden almaktan vazgeçebilir. Ya da biz de onlara 'başkasından al, nasıl olsa bizimle onların arasında çok fiyat farkı yok' demeye başlarız.

Ya da ‘alım ihalesi açın biz de satalım’ dersiniz...

Evet ama TETAŞ'ın elinde yaklaşık bir maliyet olur. Bence TETAŞ bu ihaleyi açarken piyasa fiyatlarının yüksek olmadığı dönemleri tercih eder. Şimdi bir süre daha bekler. Yoksa dediğiniz gibi, ‘ihale aç, biz de rekabet edelim’ diyebiliriz ama henüz biraz erken görüyorum bunu...

EPİAŞ’taki satışın PMUM’dan farkı ne olacak sizin için?

EÜAŞ'ın elindekinin büyük kısmı ikili anlaşmayla satılıyor zaten. Ama EPİAŞ’ın PMUM'dan farkı şu olacak. Bir kere orada ileriye yönelik belki üç sene sonrasının kontratları işlem görmeye başlayacak. Yatırımcı bu kontratları gördüğünde, yatırım yapıp yapmamaya karar verecek. Biz şöyle avantajlıydık. Avrupa'da elektrik piyasası 90'lı yıllarda başladı. Önce havuz sistemi vardı, herkes oraya satıyordu, oradan dağılıyordu. Sonra onlar, havuz sisteminden bizim bugünkü sistemimize geçmeye başladılar. Biz 2006'da zaten gelişmiş bir piyasa modeliyle tanıştık. Norveç sistemiyle... Buna bir adımda geçtik ve İngiltere ile diğer ülkelerin 12-13 yılda geçtiği sistemi hemen alıp kullandık.

Mehmet KARA

Not: Bu röportajın bir bölümü, 12 Aralık 2013 tarihli DÜNYA Gazetesi'nde kısmen yayınlanmıştır.