Geçtiğimiz hafta, ABD madencilik endüstrisinin 2014 yılına ait ölümlü kaza istatistikleri yayınlandı.
ABD Çalışma Bakanlığı’na bağlı Maden Güvenlik ve Sağlık İdaresi (MSHA) tarafından yayınlanan verilere göre; 2014 yılında ABD’deki maden ocaklarında meydana gelen kazalarda toplam 40 madenci yaşamını yitirdi.
Söz konusu rakam, ABD madencilik endüstrisinin tarihi boyunca bir yılda görülen en düşük can kaybına karşılık geliyor.
Bunların içerisinde 16’sı ise kömür endüstrisinde yaşanan kayıplar. Aynı şekilde, ABD kömür endüstrisinde de bugüne kadar görülen en düşük sayıda can kaybına 2014 yılında ulaşılmış oldu.
Bununla beraber, ABD Çalışma Bakanlığı durumdan hala memnun değil. Bakanlıktan yapılan açıklamada şöyle denilmekte: "Maden kazaları önlenebilir kazalardır. 2014 yılında meydana gelen kazalar da böyledir. Bu kazalar, madencilerimizi korumak için daha fazla çalışmamız gerektiğini açık şekilde ortaya koymaktadır. Bu alandaki ilerleme ise madencilik endüstrisinin tüm taraflarının işbirliğini gerektirir."
AVUSTRALYA RAKAMLARI
Geçen hafta aynı konuda yayınlanan bir diğer rapor ise Avustralya madencilik sektörüne ait.
Avustralya Hükümeti’ne bağlı “Safe Work Australia” Ajansı tarafından yayınlanan verilere göre; bu ülkede 2014 yılında meydana gelen tüm iş kazalarında toplam 185 çalışan yaşamını yitirmiş.
Kayıpların sadece on beşi madencilik endüstrisine ait. Üstelik ABD’den farklı olarak Avustralya’da, petrol ve gaz üretim sektörleri de madencilik endüstrisinin içinde değerlendirilmekte.
Ancak, “sıfır kaza” peşindeki Avustralyalılar bu verilerden pek memnun değiller. Çünkü can kaybı rakamları 2008 yılından bu yana 10 kişiyi aşmamaktaydı.
Avustralya kömür endüstrisinin 2014 yılındaki can kaybı ise –henüz resmileşmemiş olmakla birlikte– 10 kişinin altında.
BİR YILDA 370 ÖLÜM
Gelelim Türkiye’ye...
Bu konuda 2014 yılına ait resmi istatistikleri bugünden bulabilmek son derece zor.
Bununla beraber, bir işçi sendikası tarafından yakın zamanda yapılan titiz bir çalışmada yer alan verilere göre; Türkiye’deki maden ocaklarında yaşamını yitirenlerin toplam sayısı 2014 yılında 370 olmuş.
Sadece kömür ocaklarında meydana gelen can kaybı ise 348.
KARŞILAŞTIRMALAR BİZE NE SÖYLÜYOR?
Demek ki, ülkemiz kömür ocaklarında 2014 yılında yaşamını yitirenlerin sayısı ABD’den 22 kat ve Avustralya’dan ise en az 35 kat daha fazla.
Kömür endüstrisinde çalışanların yaklaşık sayısı ABD’de 90 bin, Avustralya’da 58 bin ve Türkiye’de ise 55 bin.
Demek ki, 2014 yılında ABD ve Avustralya’da her 10 bin kömür madencisi içerisinde yaşamını yitirenlerin sayısı 2’yi bulmamış.
Ancak, Türkiye kömür sektöründe çalışan her 10 bin kişiden 63’ü yaşamını yitirmiş.
2014 yılı yaklaşık kömür üretimleri ABD’de 1 milyar, Avustralya’da 450 milyon ve Türkiye’de ise 55 milyon ton seviyesinde.
Demek ki, 2014 yılında her 100 milyon ton kömür üretimi için ABD’de 1.6 ve Avustralya’da 2.2 kişi yaşamını yitirmiş.
Türkiye’de ise - 100 milyon değil - sadece 10 milyon ton kömürün bedeli 59 can olmuş.
TARTIŞMALAR YERLİ KAYNAKTAN VAZGEÇMEYE KADAR VARDI
Sayılar, çıplak gerçeği yoruma gerek bırakmayacak şekilde ortaya koymakta.
Türkiye madencilik sektöründeki iş güvenliği karnesinin olumsuzluğu, bu iki ülkeyle karşılaştırıldığında çok daha çarpıcı bir şekilde ortaya çıkmakta.
Ancak, zannetmeyin ki diğer ülkelerle karşılaştırma yapıldığında daha iyi sonuçlar elde edilebilecek.
Maalesef, son yıllarda Türkiye, maden kazalarıyla sürekli dünyanın gündemine gelmekte. Ülkemiz, madencilikteki iş güvenliği alanında en kötü dünya rekorlarına her geçen yıl bir yenisini eklemekte.
Dünya madencilik çevreleri, giderek daha fazla Türkiye’yi tartışmakta.
Türkiye’de ise madencilikten tamamen vazgeçmemiz gerektiğine kadar giden tartışmalar gündeme gelmekte.
Bununla beraber, ABD ve Avustralya’nın elde ettiği rakamlar, madencilik faaliyetlerinin “sıfır kaza” hedeflenerek yapılabileceğini açıkça göstermekte.
Öyleyse, Türkiye, iş güvenliği alanında bu ülkelerin elde ettiği standartlara nasıl ulaşabilecek? Elbette, öncelikle bu ülkelerle aramızdaki uçurumun nedenlerinin doğru belirlenmesi gerekecektir.
Tablonun değişmesi, öncelikle problemlerin doğru tespit edilmesi ve sonrasında Türkiye madencilik endüstrisindeki tüm unsurların sorumluluk üstlenerek; nerede hata yaptıklarını düşünmeye ve doğru yönde değişmeye başlamalarıyla mümkün olacaktır.
Bu yönde bir çabanın varlığından söz edebilir miyiz? Son derece zor! Sorun hala ortada durmakta.
Ülkemizin pek çok yerinde, Soma Faciası’nın yaşandığı maden ocağından dahi çok daha kötü koşullardaki çok sayıda işletme çalışmaya devam etmekte ve her biri kendi facialarını beklemekte.
Nejat Tamzok
Ankara/Ocak 2015
e-Posta: nejattamzok [at] yahoo.com