TÜSİAD: Enerji KİT’lerinin karı zararı öngörülebilmeli

Enerji Günlüğü - TÜSİAD Enerji Çalışma Grubu Başkan Yardımcısı Korkut Öztürkmen, kamudaki enerji KİT’lerinin gelir gider dengesinde öngörülebilirlik...

Enerji Günlüğü - TÜSİAD Enerji Çalışma Grubu Başkan Yardımcısı Korkut Öztürkmen, kamudaki enerji KİT’lerinin gelir gider dengesinde öngörülebilirlik sağlanması gerektiğini söyledi.

24. Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı kapsamında gerçekleştirilen TÜSİAD özel oturumunda “Sürdürülebilir Enerji” konusu ele alındı. TÜSİAD’ın açıkladığı ''Sürdürülebilir Gelecek için Sürdürülebilir Enerji” raporunun detayları hakkında bilgi verilen oturumda konuşan TÜSİAD Enerji Çalışma Grubu Başkan Yardımcısı Korkut Öztürkmen, Türkiye'nin hem elektrik, hem doğalgazda dünyada en çok talep artışına sahip ülke olduğunu söyledi. Bunun Türkiye’ye büyük sorumluluk getirdiğini ifade eden Öztürkmen, sürdürülebilir ve en düşük maliyetle bu talebi karşılamak gerektiğini vurguladı. Öztürkmen, “Enerji sektörü ekonomiye 36 milyar dolar katma değer sağlarken, 820 bin kişiye istihdam sağlıyor” dedi.

ELEKTRİK FİYATLARI ARZ VE TALEBE GÖRE BELİRLENMİYOR

TÜSİAD’ın hazırladığı çalışmadaki tespitlere de değinen Öztürkmen, ''Elektrik üretim kaynaklarında optimizasyon gereksinimi birinci tespitimiz. Üretim ve fiyat oluşum tablosuna baktığımızda elektrik fiyatlarının bire bir ekonomik kurallara göre, arz ve talebe göre belirlenmediğini görüyoruz. Liberal piyasa kurallarımız her ne kadar varsa da bu piyasanın yarısına hitap ediyor, regüle olan piyasanın yarısı da rekabet etmeye çalışan serbest üreticilerin durumunu olumsuz etkiliyor” diye konuştu. 

ÖNGÖRÜLEBİLİRLİK SAĞLANMALI

Korkut Öztürkmen şunları kaydetti:

“KİT'lerin öngörülebilirliği önemi diğer bir tespitimiz. 2012 yından itibaren enerji KİT'Lerinin kar zarar durumuna baktık. Bazı seneler kitlerin toplamı kar ederken bazı yıllar planlananın üzerinde zarar etmiş. Bazı yıllar ise fahiş kar etmiş. Burada tabii KİT’lerin karına ve zararına göre piyasadaki fiyat dengesi de bozulmakta, özel sektörden devlete doğru çapraz sübvansiyonlar oluşmakta. KİT'lerin gelir gider dengesinde öngörülebilirlik sağlanmalı.”

Enerji arz güvenliği konusuna da değinen Öztürkmen, Türkiye'nin tüketici başına yıllık 12 saat ortalama kesinti süresi ile diğer ülkelerden çok çok kötü durumda göründüğünü, bu konuda doğru adımlar atılması gerektiğini vurguladı. 

ŞEFFAFLIK HEDEFİNDEN ÇOK UZAĞIZ

Öztürkmen, piyasanın şeffaflaşması konusunda ise geçen sene yapılan regülasyon değişiklikleri ile şeffaflık platformunda yaklaşık 100 tane verinin yayınlanmasının hedeflendiğin hatırlattı. Ancak şu anda 100 veriden sadece 9’unun yayınlandığına dikkat çeken Öztürkmen “13 tanesi güncellenmeyi bekliyor. Burada da büyük bir iyileşme potansiyeli olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu. 

YATIRIMLARIN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ RİSKTE

TÜSİAD Enerji Çalışma Grubu Üyesi Ahmet Tohma da elektrik sektöründe son 15 yılda özel sektör tarafından 95 milyar dolar yatırım yapıldığını, özel sektörün 50 milyar dolar kredi borcu bulunduğunu söyledi. Bu kredinin yaklaşık 6.9 milyar dolar yıllık ana para faiz ödemesi bulunduğuna işaret eden Tohma şöyle devam etti: “Elektrik üretiminin yüzde 45’ini yapan serbest üreticiler brüt karın yüzde 25’ini elde etmekte. brüt kara karşılık ödeyeceği sabit giderleri de düştügümüzde ellerinde kalan para 2 milyar TL. Elde kalan 2 milyar TL yıllık borç ödemesinin çok çok gerisinde kalıyor. Şuan gelinen durum bu yatırımların sürdürülebilirli açısından çok ciddi anlamda risk teşkil ediyor'' dedi.

Tohma, sektörün önüne daha sağlıklı bakabilmesi için mali sürdürülebilirliği bir an önce çözmesi gerektiğini, tarifelerin maliyetleri yansıtmamasının da perakende kademesinde mali sürdürülebilirlik riski oluşturduğunu söyledi. 

Fatma METİN - Enerji Günlüğü