SERKAN ADALIOĞLU
Merhabalar,
2017-2018 Kış mevsimine doğru adım adım yaklaştığımız şu günlerde bizleri bekleyen kışın ana karakteriyle ilgili öngörülerimi paylaşmak isterim.
Bu sonbahar ve kış mevsimleri Zayıf La Nina hakimiyetinde geçecek. Her ne kadar ne La Nina ne de El Nino'nun ülkemiz hava şartları üzerinde çok baskın bir rolü bulunmasa da, zayıf La Nina'nın yanına aşağıdaki bazı ek verileri de koyduğumuzda kış tahminimizin ana çerçevesini yerli yerine oturtabiliriz.
QBO (Quasi-Biennial Oscillation) Bu terim Türkçe’ye (Hemen hemen iki yıllık salınım) olarak çevrilebilir. QBO, tropikal stratosferde 30hPa da gerçekleşen rüzgarların oluşturduğu bir endekstir. Eldeki verilerden, söz konusu endeksin bu yılın ortasından itibaren negatif (doğulu) hale dönüştüğünü anlıyoruz.
AO indeksinin ise nötr ve negatif seyir izleyeceğini zaman zaman kuvvetlenerek Akdeniz havzasındaki AB'lerin kuvvetini artırabileceğini öngörüyoruz. AO'nun kuvvetli negatife inmesi, doğulu QBO’nun yaşandığı bir kış döneminde hiç de azımsanmayacak bir olasılık. Bu durumda NAO'nun ise farklı bir seyir izleyeceğini, kışın ilk yarısında negatife yakın ve nötr seyrederken ikinci yarısında pozitife dönebileceğini söyleyebiliriz.
Solar aktivite son yıllardaki düşük seyrini devam ettiriyor. Kuzey buz denizine yakın bölgelerdeki deniz suyu sıcaklığı henüz normal seviyelerinin üzerinde, ancak hızla soğumaya devam ediyor. İskandinav ve Batı Sibirya kar örtüsü geçtiğimiz yıllarla karşılaştığında 2012 yılı seviyelerine yakın seyrediyor.
Tüm bu girdiler neticesinde ülkemizin özellikle Batı bölgelerinin (Marmara, Ege ve Batı Akdeniz'in) geçtiğimiz yıllara oranla bir miktar daha yağışlı, özellikle Marmara ve Trakya ile Batı Karadeniz, İç Anadolu kuzeybatısı ile İç Ege'nin lodos arkası karayel poyraz kovalamacalarından dolayı ani soğuma neticesinde normallerin üzerinde kar yağışı alabilecek bölgeler olduğunu söyleyebiliriz.
Bununla birlikte yılın ikinci yarısı, Sibirya YB'sinin batıya doğru genişleyerek kuzey ve doğu bölgelerdeki sıcaklıklar üzerinde etkili olacağını söylemek istiyoruz. Özellikle Orta ve Doğu Avrupa ile Balkanlar coğrafyasında kar yağışları bakımından verimli bir yıl olacak. Trakya’nın da içinde bulunduğu bu bölgede sert kış koşullarının yaşanması muhtemel.
Özetle, sıcaklıkların mevsim normallerinde olacağı, yağışların ise Batı bölgelerde normalin bir miktar üzerinde kalacağı, birkaç ekstrem sistemi içinde barındırabilecek yabana atılmaması gereken bir kış mevsimi bizleri bekliyor diyebiliriz.
Mevsimsellik açısından içinde bulunduğumuz aylar genel itibariyle barajlardaki su seviyelerinin görece düşük kaldığı zaman dilimleri. İstanbul ve çevresindeki barajların genel genel doluluk oranı yüzde 55 civarında. Geçmiş yıllar verileri ile karşılaştırdığımızda içinde bulunduğumuz dönem itibariyle barajlardaki su seviyesi 2015 yılı hariç 2012 yılından beri en iyi seviyelerinde. Bununla birlikte Ömerli, Sazlıdere, Büyükçekmece, Elmalı ve Darlık barajlarındaki su seviyesi ortalamaların altında.
Yukarıda yapmış olduğumuz kış öngörümüzdeki temel veriler, yakın geçmişte 2015 yılı ile benzerlik gösteriyor. Yağış rejiminin özellikle Batı bölgelerimiz açısından 2015 yılına benzer bir patern göstereceği beklentisiyle, yıl içerisinde barajlardaki su seviyesinin giderek toparlanacağını söyleyebiliriz.
Serkan ADALIOĞLU, PhD.c