Enerji Günlüğü - İzmir Büyükşehir Belediyesi, gelecek nesillere daha temiz ve sürdürülebilir çevre sunma amacıyla İzmir Yeşil Şehir Eylem Planı ve İzmir Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı hazırladı.
İzmir Büyükşehir Belediyesi, gelecek nesillere sürdürülebilir çevre sunma hedefiyle başladığı Yeşil Şehir Eylem Planı ve Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı’nı tamamladı. Her iki planda 61 eylem belirleyen Büyükşehir, İzmir’in iklim ve diğer çevre konularıyla ilgili 2030 yılına kadarki yol haritasını çizmiş oldu.
EBRD’DEN 300 BİN EURO HİBE
İzmir Türkiye’de Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Yeşil Şehirler Programı’na giren ilk şehir olmuştu. EBRD’den 300 bin euroluk hibe alan İzmir Büyükşehir Belediyesi, Türkiye’de ilk kez İzmir’de hazırlanan Yeşil Şehir Eylem Planı ile aralarında su, biyolojik çeşitlilik, hava, toprak ve iklim değişikliği konularının da yer aldığı çevre sorunlarına yönelik eylemler tespit etti. Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı’yla ise sera gazı azaltım ve iklim uyum eylemleri belirlendi. İzmir Büyükşehir Belediyesi, yenilenebilir enerji yatırımları, ulaşımda raylı sistemin geliştirilmesi, bisiklet ve yaya yolları, atıktan elektrik enerjisi elde edilmesi gibi çevreci yatırımlarla sera gazının azaltılmasına katkı sağlıyor.
İKİ PLAN UYUMLU HALE GETİRİLDİ
Büyükşehir Belediyesi, birbirini tamamlayıcı nitelikteki iki planın strateji ve eylemlerini de uyumlu hale getirdi. Her iki planda da arazi kullanımı, atık yönetimi, binalar, çevre ve biyolojik çeşitlilik, enerji, halk sağlığı, sivil savunma ve acil durum, su yönetimi, tarım ve ormancılık, turizm ve ulaşım sektörlerinde 61 eylem oluşturuldu.
Bu iki eylem planıyla iklim krizinin etkilerine uyum sağlayarak İzmir’in dirençli kılınmasını amaçlayan İzmir Büyükşehir Belediyesi, sera gazlarının 2020’ye kadar yüzde 20 azaltılması taahhüdünü, 2019’da meclis kararıyla “sera gazlarının 2030’a kadar yüzde 40 oranında azaltılması” olarak yenilemişti.
"İZMİR’İ DOĞA İLE DAHA UYUMLU HALE GETİRMELİYİZ”
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, çalışmaların yaklaşık bir buçuk yıl şeffaf ve katılımcı bir şekilde yürütüldüğünü belirterek, “İklim krizinin etkilerinin, doğa felaketleri ve afetlerin bize uzak olmadığını yaşayarak gördük. Bu nedenle İzmir’i doğa ile daha uyumlu ve dirençli bir kent haline getirmemiz gerekiyor” dedi.