Günümüzün popüler konularından birisi olan güneş enerjisi konusunda Türkiye dünyanın önde gelen ülkelerinden birisi olarak dikkat çekmektedir. Sahip olduğu potansiyeli kadar evsel kullanım konusunda geçmişi on yıllara varan deneyimi ile Türkiye, güneş enerjisini oldukça eskiden beri bilen tanıyan ve bugünkü konjonktürde de bu kaynaktan en iyi istifade etmeye çalışan ülkelerden birisidir.
Dünya genelindeki duruma baktığımızda ise başta ABD olmak üzere Avrupa ülkeleri ve neredeyse Çinlinin bile sahtesini yapacak kadar teknolojik adaptasyona yatkın olan Çinliler başı çekmektedir. Kimi ülkeler güneş ışınları potansiyeli bakımından öne çıkarken kimi ülkeler de sahip oldukları teknoloji birikimi ve enerji ile olan olmazsa olmaz ilişkilerinden dolayı zoraki olarak öne çıkmaktadırlar. Dünya güneş haritası olarak da adlandırabileceğimiz haritaya baktığımız zaman karşımıza şöyle bir tablo çıkmaktadır;
En güneşli ülkeler, bölgeler…
Afrika’nın önemli bir kısmı (özellikle Sahra Afrikası olarak adlandırılan ve tamamen çöl olan bölge), Avustralya ve Amerikaların orta bölgeleri güneş enerjisinin en güçlü ulaştığı bölgeler olarak dünyanın diğer bölgelerine göre daha avantajlı konumdalar.
Türkiye bu haritadaki ölçeklendirmeye göre metre kareye yılda 1500–2000 kwh civarında güneş ışınının düştüğü ortalamanın hayli üzerinde ve oldukça şanslı bir ülke olarak dikkat çekmektedir. Haritadaki renklendirme ve metrik sınıflandırmadan yola çıktığımız zaman Türkiye bir Avustralya veya Sahra Afrikası ile kıyaslanamaz ancak neredeyse dünyanın üçte ikisinden de zengin bir durumda. Öte yandan dikkat çeken bir hususu hemen belirtmekte fayda var;
Güneş ışınları bakımından en büyük yoğunluğa sahip olan bölgelerin neredeyse tamamı çöllerden oluşmakta ve bu bölgeler yerleşim merkezleri ve yatırım bölgelerine oldukça uzaktadır. Öte yandan buralara yatırım yapılsa bile bu sefer de üretilen enerjinin nakli için ikinci bir maliyet gerekmektedir. Bu bakımdan Türkiye, İspanya gibi ülkeler yatırım imkanları, tüketim merkezleri gibi hususları göz önüne aldığımızda dünyanın en rantabl ülkeleri olarak dikkat çekmektedir. Bu bağlamda Afrika’nın kuzey kıyılarında yerleşim ve nakil bölgelerine yapılacak yatırımlar da dikkate değer bir verimliliğe sahip olabilir.
Güneşten enerji üretme konusunda birçok ülkenin son yıllarda önemli çabalar içerisine girdiğini görmekteyiz. Çevresel değerlere ve kaynakların sürdürülebilirliğine büyük önem veren Avrupa entegrasyon sistemi bu ülkeler grubunun başını çekmektedir. Gerek Avrupa ülkelerinin enerji konusunda karşı karşıya olduğu kıtlık gerekse Avrupa müktesabatının çevresel değerlerin korunmasını bir zorunluluk haline getirmesi Avrupa ülkeleri için bu konuyu bir zorunluluğa dönüşmektedir.
Avrupa Ülkeleri
Almanya, Danimarka, İspanya gibi ülkeler güneş enerjisi üretimi ve teknolojisi konusunda Avrupa’nın önde gelen ülkeleri. Küresel bir güç olma yolundaki Almanya kuşkusuz bu konunun en önemli ülkesi. Almanya, enerji zorunluluklarının yanında bu alanı kontrol etme dürtüsüne de sahip olan yegane ülke olarak öne çıkmaktadır. Almanya sahip olduğu teknoloji ile güneşten hem önemli ölçüde faydalanıyor hem de güneş pilleri ve güneş panelleri konusunda dünyada en önemli ülkelerden birisi. Bu alanda Avrupa’da dönen ekonominin dominant aktörü Almanya. Danimarka da güneş pilleri üretiminde şaşırtıcı bir şekilde öne çıkıyor.
İspanya ise mineral yakıtlar konusunda Avrupa’nın en fakir ülkesi olduğu için enerji üretebileceği birkaç alanda Avrupa’da dikkat çekici çabalara girmiş olan bir ülke. Bir kere dünyanın en büyük barajlarının İspanya’da olduğunu hatırda tutmak gerek. Öte yandan aynı çabanın güneş enerjisi konusunda da gösterildiğini söylemek mümkün. Hem bu konuda İspanya Avrupa’nın en verimli ülkelerinden birisidir. Çünkü metre kare başına düşen güneş ışını bakımından İspanya Avrupa’nın en avantajlı ülkesidir.
Dünya güneş haritasını şöyle açıp baktığımızda İspanya’nın Avrupa bütününe karşı sahip olduğu göreli üstünlüğü kolayca görmek mümkün. Fransa ile birlikte İspanya’nın aldığı güneş ışını miktarı yıllık olarak 2000 Kwh/m² civarı bir rakama tekabül etmektedir. Bu ortalamalar Türkiye ortalaması ile başa baş rakamlar ancak Avrupa geneline göre İspanya’nın oldukça avantajlı olduğu ortada.
Güneş enerjisi konusunda dünyanın en önemli ülkesi birçok alanda olduğu gibi hiç kuşkusuz ki ABD’dir. Gerek teknolojik birikimi, gerek coğrafi büyüklüğü ve çeşitliliği ve gerekse enerji politikaları konusundaki aktivitesi ile bildik bir yönlendiriciliğe sahip.
Çin
Güneş enerjisi konusunda yükselen aktör ise hiç kuşkusuz ki Çin. Çinlinin bile çakmasını yapmasına ramak kalmış olan Çinliler, taklit yetenekleri ile Avrupa ve ABD’de üretilen teknolojileri hızlı bir şekilde kendilerine uyarlayarak ucuz iş gücü avantajı ile bu sektöre girmiş durumdalar. Çin’in bu yöndeki çabalarının orta ve uzun vadede sonuç vererek Çin’i yakın bir gelecekte dünyanın tartışmasız en güçlü üreticisi konumuna getireceğine şüphe yok.
Çünkü yeni teknolojilerin yüksek maliyetli olması bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin yeni yatırımlara girmesini zorlaştırmaktadır. Böylesi durumlarda en iyi çözüm ikinci kalite ile de olsa bir çözüm üreterek yoluna devam etmektir. Haliyle dünyanın her yeri zengin Avrupa ve ABD gibi olmayınca Çin’in pazarı herkesin pazarından daha büyük olacak bu da Çin’i gelecekte bu konunun en önemli ülkelerinden birisi yapacaktır.
Türkiye’ye gelince,
Türkiye’de konunun coğrafi imkanlar dağılımı, ekonomik yayılma etkileri, kaynak ve verimlilik sorunu bağlamında geniş bir şekilde ele alınması gerekmektedir…