Enerji Günlüğü - Türkiye’nin bu ay sonunda açıklanacak 2021 yılı büyüme oranının yüzde 9 civarında gerçekleşmesi bekleniyor. Buna karşılık, ülkedeki yıllık doğalgaz talebinde yüzde 25 oranında artış yaşandı. Enerj verimliliği alanında ekipman üreten ve çözümler geliştiren EMA Enerji’nin Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Vatansever, Türkiye’nin doğalgaz tüketiminin 2021 yılında 61 milyar 552 milyon metreküpe ulaştığına dikkat çekerek, bu oranın ülkedeki ekonomik büyümenin yaklaşık üç katına karşılık geldiğini söyledi.
FABRİKA ÇATILARI HÂLÂ BOMBOŞ
2017-2021 döneminde doğalgaz talebinde dikkat çekici bir artış yaşanmadığını belirten Vatansever, pandemi nedeniyle ertelenmiş talepler gündeme gelse de büyümenin üç katı doğalgaz tüketilmesini, enerjinin verimsiz kullanıldığının göstergesi olarak değerlendirdi. Türkiye’nin yenilenebilir ve temiz enerji kaynaklarına yönelik tüm yatırımları destekleyici mekanizmaları bir an önce geliştirmesi gerektiğini vurgulayan Vatansever, şunları ifade etti:
ELEKTRİK MOTORLARININ YÜZDE 70’İ VERİMSİZ
Kişi başına enerji tüketimi yüksek, enerji yoğunluğu düşük ülkelerin gelişmişlik endeksinde üst basamaklarda yer aldığını anımsatan Vatansever, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türk sanayicileri olarak Avrupalı rakiplerimizle kıyaslandığında aynı üretimi yapabilmek için daha fazla enerji tüketiyoruz. Ülkemizdeki sanayi tesislerinde kullanılan elektrik motorlarının yaklaşık %70’i düşük verimlilikte motorlardan oluşuyor. Keza ısı kayıpları, atık ısı geri kazanımı, verimli aydınlatma, ısı yalıtımı, enerji izleme sistemleri gibi enerji verimliliği projeleri ile aynı ölçekte üretimi daha az enerji tüketerek yapmamız mümkün. Türkiye’nin 2023 yılına kadar enerji yoğunluğunu yüzde 20 oranında azaltma hedefi bulunuyor. AB ortalamasına ulaşmak için enerjide en az yüzde 25 oranında verimlilik sağlamamız gerektiği anlaşılıyor.”
ENERJİ VERİMLİLİĞİ KÜLTÜRÜNÜN ÖNEMİ
İş dünyasının VAP olarak adlandırılan Verimlilik Artırıcı Projelere yeterli önemi vermediğini belirten Hüseyin Vatansever, bu projelerin sadece parasal getiri boyutu ile değil, kültür değişimi olarak değerlendirilmesi gerektiğini; enerji yoğunluğunun azalmasının firmaların enerji maliyetlerinin daha rekabetçi olması anlamına geldiğini sözlerine ekledi.