TürkAkım gazının yaşam döngüsü üzerine - Filiz KARAOSMANOĞLU yazdı

Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi (YDD) doğalgazın çevreye olası etkilerini belirlemede en çok tercih edilen çevresel yönetim araçlarından biridir. Peki TürkAkım YDD'si bize ne söylüyor?

KONUK YAZAR: PROF. DR. FİLİZ KARAOSMANOĞLU (*)

Doğalgazın aranması, çıkarılması, rafinasyonu, taşınması, dağıtılması, sıvılaştırılması, sıkıştırılması ve tüketilmesinde, mevcut en temiz teknolojiyi, en iyi enerji-su-atık yönetimi ile kaynak verimliliğini esas alarak uygulamak gereklidir. Aksi takdirde çevre kirlenip iklim değişirken, insan ve doğa sağlığı bozulur.

Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi (YDD) doğalgazın çevreye potansiyel etkilerini saptamak için en çok tercih edilen çevresel yönetim araçlarından biridir. YDD “kaynaktan son kullanıma” veya “beşikten mezara” yaklaşımları olarak pazardaki ürünlere ve ürün tasarımlarına uygulanan kantitatif bir çalışmadır. YDD için kullanılabilecek çok sayıda yöntem mevcuttur. YDD ile:

· Ürünün çevresel etkilerinin sistematik olarak değerlendirilmesi veya ürünlerin karşılaştırılabilmesi,

· Ürünün yaşam döngüsünün her bir adımının etkilerini belirleme ve mevcut ürün/proseste yapılacak değişikliklerin hangi yaşam döngüsü basamağında çevresel etkileri nasıl değiştireceğini belirleme,

· Alternatif ürün, işlem veya malzemelerin yol açacağı olumlu/olumsuz çevresel etkileri belirleme,

· Hangi teknoloji veya prosesin en az miktarda çevresel etkiye neden olacağını belirleme

· Hava, su ve toprağa salınan tüm çevresel etkilerin hesaplanabilmesi,

· Malzeme tüketimi ve salımların yerel halk, bölge ve dünya üzerindeki etkilerinin belirlenmesi,

· İki veya daha fazla ürünün sağlık ve çevre üzerine olan etkilerinin karşılaştırılabilmesi,

· Eko-etiket başvurusu için hazırlık ve

· Karbon ve su ayak izi hesaplanması yapılabilmektedir.

“ISO 14040 (2006) Çevre Yönetimi-Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi-İlkeler ve Çerçeve ve ISO 14044 (2006): Çevre Yönetimi-Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi- Gereksinimler ve Kurallar” standartlarına göre YDD gerçekleştirilmektedir. Bu standartlara göre “TürkAkım İle Taşınan Doğal Gazın Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi” Sphera şirketlerinden biri olan Thinkstep firmasınca South Stream Transport B.V. için yapıldı. YDD için ISO 14040 Bölüm 7.3'e uygun olarak uzman panelinde hakem incelemesi taslak raporun tamamlanması ardından başlatılarak, raporun son düzenlemesi bağımsız hakem heyeti öneri ve görüşleri dikkate alınarak bitirildi. Raporda veri kaynakları, varsayımlar ve sonuçlar şeffaf bir biçimde paylaşıldı.

YDD çalışmasının amacı farklı doğalgaz tedarik seçeneklerinin iklim değişikliği ve diğer potansiyel çevresel etkileri ile bu doğalgazın elektrik ve evsel ısı üretiminde kullanımı hakkında güvenilir ve güncel bilgi sağlanmasıdır. Hem doğalgaz arzı hem de doğalgaz kullanımı kapsama alınmıştır.

Doğal gazın Rusya’dan TürkAkım boru hatları ile Güneydoğu Avrupa ülkelerine (Bulgaristan, Yunanistan, Macaristan ve Sırbistan) ve Türkiye’ye taşınması ve bu doğalgazın elektrik ve konutlarda ısı üretimi için kullanılması sonucunda oluşacak iklim değişikliği potansiyeli ile asidifikasyon, ötrofikasyon, fotokimyasal ozon oluşumu, solunumla ilgili inorganikler, iyonlaştırıcı radyasyon, insan üzerindeki toksiklik ve ekotoksiklik ile su kaynaklarının tükenmesi gibi çevresel etkiler karşılaştırmalı incelendi.

Elektrik ve evsel ısı üretimi için duyarlılık analizi gerçekleştirilerek, enerji üretim birimlerinin verimliliği gibi temel parametrelerin etkisi ortaya konarak, doğalgaz arzındaki kaçak emisyonlar incelendi. İklim değişikliği sonuçlarının güvenirliği için Monte-Carlo simülasyonu ile belirsizlik analizi de uygulandı.

TürkAkım boru hattıyla Güneydoğu Avrupa’ya ve Türkiye’ye doğalgaz arzının sağlanması alternatif doğalgaz tedarik zincirlerine göre çevresel açıdan daha avantajlıdır. İncelenen alternatif doğalgaz tedarik zincirleri arasında Ukrayna koridoru üzerinden Rusya’dan ve sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ithalatı yoluyla ABD, Avustralya, Cezayir ve Katar’dan tedarik yer almaktadır. Genel olarak, boru hattı taşımacılığı ile sağlanan doğalgazın iklim değişikliği sonuçları LNG ithalatı yoluyla tedarik edilen doğalgazın neden olacağı iklim değişikliği sonuçlarına göre daha azdır. LNG ithalatı ile sağlanan doğalgaz tedarik zincirinin sera gazı emisyonları 16.7-28.6 g CO2 eşdeğer/MJ aralığında olup, bu değer TürkAkım üzerinden arz edilen doğalgaz kullanımının sonuçlarına göre %61-176 aralığında daha yüksektir. Çünkü saflaştırma dahil sıvılaştırma sürecinin ve LNG taşımacılığının yüksek enerji tüketimine bağlı olarak sera gazları emisyonu artmaktadır. Bu sonuçlar Güneydoğu Avrupa ve Türkiye için LNG ithalatı yerine TürkAkım boru hattı ile doğalgazın getirilmesi durumunda yılda 19-48 milyon ton CO2 eşdeğeri tasarruf potansiyeli olduğunu göstermektedir.

TürkAkım üzerinden tüketilen doğalgaza ait elektrik ve konutlarda ısı üretimi sonucunda elde edilecek iklim değişikliği sonuçları linyit, taşkömürü, kömür gazları; petrol/petrol ürünleri ve doğalgaz (ortalama) kullanımı sonucunda elde edilecek iklim değişikliği değerlerine göre daha düşüktür. Bu etki yenilenebilir kaynaklara göre (biyokütle, rüzgâr, güneş ve su gücü) göre daha yüksektir. Doğalgaz ve atıktan elektrik ve ısı üretimi karşılaştırmasında ise iklim değişikliğine etki ülkeden ülkeye farklılık göstermektedir.

Çalışmada doğalgazın taşınmasındaki kaçak emisyonların azaltılması, enerji verimliliği ile düşük karbonlu hidrojen üretimi yeni teknolojileri analiz edilerek, TürkAkım doğalgazı ile ülkelerin ulusal iklim hedeflerine nasıl katkı sağlanabileceği alınabilecek önlemlere göre incelenerek, 2030 ve sonrası için analiz yapıldı. 2030 ve sonrası için elektrik üretimi ve evsel ısınmada tüketilecek doğalgazın iklim değişikliğini azaltma potansiyel etkisinin ülkeden ülkeye farklılık göstererek %18-31 aralığında değiştiği, elektrik ve ısınma sektörlerinde 2030 yılına kadar önerilen önlemlerin hayata geçirilmesiyle ulusal sera gazı emisyonlarının 1990 yılına kıyasla %29-61 oranında, 2017 yılına kıyasla %11-35 oranında azaltılabileceği saptandı.

TürkAkım doğalgazının sera gazı emisyonları 2017 yılı değerleriyle karşılaştırıldığında: doğalgaza (ortalama) göre %1’e kadar, petrol/petrol ürünlerine göre %4’e kadar, kömüre göre %7-24 aralığında azaltma potansiyeli ön görüldü. Böylece, enerji değişmek için dönüşürken “TürkAkım İle Taşınan Doğalgaz” elektrik üretimi ve evsel ısınma için çevresel etkisi en az fosil enerji kaynağı olarak ortaya konuldu.

Düşük karbonlu hidrojenin adyabatik metan dönüşümü (AMC) ve metan pirolizi ile eldesi ve TürkAkım Doğal Gazı-Hidrojen harmanı tüketilmesinin etkileri de çalışmada incelendi. AMC, %44-48 aralığında hidrojen kullanarak, verimli bir şekilde metan-hidrojen karışımı üretmeyi sağlayan teknolojidir. Bu teknoloji gaz türbinlerinin yakıt tüketimini, azot oksit ve karbonmonoksit emisyonlarını önemli ölçüde azaltabilmektedir. Metan pirolizinde doğalgaz, karbondioksit oluşmadan doğrudan hidrojen ve karbona ısıl parçalanmaktadır. Uzun vadede, katı karbonun ürünlerde kullanılarak depolanması ya da yeraltında bertarafı ile teknosferden uzaklaştırılması gerekmektedir. TürkAkım Doğalgazı-Hidrojen (80:20) harmanı kullanımının, sera gazı emisyonlarını 1990 ve 2017 yıllarına ait toplam değerlere göre %2’ye kadar azaltılabileceği belirlendi.

YDD çalışmasında kullanılan veriler, yaşam döngüsü modelleri ve ilgili yorumların karşılaştırmalı iddiaları destekler nitelikte, uygun, tutarlı ve yeterli ölçüde güvenilir olduğu bağımsız hakem heyetince belirlenerek, YDD sonuçlarının karar verici uzman kitleri ile siyasi kuruluşların ulusal ve uluslararası düzeyde bilgisine sunulabilir olduğu saptandı. Rapor ve raporun yönetici özeti sektörel paydaşların görüşüne açıldı.

Meraklısı İçin: https://sphera.com/reports/life-cycle-emissions-of-natural-gas-transported-via-turkstream/

(*) İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi