Türk şirketinden dünyaya yeni bir enerji depolama çözümü

Supracap Enerji AŞ, lityum iyon gibi kimyasal tabanlı sınırlı ömürlü bataryaların aksine, sınırsız ömre sahip süperkapasitörlerle enerji saklama çözümleri geliştirerek depolama yatırımcılarının kullanımına sundu.

Mehmet KARA

Tüm dünyada olduğu gibi küresel ana trendler Türkiye’de de kesişim kümesine girdiği ölçüde her sektörün ana gündem başlıklarını belirliyor. Sürdürülebilirlik ve emobilite de ana trendler arasında. İkisinin kesiştiği noktalardan biri ise enerji saklama teknolojileri.

Çünkü sürdürülebilir bir gelecek için yenilenebilir enerji kaynaklarına yöneliş şart olarak gösterilirken, bunu yapabilmenin yolu da bugünkü şebeke altyapısıyla, tüketildikçe üretilmesi zorunlu olan elektriği saklayabilmekten geçiyor. Öyle ya, rüzgâr eserken ve/veya güneş ışırken ihtiyacınız olmayan elektriği, esintisiz ve/veya güneşin kendisini göstermediği bir zaman diliminde kullanmak isterseniz, bunun yolu elektriği saklamaktan geçiyor.

Bugün Türkiye elektrik sektöründeki oyuncuların ana gündem başlıkları arasında elektrik depolama yatırımları ilk sıralarda yer alıyor. Hatta sektör dışından bu alana ilgi gösterenleri de sayarsak, depolama yatırımları, girişimciler açısından oldukça ilgi çekici ve fırsatlar sunan bir alan olarak karşımızda duruyor. Yaklaşık 25 bin MWh’e yakın depolama lisansı verilmiş durumda. Henüz şebekeye bağlanmış depolamalı üretim tesisi yok ama lisanslar sınırlı süreli olduğu için, yatırımcılar zamanla yarışmak durumunda.

İşin ilginci, onca verilmiş lisansa rağmen, yatırımcının adım atabilmesi için ikincil mevzuat ve idari adımlarda eksiklik devam ediyor. Ama bir yandan da hangi teknoloji soruları havada uçuşuyor.

Anlaşılan o ki bu sorular zamanla ve pratikteki ilerleyişle cevap bulacak. Ama cevap konusunda iddialı girişimler de ortaya çıkmaya başladı. Bu girişimlerden biri de enerji kaynaklarında olduğu gibi, enerji ekipmanlarında da yerlileşmeye giderek daha çok ağırlık veren Türkiye’den çıktı. Peki kim bu şirket ve hangi teknoloji ile nasıl bir saklama çözümü vaat ediyor? Enerji Günlüğü, Supracap Enerji AŞ’ye ulaştı ve bu sorulara cevap aradı. Supracap Yönetici Ortakları Bihter Koçum ve Hikmet İp, Mehmet Kara’nın sorularını cevapladı:

Mehmet Kara: Supracap Enerji nereden çıktı?

Bihter Koçum: Biz yaklaşık 17 yıldır farklı sektörlerde birlikte çalışıyoruz. Son işimizi profesyonellere devredip daha katma değerli bir alana geçmek istedik, yani aslında bir arayış içine girmiştik. Teknoloji içeren yeni trend seçeneklerle ilgileniyorduk. Fintech veya enerjinin depolama tarafında bazı seçeneklere bakıyorduk. Bu vesileyle bir bilim insanıyla yolumuz kesişti.

Hikmet İp: Söyledikleri çok ilgimizi çekti ama enerji depolama teknolojisine dair anlattıkları gerçek olamayacak kadar iyi görünüyordu. O yüzden yerinde görmeye karar verdik, tesislerini ziyarete gittik. Gördüklerimiz bizi gerçekten çok etkiledi ve süreci çok hızlı bir şekilde ilerletmeye başladık. Hemen deneme amaçlı bir süperkapasitör depolama ünitesi sipariş ettik. 2 megavatsaatlik (MWh) süperkapasitörü Aliağa Rüzgâr Enerji Santrali’ne kurduk.

Mehmet Kara: Nedir bu süperkapasitör ve enerji saklama işinde nasıl bir konuma sahiptir?

Hikmet İp: Süperkapasitörün tarihçesi oldukça eski. İlk olarak 1960’larda Amerika Birleşik Devletleri’nde ortaya çıkıyor. Başlangıçta elektronik sektöründe kullanılıyor. Enerji kesintisine tahammülü olmayan ekipmanların kesinti yaşansa bile çok hızlı şekilde enerji alabilmesi amacıyla kullanılıyor. Bugün de hala kullanılıyor. Bunlar kondansatörler ve kapasitörler olarak bilinir. Yani enerjiyi saklasın da sonra bir ara lazım olduğunda versin.

Mehmet Kara: Bir nevi UPS, yani kesintisiz güç kaynağı gibi öyle mi?

Hikmet İp: Evet, bir nevi UPS. Aslında günümüzde en yaygın enerji saklama yöntemi elektrokimyasal çözümler. Cep telefonu bataryaları ile araç aküleri gibi. Eskiden kurşun asit aküler de kullanırdık, gerçi hala kullanıyoruz. Jel aküler de kullanırdık, onlar da birer elektrokimyasal batarya tipi. Şimdi sözünü ettiğimiz süperkapasitörler ise biraz farklı. Süperkapasitörler, enerjiyi elektrostatik olarak saklayan başka bir batarya tipi. Ben eminim bambaşka batarya tipleri de ortaya çıkacak. Yani bugün sattığımız bataryaları biz 5 sene sonra satıyor olmayacağız, başka bataryalar satılacak piyasada. Çok daha yeni teknolojiler çıkacak.

Mehmet Kara: Beş yıl sonra ortadan kalkacaksa neden yatırım yapasınız ki?

Hikmet İp: Teknoloji çok hızlı tüketilen bir şey. Beş yıl önce kullanılan telefonları bugün kullanmıyoruz. Ama baktığınızda telefon sektörü ölmüyor. Bu teknoloji de aynı. Yani biz daha önce başka bataryalar kullanıyorduk bugün lityum iyon diye bir şey konuşuyoruz mesela, hatta bir ara enerji santrallerinin içerisinde kurşun asit bataryalarla enerji saklanıyordu.

Mehmet Kara: Sizin üreteceğiniz ürünler ya da çözümlerin ömrü 5 yılla mı sınırlı?

Hikmet İp: Aslında öyle olacak. Çünkü teknoloji değişmek zorunda kalacak, elektrostatik enerji depolama işi bugün yaptığımız şekilden daha başka bir yere evrilecek ileride.

Mehmet Kara: O zaman siz de daha yenisine hazırlanın, niye uğraşıyorsunuz ki 5 yıl sonra devreden çıkacak teknolojiyi?

Hikmet İp: Aslına bakarsanız önce bugünün ihtiyacını bugünün teknolojisiyle halletmemiz lazım. Yarına da yarının teknolojisini hazırlamaya devam etmemiz gerekiyor.

Mehmet Kara: Böyle ters ters soruyorum ama bunları sormam gerekiyor...

Bihter Koçum: Evet, zaten akla gelen sorular bunlar, bence de sormalısınız, ki bizim de bu konuyu daha iyi anlatabilmemize vesile olsun. Çünkü bu iş sadece bir fabrika kurup orada süperkapasitör bataryalar üretmekten ibaret değil. Bizim yaptığımız, bu işin teknolojisini takip etmek elektrostatik yöntemle enerji saklayan süperkapasitör bataryaları da geliştirmek.

Mehmet Kara: Elinizdeki çözümün mevcutlardan olumlu olumsuz farkları nedir?

Hikmet İp: Geleneksel bataryalar ile bir konteynerde 7-8 MWh kapasite sığdırılabilirken 6 ay öncesine kadar süperkapasitör bataryalarda bu miktar 4 MWh idi. Şimdi bu 6 MWh’a çıkacak. Bunun teknolojisini geliştirmek esas işimiz. Zaten bu işte yerinde sayan kaybedecek. Süperkapasitörün diğer çözümlere karşı önemli avantajları var. Bir kere süperkapasitör bataryaların ömür sınırı teorik olarak yok, cycle ile yani doldur-boşalt yaptıkça ömür kaybetmiyorlar. Bunların enerji verimlilikleri de yüksek, yüzde 99’un üzerinde. Yani depoladığınız enerjiyi neredeyse kayıpsız olarak geri alabiliyorsunuz. Doluluk oranı ne olursa olsun, bataryanın tüm kapasitesini kullanabiliyorsunuz. Isınmıyor, yani soğutma ihtiyacı ortaya çıkmıyor. Süperkapasitör bataryada kimyasal bir işlem yaşanmadığından yanma-patlama ya da sektörel jargonda thermal runaway denilen, söndürülemez şekilde yanmaya başlama riski yok. Diğer yandan hız konusunda da çok başarılı süperkapasitör teknolojisi. Dolum hızı da çok yüksek, 1C-20C arası hızlarda rahatlıkla çalışabiliyor.

Mehmet Kara: Ar-Ge amaçlı 2 MWh’lık süperkapasitör bataryasını nereye kurmuştunuz?

Bihter Koçum: İlk Ar-Ge amaçlı süperkapasitörü Menderes Tekstil’e ait 19 MW kurulu güce sahip Aliağa Rüzgâr Enerji Santrali’ne kurduk ve tesise entegre ettik. Şu anda depolama yapıyor, aktif testleri yürütüyoruz.

Mehmet Kara: Sonraki hedefiniz nedir?

Hikmet İp: Aslında Aliağa’daki tesis, test çalışmalarının yanında yeni çözümümüzü tanıtmamızı da sağlayacak. Biz bu teknolojiyi ilk duyduğumuzda inanmadık. Yok canım, hem batarya, hem sınırsız ömürlü, hem kimyasal değil, elektrostatik falanla bu iş olamaz dedik. Ama gidip görünce inandık. Şimdi biz de çıkacağız ve insanlara diyeceğiz ki, bir batarya var, acayip bir şey, bildiğiniz gibi değil diyeceğiz. Onlar da tıpkı bizim gibi “yahu olmaz öyle şey” diyecekler. Ama onlar da bakıp görünce inanacaklar.

Mehmet Kara: Peki neden Menderes Tekstil, onlar bu işten ne bekliyor?

Bihter Koçum: Onların 2022 sonlarında aldıkları 250 MWh’lık bir depolamalı ön lisansları var. Ve bu projeleri hayata geçirmek için de sınırlı bir süreleri var. Bu yüzden aktif bir şekilde batarya teknolojileri arayışı içindeydiler. Biz onlarla temasa geçtiğimizde sık sık yurt dışına seyahat ediyor, farklı teknolojileri araştırıyorlardı. Bu teknolojiyi denemek istediğimizi söylediğimizde çok ilgili davrandılar. Zaten onların aradıkları da buydu aslında. Dolayısıyla geçtiğimiz aylarda bunu kurduk ve şu anda aktif testlerini yapıyoruz.

Mehmet Kara: Bundan sonra Menderes Tekstli ile nasıl bir yol yürümeyi düşünüyorsunuz?

Bihter Koçum: Onlar da elde edilecek verileri değerlendirecekler. Bu testler sonucunda 250 MWh’lik depolama yatırımlarını hangi sistemle kuracakları konusunda bir karara varacaklar.

Mehmet Kara: Sizin aldığınız ilk sonuçlar neler?

Hikmet İp: Aldığımız veriler, bizim beklediğimiz ve potansiyel yatırımcılara göstermek istediğimiz veriler. Aslına bakarsanız bu işin özünde bilişim yatıyor. Şu anda internetten sipariş verip süperkapasitör satın alabilirsiniz ama bilinen mahsurlarıyla karşılaşırsınız. Bizim süperkapasitörler ise yönetiminde kullanılan algoritmalar sayesinde bu mahsurları bertaraf ediyor. İşte bu algoritma, kapasitörlerin bu inanılmaz özelliklerine sahip olmasını sağlıyor. İşte bu, sizin az önce sorduğunuz ‘5 yıl sonra değişecek bir şeyi niye üretiyorsunuz’ sorusuna da bir cevap aslında. Çünkü bunun üzerindeki algoritmayı güncelleyerek, bunu yarının teknolojisi ortaya çıktığında yarının çözümü gibi kullanabilmek mümkün olacak. Bence diğer bütün batarya sistemlerinden farkı, bunun oyun değiştirecek tarafıdır.

Mehmet Kara: Nasıl bir oyun değiştiricilik bu?

Hikmet İp: Aslında biz bunu bir süredir, hayatımızın bazı alanlarında yaşıyoruz. Cep telefonlarımıza bazen bir yazılım güncellemesi geliyor ve cihazın üzerindeki batarya yönetim sistemini (BMS) de güncelliyor. O andan itibaren bataryayı, ömrü yettiğince yüzde 3-5 daha verimli kullanmaya başlıyoruz. Ama süperkapasitörde doldur-boşalt sayısı ile sınırlanan bir kullanım ömrü olmadığından, çok daha büyük ölçekli ve kalıcı verim artışları sağlayabiliyoruz. Onun için biz bu çözüme Supracap Limitless Battery diyoruz. Bunu, sınırları olmayan bir batarya anlamında söylüyoruz. Bir sürü bataryada başlangıçta düşünülmeyen şeyleri yapabilmenin sebebi bilişim tarafındaki gelişmelerdir. Ve ihtiyaç hasıl oldukça bu gelişecek taraflar beş yıl önce satın aldığınız bataryanın üzerinde de kullanılabilir olacaktır.

Mehmet Kara: O halde daha erken kullanıma girmiş ürünlere de etkisi olacak öyle mi?

Hikmet İp: Aslında işin bu tarafı da çok kritik. Bence bir ürünün yenisini satın almaktansa eskisini geliştirebilmek çok önemli bir özellik. Sürdürülebilirlik açısından gelecekte buna çok ihtiyaç olacağını düşünüyorum. “Hakikaten böyle bir şey varmış” dedirtmek için Kasım sonunda Aliağa RES’te kurulan süperkapasitörün lansmanını yapacağız.

Mehmet Kara: Peki, kimler gelecek bu lansmana?

Bihter Koçum: Ankara’dan enerji otoritelerini, depolama ön lisansı almış büyük firmaların yöneticilerini, CEO’larını davet ettik. Kamu tarafı bu çözümü görmeye ve konu üzerinde aktif bir şekilde çalışmaya istekli. Yani Ankara tarafı da çok heyecanlı. Çünkü onlar açısından da çok stratejik bir yatırım bu. Ülkenin enerji güvenliği açısından da çok önem arz ediyor. Tabii bir de ülkeyi tek bir teknolojiye, tek ata oynama durumundan da çıkarmış oluyoruz. Yarın öbür gün başka seçenekler de çıkacaktır ve bu da bu yumurtaları farklı sepetlere dağıtmak anlamına gelecektir.

Bu arada Cumhurbaşkanımızın da Türkiye’yi bir batarya hub’ı haline getireceğiz gibi bir söylemi var. Bu da sadece konvansiyonel bataryalarla olacak bir şey değil. Yani konvansiyonel bataryalar, biz, yani süperkapasitörler ve hidrojen ile başka pek çok şey de gelecektir inşallah zamanla. Ancak böyle bir hub haline gelebiliriz çünkü…

Mehmet Kara: Evet peki teşekkür ediyoruz. Evet, gördüğümüz kadarıyla Türkiye yeni bir teknolojiyle tanışıyor, tanışacak. Belki çok uzun süredir üzerinde çalışılıyordu ama enerji arz güvenliğine de hizmet edecek saklama teknolojilerinin arasına katılacak yeni bir seçenek yolda ve gördüğümüz kadarıyla bu yeni depolama çözümünün doğum yeri de Türkiye.