Termik santral finansmanı zor

Haluk DİRESKENELİ

Değerli Okurlarım,
Bugünlerde rödovans ihaleleri sonrası termik santral kontrat törenleri yapılmaya başlandı. Yatırımcının zamanı yoktur, parası azdır çok kıymetlidir, kendi imkanları ile proje toplam fiyatının %20-30`unu ancak finanse edebilir. Kendisinden taşın altına elini koyması ve proje toplam bedelinin %20-30`u kadarını kendi imkanları ile sağlaması beklenir.

Kalan yüzde 70-80 proje bedeli uluslararası finans piyasasında satışa çıkar. Yatırımcı hızlı bir şekilde projesi için finansman paketi sağlayıp işi en ucuz fiyata, güvenilir bir yükleniciye vermek ve parasını bir an önce geri almak ister. Çok iyi danışmanlarla çalışması ve konuya hakim olması şarttır.

Milyar dolarlık projelerin finansman bulabilmeleri için uluslararası etkin-güvenilir danışman şirketlere Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) raporu hazırlatılması gerekir. Böyle bankable-finansman verilebilir ÇED raporu için projenin sahibi yatırımcı firma birkaç milyon dolar bedel öder. Bundan kaçış yoktur, kanun çıkarıp "ÇED gereksizdir" kararı çıkarsanız da fayda etmez.

Para verecek finansman kurumları sizden düzgün uluslararası kabul edilebilir ÇED raporunu isterler. Bu raporlarda bizim yurtiçi raporlardan çok daha ciddi araştırmalar vardır. Her türlü teknik-politik-sosyal risk çok ciddi araştırılır, getirisi götürüsü net ortaya konur. Değerlendirilir, riskler belirlenir. Bu konularda, her yıl yenilenerek yayınlanan "IFC, Bankable EIA report" dökümanına bakmanızı öneririm.

Uluslararası değerde güvenilir ÇED raporu ile görevlendirilen aracı bir uluslararası finansman kurumu proje finansman arayışına girer. Finansmanın bedeli, riski, fiyatı, ödenecek faizi, geri ödeme süresi, para istenmeyen geri ödemesiz süre (grace period) bellidir, ülke risk değerlendirme raporlarına göre istenen faiz bellidir.

Sonra dünyanın dört bir tarafından, fazladan parası olan, projenizle ilgilenen, parasını burda değerlendirmek isteyen yatırımcı finasman kuruluşları bir araya gelirler, (syndication) ortak finansman paketi hazırlarlar, çok sayıda yatırımcı kuruluş riski paylaşırlar, proje için finansman açılır, basın medya aracılığı ile duyurulur.

Finansman çalışmalarına katılanlara plastik, saydam, süslü, dik konumlu plaketler (tumpstone) dağıtılır. Yazarınızın çalışma masası üstünde de bunlardan birkaç tanesi bulunmaktadır. Finansman kontratı herhalde en az 1000 sayfa, hatta daha fazla olabilir. Herşey, her risk, her parametre, tek tek yazılır, fiyatlanır. Avukatlar, finansmancılar, mühendisler, herkes para kazanır.

Uzakdoğulu firmalar doğrudan devreye girerlerse ne olur? Bugünlerde görüyoruz, komple anahtar teslimi çok ucuz teklifler veriyorlar ve ihaleyi alıyorlar. Sonra kendi ülkelerinin "Exim" bankaları üstünden projeyi finanse ediyorlar. Kendi şartlarını masaya koyuyorlar. Kendi şartları kabul edilene kadar bekliyorlar. Sonra çok basit, garantisi, cezası, yükümlülükleri çok sınırlı bir kontrat imzalanıyor. Yatırımcının elinde hiçbir pazarlık yapma gücü olmuyor.

Çevre Etki Değerlendirme raporları onlar için önemli değil. Kendi şartları kabul edilsin yeter. Santral garantileri, kontrat maddeleri içinde kelime oyunları ile anlamsız kalıyor. Gecikme, kapasite, verim, performans tutturamama durumlarında istenen cezaların hükmü olmuyor. Çoğunda işletme için yeterli yedek parça yok.

Çevre koruma, toz tutma, kükürt tutma sistemleri yetersiz kalıyor, yanma verimleri düşük oluyor, bizim yerli kömür için hiç denenmemiş, işletmede kendini ispatlamamış tasarımlar getiriyorlar.

Genelde 2 yıl olan geçici çalışma süresini tamamlayıp gidiyorlar, geriye zor çalışan, devamlı arıza veren problemli santraller kalıyor. Bu acı tecrübeyi yaşayan yatırımcı, konuyu kendi içine atıyor, saklıyor, açık etmiyor, yenileme, rehabilitasyon harcamalarına geçiyor.

Eskiden anahtar teslimi ihaleler sonrası kendi ülkelerinden binlerce işçi getirirlerdi. Son yıllarda yapılan yasal düzenlemelerle bu uygulamanın önüne geçildi. Artık yerli inşaat, yerli montaj işleri yurtiçi firmalar tarafından yapılıyor. Az da olsa yerli istihdam sağlanıyor.

Yatırıma ayrılan para çok değerlidir, kolay bir araya getirilmiyor. Para hiçbir yerde öyle kolay kazanılmıyor. Bu konularda ciddi çalışmalar, yönlendirmeler, düzenlemeler lazım derim.