Sürdürülebilir enerji...

Mehmet KARA

Türkiye 2016’ya enerji alanında ciddi meselelerle giriyor.

Bunların başında, tek tedarikçiye bağımlılığın, enerji arz güvenliğini pamuk ipliğine bağlı hale getirdiğini gösteren Türkiye-Rusya gerilimi geliyor.

Dileriz bu gerilim, enerjide arz güvenliğini sağlamanın ne kadar elzem olduğunu toplumun hücrelerine kadar hissetmesi için bir vesile olmuştur.

Daha önce de yazdık; Türkiye için enerjide asıl mesele, ne petrolün, ne doğalgazın, ne de kömürün yetersizliğidir...

Esas mesele enerjinin iyi yönetilmesidir...

Yani eldekileri iyi değerlendireceksiniz, yetmeyeni dışarıdan alacaksınız.

Peki bizde durum ne?

Güneş çok yaygın ve yerli bir kaynak. Ama yeterince hızlı hareket edip, bu tükenmez kaynağı bir türlü yeterince değerlendiremiyoruz.

Rüzgarda da durum buna yakın. Evet, rüzgar santralleri hızla çoğalıyor ama daha alınacak çok yol var.

Jeotermalde hem yeni kaynaklar keşfediliyor hem de önceden keşfedilmiş kaynaklar kullanıma sunuluyor. Keşif çalışmaları yapılmamış çok geniş bir coğrafya var.

Kömür var ama kalorifik değeri düşük. Bunu sosyal taraflarını da düşünerek değerlendirmek zorundasınız.

Biyokütle konusunda geniş bir potansiyel var ama bu alanda farkındalık çok düşük. Halbuki hayvansal ve bitkisel organik atıkları değerlendirmeye başlamak aynı zamanda tarım ve hayvancılığa da çağ atlatabilecek bir fırsat sunuyor.

Evet, tüm bu kaynakları değerlendirmek için bir de teknoloji ve ekipman meselemiz var. Kendi kaynağınız olsa bile, bunu değerlendirmek için ekipman ve teknolojide dışa bağımlıysanız işiniz zor.

Kendi teknolojiniz ve ekipmanınız yoksa, kendi kaynaklarınızdan yararlanmak için dışarıda birilerini de zengin etmek durumundasınız.

Diyelim ki kaynağı buldunuz, ekipmanı alıp yatırımı gerçekleştirecek finansmanı da sağladınız...

Peki enerjinizi verimli kullanıyor musunuz? Bu soruya cevabınız evet değilse, ciddi bir sorununuz var demektir.

Hem kaynak dışarıdan, hem ekipman dışarıdan, üstelik bunları verimli şekilde kullanamıyorsanız vay halinize...

Enerjiyi verimli kullanmak, Türkiye’nin önündeki en önemli meselelerden biri.

Şöyle bir öncelik sıralaması yapmayı deneyelim. Bunların ne kadarını yapabilirseniz o kadar iyi.

Temiz ve yerli enerji kaynaklarını; yatırımlarda yerli mühendislik, teknoloji ve ekipman katkısıyla kullanmalısınız. Bunu yaparken, çevreye en az zararı verecek şekilde davranmalısınız.

Yerli kaynak, mühendislik, teknoloji ve ekipmanın yetmediği noktalarda en temiz kaynağı ithal edip, bunu en verimli şekilde değerlendirmenizi sağlayacak mühendislik, teknoloji ve ekipmanları kullanmalısınız.

Birim enerjiden daha yüksek çıktı almanızı sağlayacak yol ve yöntemleri yaygınlaştırmalısınız. Ve söylemeye gerek var mı bilmiyoruz ama enerjiyi tüketirken israftan kaçınmalısınız.

Ve tabii enerji verimliliğine yönelik harcanacak emek, zaman, para... Çevreye saygının gereği olarak verimlilik salt ticari gözlükle bakılamayacak kadar önemlidir. Bu yüzden, olağan ticari şartlarda kısa sürede geri dönemeyecek ama yapılması elzem yatırımların hayata geçirilmesi için kamuya önemli görevler düşüyor.

Burada ise bir uzak görüşlülüğe ihtiyaç var; sürdürülebilir bir hayat için...

...