Stuxnet v0,5

Haluk DİRESKENELİ

Değerli Okurlarım, 

Ankara`da Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) yönetimi, 30 yıllık Nükleer eğitimini 1999 yılında kapattı, 2000`den fazla M.Sc. ve Ph.D. tezi kütüphanede duruyor. ODTÜ, çevre ve yenilenebilir enerji eğitimine geçti. Nükleer konusunu yeniden açmaya hiç niyeti yok.

Oysa Nükleer santral tasarımı, mühendisliği, imalatı, montajı ve işletmesi, Makina Mühendisliğinin alt disiplinidir. Nükleer santral prensipte bir termik santraldir. Fosil yakıt yerine nükleer yakıt kullanılır. Nükleer çekirdek sonrası tamamen bir termik santral tasarımıdır. Makina Mühendisleri Nükleer teknolojiden uzak olamazlar.

***

2007 yılında ABD ve Israil ortak bir çalışma ile“Stuxnet v.0.5” isimli bir bilgisayar virüsü ürettiler. 2009 yılında virüs ABD Başkanının izni ve gizli servislerin çalışmaları ile hafıza çubuğu kullanılarak İran Busheir Natanz Nükleer santrallerinin kontrol merkezi Siemens Scada bilgisayarlarına bulaştırıldı. Santraldeki tüm bilgisayarlar, çalışanların evlerindeki tüm PC`ler çöpe gitti. Tümü yenilendi. Santral inşaat devreye alma süreci 2 (iki) yıl gecikti.

Bu arada Virüs İranlı bilgisayar mühendisleri tarafından izole edildi, mimarisi çözüldü, daha tehlikeli eklemeler yapıldı ve İran dışına geri gönderildi. Stuxnet kontrolden çıktı. Geçtiğimiz günlerde 2 (iki) adet her biri 1000 Mwe güçte ABD Nükleer santrali bu virüs yüzünden 3 hafta devre dışı kaldı. Zarar tahminen 100 milyon US Dolarını buldu.

Google ile yaptığınız her arama, g-mail ile yaptığınız her iletişim, “Büyük Birader” tarafından gözleniyor. Bu yüzden İran, Google ve g-mail kullanımını bıraktı.

Stuxnet v0.5 Virüsü ve ondan üretilen yeni klon virüs (Flame) çok tehlikeli savaş silahı durumuna dönüştü. Gelecekte nükleer kontrol sistemini sadece durdurmakla kalmayacak, istem dışı- kontrol dışı işletmeye geçebilecek. Kaza durumunda açılması veya kapanması gereken valflar, sistemler çalışmayabilir veya yanlış- ters çalışabilir, sonu yeni bir “Three-Mile Island”, “Chernobyl” veya “Fukushima” felaketi olabilir.Böyle saldırı Akkuyu Nükleer Santrali kontrol odası bilgisayarlarına yapılırsa, santral güvenliğini kim nasıl kontrol edecek?? Ortada bir savunma zafiyeti yok mu? Bilim-kurgu felaketi gibi ama durum böyle.

Savaşan askerler günümüzde artık sadece cephane, top, tüfek, tabanca kullanmıyorlar. Ekran başında çalışan Siber asker mühendisler ortaya çıktı. İnsansız hava araçları ABD Nevada üssünden kontrol ediliyor ve Afganistan`da harekât yapıyorlar.

Bizim coğrafyamız zor. Bu coğrafyada varlığımızı devam ettirebilmek için güçlü olmak zorundayız. Etrafımızda nükleer silahı olan tehlikeli komşulara karşı caydırıcılığımızı sağlamak zorundayız. Sadece savunma ortaklıkları yetmiyor. Kendi kontrolümüzde konvansiyonel ve gerekiyorsa nükleer silah sahibi olmamız gerek. Bunlar insansız hava araçları olur (Drone), ATAK helikopteri olur, F-16 veya F-35 uçağı olur, gerekiyorsa nükleer silah olur. Bu yüzden nükleersiz bir Türkiye düşünmek zor.

Normal yöntemler ile sonuç alınamayınca, 2010 yılında sorgulamaya- denetlemeye kapalı, dayatmacı ve kolaycı yöntemle Kuzey Komşumuza Akkuyu Nükleer santrali projesi doğrudan ihale edildi. İlk bütçe fiyat 20 milyar US Dolar ve ilk işletmeye alınış 2020 yılı idi, sonra revizyon yapıldı- rakamlar değişti, bütçe arttı- yükseldi, ilk işletme tarihi herhalde ileriye ötelendi. Müteahhit gurup içinde Türk hissedar yok. Atık kontrolü ve santral bilgisayar kontrolleri- güvenliği bizce net değil.Zaten inisiyatif – inşaat kontrolü artık bizde değil.

Bizim coğrafyada bize nükleer teknoloji, makul kapasitede nükleer santral lazım, ancak kapasite, yer ve uygulanan yöntem ne derece doğru? Bir siyasi proje, ancak siyasi kredi ile finanse edilebilir. Siyasi kredi zaman içinde biter. Büyük projeler ticari kredi desteği ile yürür. Siyasi projenin ticari kredi bulması zordur, belki de imkânsızdır.

Projenin temel tasarımını kontrol etmek mümkün değil. Kafalarda bir sürü soru var.
Çok sıcak (+30C) deniz suyu ile Akkuyu nükleer santrali nasıl soğutulacak?
Atık kontrolünü kim nasıl yapacak? Atıklar nasıl taşınacak, nereye taşınacak?
“Allah Muhafaza” bir kaza durumunda çevre insanını kurtaracak, “Acil tahliye planı” var mı?

Her yıl 75 genç öğrencimizi eğitime gönderiyoruz. Nükleer santral işletme eğitimi alıyorlar, nükleer tasarım mühendisi değil, daha çok nükleer santral operatörü olarak eğitiliyorlar. Tecrübesiz yeni mezunlara nükleer santral sorumluluğunu bir anda nasıl vereceğiz?-

Daha önce aynı ihale yöntemi ile yine Kuzey komşumuz tarafından yapılan 210 Mwe Bursa Orhaneli termik santrali, Seydişehir Alüminyum Tesisleri, İskenderun Demir ve Çelik fabrikası, bizim ortamımızda düzgün- kesintisiz çalışamadılar. Kuzey Komşumuzun çok soğuk iklimine uyumlu tasarımlar, bizim çok sıcak ortamımıza uyum gösteremedi. İşletmede çabuk yaşlandılar, piyasa uyumluluğu ve sürekliliği gösteremediler.

Fransa`da elektriğin %80`i nükleerden üretiliyor, ancak tüm santraller Fransız tasarımı, Fransız üretimi. İşletme tümüyle Fransız personel tarafından yapılıyor. Atık yönetiminde sorunları var, ancak her şey kendilerinden. Çözüm de kendilerinden. Ortada yabancı yok. Bizimki tümüyle bize yabancı. Bu iş nasıl olacak bilemem. En derin saygılarımla...
Münih / 12 Nisan 2013