Her yıl olduğu gibi bu yıl da medyada çeşitli 1 Nisan şakaları yer aldı.
Bence bu yılki en dikkat çekici şaka-haber ise Anadolu Ajansı`ndan geldi.
Koskoca devletin ajansı da 1 Nisan şakası yapar mı demeyin. Anadolu Ajansı`nın her yıl olmasa da geçmiş 1 Nisan`larda da abonelerine şakahaber servis etmişliği vardır.
Bu yılki şaka-haber ise enerji konusuyla ilgiliydi. Şaka-habere "Taksim`de doğalgaz bulundu" başlığı atılmıştı. Aslında şaka-haber için yapılan bu tercih, bir yanıyla konunun önemini de ortaya koyuyor.
Şaka-haber için konu aranırken ülkenin genel gündeminden bağımsız davranılması düşünülebilir mi? Tabii ki hayır...
Yani bugün enerji, ülke gündeminde eskisine göre çok daha fazla yer tutuyor. Bunu fiilen gözlemlemek de mümkün. Şöyle bir düşünün, Rusya ile ilişkiler eskiden tekstil ve bavul ticaretiyle ele alınırken; bugün doğalgazla bir arada ele alınıyor.
Irak ile ilişkiler eskiden bu komşunun toprak bütünlüğü, Kürt devleti kurulup kurulmayacağı, bunun Türkiye`yi bölünmeye götürüp götürmeyeceği konusunu işleyen haberlerle harmanlanarak
yazılır çizilirdi. Bugün ise Irak denilince aklımıza hemen bu ülkenin doğalgaz ve petrol kaynaklarının
Türkiye`ye ve buradan da dünya pazarlarına nasıl taşınabileceği konuları geliyor.
Daha da ötesi, geçmiştekinin tersine, bugün Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi ile Türkiye arasındaki ilişkiler, kimi çevrelerce Irak`ın toprak bütünlüğünü tehlikeye atan gelişme olarak yorumlanabiliyor.
Suriye haberleri her ne kadar Esad yönetimi ve muhalefet arasındaki çatışmaları anlatıyor olsa da iş yine dönüp dolaşıp, enerji meselesine geliyor. Suriye`deki gelişmelerin arka planında Batı’nın
bölgedeki enerji kaynaklarını kontrol etme çabasının bulunduğu sıkça dile getiriliyor.
Kıbrıs ve Yunanistan konusunda da benzeri bir durum söz konusu. Eskiden daha çok askeri, siyasi ve diplomatik kavgalarla şekillenen Türkiye- Yunanistan-Kıbrıs haberleri, bugün Doğu Akdeniz`deki gaz ve petrol rezervlerinin nasıl paylaşılacağı tartışmalarıyla örülüyor.
Bu farklılıklar İran, Azerbaycan, Bulgaristan ve hatta ABD ve tüm Avrupa ülkeleriyle ilişkilere de uzatılabilir.
Zaten tüm bunlar olmasa da enerjide dışa bağımlılık Türkiye için başlıbaşına önemli bir konu...
Türkiye`nin enerjide dışa bağımlılığı çok kısa sürede çözmesi zor. Uzun vadeli bir enerji stratejisi ve buna bağlı çok ayaklı politikalar uygulanması şart.
Bir yandan ülke içinde kömür, petrol ve doğalgaz üretiminin artırılması için çaba harcarken bir yandan da yurtdışında arama ve üretim çalışmalarının artırılması gerekiyor. Bu arada rüzgar,
güneş ve jeotermal kaynaklara da haksızlık etmeyelim, toplam kaynaklar içinde düşük bir paya sahip olsalar da çok kritik bir işlev görecekleri kesin.
Peki Türkiye dışa bağımlılık sorununu çözmek için tüm bunların tamamlanmasını beklemek zorunda mı? Tabii ki hayır. Ankara`nın, tüm bunlar tamamlandıktan sonra da geçerli olacak bir enerji
piyasası algısını, anlayışını hayata geçirmesi gerekiyor.
Bunun özeti, enerji piyasalarının serbestleştirilmesi.
Yani enerji bağımlılığını bir realite olarak alıp, bunu yönetmekten söz ediyoruz.
Kömür mü ithal edilecek? Dünyanın en ucuz kömürünün nasıl tedarik edilebileceğine kafa yorulmalı. Petrol mü ithal edilecek, en uygun şartlarla bunu sağlayacak bir mekanizmayı kurmalı.
Doğalgaz mı ithal edilecek, ülke ekonomisinin bunu en uygun şartlarda bulabileceği bir ortam oluşturulmalı. Elektrik üretiminde kullanılacak altyapı malzemeleri mi lazım? Mümkünse bunun olabildiğince yurt içinde üretilmesinin yolları bulunmalı, çoğaltılmalı.
Elektrik fiyatları çok mu pahalı? O vakit en ucuz maliyetle elektrik tedariki için elektrik üretim yatırımlarını artırmaya bakılmalı. Bunun için şeffaf ve iyi işleyen bir elektrik borsası oluşturup, geleceğe yönelik elektrik fiyatları tahminleri yapılabilmesi sağlanmalı. Böylece, girişimciler ileride ne kazanabileceğini hesaplayarak yatırım yapmaya yönelebilir.
Bir de elektrik borsasının sağlıklı işlemesi için de, elektriğe dönüştürülebilecek kömür, gaz, petrol gibi birincil kaynakların fiyatlarının da serbest piyasa mantığı içinde belirlenebilmesi önemli.
O yüzden EPDK Başkanı Hasan Köktaş`ın geçtiğimiz günlerde 2013`ü doğalgaz borsasının kuruluş hazırlıklarını tamamlama yılı ilan etmesi çok önemli. Çünkü elektriğin ağırlıklı kısmını karşılayan gazda piyasa mantığı işlemezse, elektrik borsası da güme gider.
Her neyse, bir şakadan yola çıktık, laf nerelere geldi.
Şaka bir yana, enerji önemli...