Geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin önde gelen enerji oyuncularından Akenerji, ilgi çekici bir uygulama başlattı, sanal santral ihale sistemini devreye soktu.
Sanal kelimesi kafanızı karıştırmasın. Santralin de sanalı mı olurmuş demeyin. Anlatmaya çalışacağız.
Akenerji, Hatay’daki Erzin Doğal Gaz Kombine Çevrim Santrali’ndeki toplam 904 MW’lik kurulu gücün 40 MW’lik kısmını sektördeki diğer oyuncuların kullanımına açtı.
Bu 40 MW’lik elektrik üretim imkanı, 2016 yılının üçüncü ve dördüncü çeyreğinde en iyi teklifi sunan firmalara tahsis edilecek. İhaleyi alan firma, söz konusu dönemler için 40 MW’lik doğalgaza dayalı elektrik üretim kapasitesine sahip olacak.
Peki Akenerji niye kendi santralini başkalarına kullandırtıyor ki? Kendisi üretsin, kendisi satsın?
İşte tam burada piyasa hazretleri devreye giriyor. Akenerji’nin bu santrali yıl boyu tam kapasiteyle çalıştırması mümkün olmayabiliyor. Çünkü aslında kilovatsaat başına en yüksek maliyetle elektrik üreten tesisler doğalgazla çalışan santraller.
Bu yüzden tesisin sahibi, santralin en azından belli bir bölümünün gelirini sağlama almak istiyor. Böylece 904 MW’lik bu büyük santralin tamamının yakıt hariç işletme maliyetini karşılayabilecek kadar bir geliri garantiye almış oluyor.
Söz konusu garanti, 40 MW’lik kısmı kullanma hakkını elde etmek için en iyi teklifi veren firmanın kendisine ödeyeceği tutardan ibaret. Bu durumda Akenerji, piyasadaki elektrik fiyatlarının uygun seviyeye yükseldiği zaman dilimlerinde, santralin kalan kapasitesini karlı şekilde çalıştırabilir.
Tamam, Akenerji’nin bu kapasiteyi neden kendisi kullanmak yerine başkalarına devretmek istediğini anladık. Peki başkaları niye bu kapasiteyi kullanma hakkını almak için onlara para ödesin ki?
Şunun için. Doğalgaz çevrim santralleri, kesintisiz elektrik üretebilen baz yük tesislerdir. Oysa örneğin rüzgar ve güneş santralleri böyle değil. Onlar ancak rüzgar eserse, gün ışığı yeterliyse elektrik üretebilir. Bu durumda, elinde bolca rüzgar santrali kapasitesi bulunan bir oyuncu, potansiyel alıcılara kesintisiz elektrik tedarik edemez. Bu yüzden de piyasada esnek hareket edemez.
Rüzgar elektriğini tek başına satabilmek için, sadece rüzgarın estiği saatlerde üretilecek elektriği almayı kabul edebilecek özel alıcılar bulmak gerekir. Onların sayısı da çok sınırlıdır.
İşte bu yüzden de rüzgardan elektrik üretebildiği halde bunu satmakta zorlanabilecek oyuncular, Akenerji’nin Erzin Santrali’ndeki üretim kapasitesinin ihaleye çıkarılan kısmını portföyüne eklemeyi tercih eder. Bunun için Akenerji’ye bir miktar ödeme yaparak, kendisine piyasada daha geniş bir manevra alanı yaratabilir. Yani daha kolay elektrik müşterisi edinebilir.
Önceki yazılarımızda da değinmiştik. Türkiye’de şu anda toptan elektrik piyasasında fiyatlar yerlerde sürünüyor. Türk Lirası cinsinden piyasa takas fiyatı rakamları, 6-7 yıl öncesinin seviyelerini gösteriyor.
Bunun nedeni de, devletin toptan elektrik piyasasındaki kontrol gücünü piyasa mantığının dışında kullanması. Devlet, 40-50 yıl önce kurulmuş bir santrali sanki hiç yatırım maliyeti yokmuş gibi işletiyor. Yani bu tip santrallerin ürettiği birim elektriğin maliyetini, sadece çalıştırdığı personelin maaşları ve bakım onarım giderlerinden ibaret kabul ederek hesaplıyor.
Bu durumda, toptan elektrik piyasasında maliyet bazlı bir fiyat oluşumundan söz edilemiyor. Maliyet bazlı fiyat oluşumu için, devletin elindeki elektrik santrallerini kalıcı şekilde özel sektöre devretmesi gerekiyor. Bunun için zamana ihtiyaç olabilir.
O halde bu santrallerin üretim kapasitesini dönemler bazında ihale yoluyla elektrik ticareti oyuncularına bırakarak aynı sonuç elde edilebilir. Böylece, piyasa mantığıyla “sağlıklı” bir elektrik fiyatı oluşumu gerçekleştirilebilir.
Yani Akenerji yapıyorsa, Elektrik Üretim AŞ neden yapmasın? Aslında kısmen yaptı, yapıyor. Sonuçlarını tam olarak bilemiyoruz. Ama bunun yeni bir yaklaşımla daha geniş şekilde yapılıp sürekli kılınmasında yarar var.
İyi de sen niye durup dururken elektriği pahalandırmaya çalışıyorsun ki dediğinizi duyar gibiyim. Öyle değil işte, biz burada başka bir şeyden söz ediyoruz. Ne demek istediğimizi anlamak istiyorsanız, geçen haftaki yazımızı okumanızı öneriyoruz.
Sadece şu kadarını söyleyelim. Toptan elektrik piyasasındaki fiyatlarla sizin evinize, ofisinize gelen elektrik faturasının düşmesi ya da yükselmesi arasında doğrudan bir ilişki yok, içiniz rahat olsun!