MEHMET KARA
Geçtiğimiz hafta enerji yatırımcısını şaşırtan, beklentileri boşa çıkartan, dolayısıyla yatırım ortamına güveni zedeleyen bir kararı eleştirmiştik. O da 2000 MW’lik rüzgar santrali kapasite tahsisi için başvuruların üçüncü kez ve bu defa iki yıllığına ertelenmesiydi.
Bu kez olumlu bir gelişmeden bahsedeceğiz. Geçtiğimiz yıl biri güneş biri de rüzgar yatırımları için iki adet 1000’er megavatlık YEKA santral lisans ihalesi yapılmıştı. Enerji Bakanlığı bu ihalelere devam edileceğini duyurmuştu.
Ancak hangi kaynak için hangi bölgelerin değerlendirileceği belirsizdi. İşte geçen hafta sonu gelen bir açıklama, bu belirsizliği ortadan kaldırdı.
Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü, güneş ve rüzgar santrali kurulacak yeni yenilenebilir kaynak alanlarını (YEKA) ilan etti. Bu alanlar Aday YEKA olarak duyuruldu.
Buna göre YEKA ihalelerine rüzgarda Saros, Gelibolu ve Kıyıköy, güneşte Hatay-Erzin, Niğde-Bor ve Şanlıurfa’da belirlenen toplam altı alan ile devam edilecek.
Hemen söyleyelim. YEGM’i bu açıklamasından ötürü kutluyoruz. Çünkü potansiyel yatırımcılar bu konuda hazırlık yapabilmek için daha rahat hareket edebilecekler. En azından yer belli.
Ayrıca bu bilgi, rüzgar ve güneş enerjisi yatırımlarına yönelik genel bir yol haritasının ortaya çıkması anlamına geliyor.
Bu arada rüzgar YEKA için belirlenen bölgenin off-shore, yani deniz üstünde olması da önemli. Çünkü Türkiye’nin bu alanda da yerli teknoloji, ekipman ve çözüm konusunda know-how’a sahip olmasını beraberinde getirecek.
Aldığımız bilgilere göre rüzgar ve güneş alanındaki Aday YEKA bölgelerinde, yatırımcılardan ve Bakanlığın yapacağı ön çalışmalar sonucunda bir önceliklendirme yapılacak.
Hem güneş hem rüzgar için belirlenen üçer bölgeden öncelikle belki sadece birer ya da ikişer tanesi değerlendirilecek. Yakın gelecekte bu konuda nasıl bir yol izleneceği de şekillenecektir.
Ve potansiyel yatırımcılar için şimdi çalışma zamanı. Çünkü ana güzergah belli, iş ayrıntılara ve en iyi projeyi geliştirmeye kalıyor.
Ve yarış fiilen başladı diyebiliriz.
Herkese kolay gele.
Mehmet KARA