Enerji Günlüğü - PÜİS Başkanı Muhsin Alkan, akaryakıt musluktan bedava aksa, benzini 2.57 TL’den, motorini ise 1.88 TL’den daha ucuza kullanamayız dedi.
Petrol Üreticileri İşverenler Sendikası Genel Başkanı Muhsin Alkan, Enerji Gazetecileri Derneği (EGAD) üyesi bir grup gazeteci ile yaptığı toplantıda, ham petrol fiyatlarındaki düşüşün pompaya aynı oranda yansımamasını döviz kuru ve yüksek ve sabit vergi oranlarına bağlayarak, "Akaryakıt musluktan bedava aksa, benzini 2.57 TL’den, motorini ise 1.88 TL’den daha ucuza kullanamayız" dedi.
Alkan, 2008 yılında akaryakıt fiyatları üzerinde benzer tartışmalar devam ederken, dönemin EPDK Başkanı Hasan Köktaş'ın tespitini hatırlatıp bugüne uyarlayarak, "Sayın Köktaş’ın işaret ettiği gibi, bugün petrol evimizdeki musluktan bedava da aksa, rafineri, dağıtıcı ve bayi ortadan da kaldırılsa, buyüksek vergiler nedeniylebenzini 2.57 TL’den (ÖTV+ÖTV’nin KDV’si), motorini ise 1.88 TL’den (ÖTV+ÖTV’nin KDV’si)daha ucuza kullanamayız." dedi.
PETROLDEKİ DÜŞÜŞ POMPA FİYATINA ÇOK AZ YANSIYOR
Haziran ayından bu yana ham petrol fiyatlarındaki yaklaşık yüzde 47 oranındaki düşüşün ülkemizde rafineri çıkış fiyatına benzinde yüzde 43.2, motorinde ise yüzde 35,6’lık bir indirim olarak yansıdığını belirten Alkan, bu düşüşün pompa fiyatlarına benzinin pompa satış fiyatında yüzde 17, motorinin pompa satış fiyatında ise yüzde 16,3’lük bir indirim olarak yansıdığını ifade etti.
Ham petrol fiyatlarındaki düşüşün pompaya aynı oranda yansımamasının temel nedenlerini de yüksek döviz kuru ve akaryakıt ürünleri üzerinden alınan oldukça yüksek ve sabit vergiler olduğuna dikkat çekti.
YÜZDE 40 KAR ORANI YALAN
Alkan, akaryakıt fiyatlarıyla ilgili kamuoyunda yanlış değerlendirmeleri gidermek ve doğru bir bilgilendirme yapmak için bilgilendirme yaparak, akaryakıt bayilerinin karlılık oranının iddia edildiği gibi yüzde 40 değil, brüt yüzde 4 ila yüzde 5 arasında olduğunu söyledi.
Alkan, yaptığı değerlendirmede, bir litre benzin satışından bayinin elde brüt karın yüzde 4.24, bir litre motorinde ise brüt yüzde 5 olduğunu söyledi.
"Öncelikle akaryakıt bayilerinin yüzde 40 kar elde ettiği şeklindeki asılsız ve komik iddialara güncel akaryakıt ürünleri fiyat oluşumu tablosu ile yanıt vermeye çalışalım." diyen Alkan, akaryakıt dağıtımında toplam kar payının (bayi+dağıtıcı) benzinde brüt yüzde 9.66, motorinde ise brüt yüzde 11.73 olduğunu ifade etti. Toplam kar payındaki bayiye düşen bölümün ise bu payın en fazla yüzde 45’ini oluşturduğuna dikkat çeken Alkan, dolayısıyla bayilerin bir litre benzindeki brüt karının 18-19 kuruşu geçmediğini, motorinde ise 19-20 kuruş civarında olduğunu söyledi.
Bütün bunlardan yola çıkarak, kaba bir hesapla bugün bir litre benzin satışından bayinin elde brüt karın yüzde 4.24, bir litre motorinde ise brüt yüzde 5 olduğunu belirten Alkan, bu rakamların brüt olduğunu, bunlardan vergi, işletme ve personel giderleri gibi kalemlerin düşürülmesinin ardından bayinin eline geçen net karın çok daha düşük rakamlara indiğini ifade etti.
FİYATI BAYİ BELİRLEMİYOR
Akaryakıt fiyatlarının oluşumunda akaryakıt bayilerinin en ufak bir müdahalesiya da söz hakkı bulunmadığını ifade eden Alkan, 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’na göre, akaryakıt bayilerinin bağlı bulundukları dağıtım şirketleri tarafından kendilerine bildirilen tavan veya tavsiye fiyatın dışında bir fiyatla akaryakıt satışı yapamadıklarını belirtti.
Alkan, "Hal böyleyken, “Akaryakıt bayileri, ham petrol fiyatlarındaki düşüşleri pompaya yansıtmayıp, aradaki birkaç kuruşluk farkıda cebe atıyorlar” şeklindeki asılsız iddiaları içeren haberlere imza atanları takdirlerinize bırakıyorum." dedi.
AB İLE KIYASLAMA DOĞRU DEĞİL
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun Kasım ayı başında sektörün görüşlerini almadan yeni bir fiyat metodolojisi oluşturduğunu ifade eden Alkan, tavan fiyat uygulamasını adeta kalıcı hale getiren bu metodolojinin 5015 sayılı Kanun’la oluşturulmaya çalışılan serbest piyasanın ruhuna aykırı olduğunu ve buna karşı tepkilerini açıkça dile getirdiklerini belirtti.
Bu metodolojiye göre Türkiye’deki akaryakıt fiyatları bundan böyle İngiltere, Fransa, İtalya ve Almanya’daki fiyatlara göre belirleneceğini hatırlatan Alkan, EPDK'nın bayileri susturmak için örnek alınacak ülkelerle, Türkiye piyasasına özgü farklılıkların fiyatlara yansıtılabileceği ifadesini metodolojiye eklediğini ancak Türkiye akaryakıt piyasasının AB ile kıyaslanamayacağını vurguladı.
Bunun nedenleri olarak da, Türkiye'deki akaryakıt bayilerinin ağır bir istihdam yükü, yüksek yatırım maliyetleri ve çok sayıda gider kalemlerini, coğrafi farklılıkları ve kaçak akaryakıtı gösterdi.
Alkan, "Kredi kartı komisyonu, yazarkasa ve otomasyon giderleri, istihdam etmek zorunda bırakıldığımız sorumlu müdür, iş sağlığı ve güvenliği uzmanı, iş yeri hekimi, çevre danışmanı gibi AB ülkelerinde olmayan çok sayıda gider kalemimiz var.
AB ülkelerinin tamamında akaryakıt istasyonlarında self-servis uygulaması varken, ülkemizdeki tüketici alışkanlıkları nedeniyle self-servis sisteminin uygulanması çok zor.
Dolayısıyla istasyonlarımızın her birinde yaklaşık 10-15 pompa görevlisi istihdam ediyoruz. Tüm bunlar yetmiyormuş gibi, bir türlü kapanmayan yaramız olan kaçak akaryakıtla mücadele etmek zorundayız.
Eminiz ki hiçbir AB ülkesinde kaçak akaryakıtın boyutları bizdeki gibi milyarlarca dolarlık bir seviyeye ulaşmamıştır.
Bizler, bir taraftan kaçak akaryakıt nedeniyle satış yapamaz hale gelirken, diğer taraftan kamu otoritesinin kaçak akaryakıtla mücadele için aldığı tedbirlerin bir kısmını da finanse etmek durumunda kalıyoruz.
Ayrıca bildiğiniz gibi çok geniş bir coğrafyada yaşıyoruz. Birçok AB ülkesini bir araya getirseniz, coğrafi büyüklük olarak bir tane Türkiye bile etmiyor.
Bunun yanı sıra AB ülkelerinde akaryakıt kara yoluyla değil, boru hatlarıyla taşınıyor. Dolayısıyla Avrupa’daki nakliye giderleri Türkiye’ye kıyasla oldukça düşük.
Türkiye’nin coğrafik büyüklüğü nedeniyle nakliye ücretleri de bizler içinönemli bir gider kalemini oluşturuyor. " dedi.
YÜKSEK VERGİLER İNDİRİMİN ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGEL
Ham petrol fiyatlarındaki düşüşün aynı oranda pompaya neden yansıtılamadığına da değinen Alkan, yüksek ve maktu vergilerin indirimin önündeki en büyük engel olduğunu söyledi.
Türkiye petrol piyasasında uygulanan fiyat metodolojisi çerçevesinde, akaryakıt fiyatları; ürün fiyatı (rafineri fiyatı), Özel Tüketim Vergisi (ÖTV), EPDK payı, dağıtıcı ve bayi karı ile KDV’nin toplamından oluştuğunu belirten Alkan, rafineri fiyatının da, ham petrol ve dolar kuruna bağlı olarak değişkenlik gösterdiğini,ÖTV ve EPDK payının ise maktu yani sabit bir rakamdan oluştuğunu söyledi.
Alkan, "Dağıtım şirketi ve bayi karı çok az değişkendir.KDV ise fiyatı oluşturan bu dört unsurun toplamı üzerinden yüzde 18 olarak hesaplanır. Dolayısıyla ÖTV sabit olduğu için,ham petrol fiyatlarında meydana gelen düşüşlerin, pompa satış fiyatlarına aynı oranda yansıması kesinlikle mümkün değildir." dedi.
YÜKSEK VERGİ KAÇAK AKARYAKITIN DA NEDENİ
Kaçak akaryakıtın en büyük nedenlerinden birinin akaryakıt ürünlerinden alınan bu yüksek vergiler olduğunu ifade eden Alkan, ülkemizde kaçak akaryakıt nedeniyle her yıl milyarlarca dolarlık vergi kaybı yaşandığını söyledi.
AKARYAKIT SEKTÖRÜ ALTIN YUMURTLAYAN TAVUK
2013 yılında Türkiye’nin tüm vergi gelirlerinin yüzde 13,5’ine tekabül eden yaklaşık 50 milyar TL’lik bölümünün akaryakıt sektörü üzerinden toplandığına dikkat çeken Alkan, "Topladığı vergilerle, yarattığı istihdam ve ekonomiye kazandırdığı katma değerle akaryakıt sektörü adeta altın yumurtlayan bir tavuktur. Aklı başında olan hiç kimse de altın yumurtlayan bir tavuğu kesmek istemez." dedi.