Değerli okuyucular, Enerji Günlüğü’nün yayın hayatına yeni başladığı 2012-2013 döneminde bir süreliğine köşe yazılarımla bu mecrada ben de yer almıştım. İşlerimizin yoğunluğu ve karakteri gereği bu yazılara devam etme imkanı bulamamıştık. Ancak Enerji Günlüğü ısrarlı ve istikrarlı bir çizgi tutturup, giderek daha da güçlenerek bugünlere gelişini yakından izledim. Ve bugün, devamını getirebilme umuduyla, yeniden buradaki yazılara başladığımızı belirteyim. İşte ilk çalışmamız, umarız devamını getirmemize mani gelişmeler çıkmaz.
PETROL TANKERLERİ DEPOLAMA TESİSİ OLDU
Covid 19 salgını, petrol talebini günlük 30 milyon varil daraltınca başta ABD olmak üzere üretimdeki fazlalık ve stoklar aşırı şişmişti. Bu da Mayıs vadeli Amerikan petrolü kontratlarında fiyatların negatife dönmesine yol açmıştı. Brent petrol fiyatları da kısa bir süre içinde 45 dolarlardan 30 dolarların altına gerilemişti. Bu sertlikte bir fiyat düşüşüne yol açan talep daralmasının boyutlarını görmek için petrol tankerlerinin bile stoklama amacıyla doldurulduğunu ve bu gemilerin okyanuslarda gidecek liman bulamadığı için başıboş dolaştıklarını söylemek yeterlidir sanırım.
OPEC FİYATLARDAKİ ÇÖKÜŞÜ NEDEN ÖNLEYEMEDİ?
Aslında petrol fiyatları salgın öncesinde de düşüşteydi ve önde gelen ihracatçı ülkeler fiyatların belli bir seviyenin altına gerilememesi için çaba harcıyordu. Peki OPEC+ ülkeleri petrolde düşüşü neden önleyemedi? Bu sorunun cevabı biraz karmaşık. Ama anlatmaya çalışalım. Petrol dahil hemen tüm emtialar, alıcıların ve satıcıların gelecekteki fiyat dalgalanmalarından etkilenmemeleri için kurulmuş türev piyasalara konu olur. Ancak gelin görün ki bu piyasaların derinliğine göre emtia fiyatları dalgalanmalara, spekülasyona ve manüpülasyona açıktır. Vadeli petrol kontratları da hem Chicago’da (CME) ve NYMEX’de hem de Londra piyasalarında en çok işlem gören kontratlardır.
OPEC KOTALARI SADECE SPEKÜLASYONA MEZEDİR
Ben türev piyasalardaki alım-satım işlemlerine “olmayan para ile olmayan emtianın” ticareti diyorum. Bu piyasalarda dünyadaki günlük petrol tüketiminin 10-12 katı işlem yapılır. Ve spot günlük petrol fiyatlarını da bu türev piyasalardaki hareketler sürükler. Artık OPEC’in üretim kotalarının ya da kısıtlamalarının, spekülatif hareketlere meze olmasının dışında petrol fiyatları üzerinde hiçbir etkisi yoktur. Yıllardır da ben bunu söylerim. Yani “petrol fiyatları türev piyasaları tarafından rehin alınmıştır” demek yanlış olmaz. Bununla birlikte OPEC üyelerinin kota tahditlerini ilk olarak kendilerinin ihlal ettikleri de bir vakıadır.
TALEBİN ESKİ SEVİYEYİ YAKALAMASI UZUN SÜRER
Bu arada, CoronaVirus salgının da etkisiyle düşen talebin Nisan sonu Mayıs başı gibi 30 dolarların alçına çektiği petrol fiyatları, izleyen haftalarda önce 30 doları aştı. Ardından kademe kademe yükselerek 40 dolar seviyesini yakalayıp, Haziran başı itibariyle bu seviyenin de üzerine çıktı. Bu toparlanmanın, küresel ekonominin hızla düzeleceği tahmininden çok, sert düşüşe tepki olarak geliştiği söylenebilir.
Önümüzdeki dönemde ham petrol fiyatlarının Covid19 salgınındaki gelişmelerin ekonomik canlanma üzerindeki etkisine göre bir seyir izleyeceği açık. Günlük ortalama petrol tüketiminin 2020 yılı bittiğinde 2019 rakamının 9-9,5 milyon varil/gün aşağıda kalacağını tahmin ediyorum. 2021 yılında ise ortalamanın 2019 ortalamasını yakalayacağını öngörüyorum. Buna bağlı olarak petrol fiyatlarının 2021 yılında 2019’daki seviyesini yakalayıp üzerine çıkma potansiyeli taşıdığını söyleyebiliriz.
Bu sürecin küresel ekonomideki dengeler üzerinde önemli etkileri olacağı açık.
Hangi ülke ve/veya bölgeler nasıl etkilenecek?
Kimler ne kazanacak, kimler ne kaybedecek?
Türkiye gelişmelerden nasıl etkilenecek?
Bu soruların cevapları da bir başka yazının konusu olsun…