Otay: Ortadoğu için petrol neyse Türkiye için de rüzgar o!

Enerji Günlüğü - Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve Sarıtepe Kampüsü Rüzgar Enerji Santrali Proje Koordinatörü Emre Otay Ortadoğu için...

Enerji Günlüğü - Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve Sarıtepe Kampüsü Rüzgar Enerji Santrali Proje Koordinatörü Emre Otay Ortadoğu için petrol neyse Türkiye için de rüzgarın o derece önemli olduğunu belirtti.

Türkiye’nin son yıllardaki rüzgar enerji santrallerindeki yatırımlarıyla ilgili açıklamalar yapan Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve Sarıtepe Kampüsü Rüzgar Enerji Santrali Proje Koordinatörü Emre Otay Türkiye için rüzgarın sonsuz olduğunu ve Ortadoğu ülkelerinde nasıl petrol çok değerliyse Türkiye için de rüzgarın o derecede değerli olduğunu anımsattı.

1 MW’LIK POTANSİYELLERİ DAHA KULLANMADIK

Otay, konuşmasında rüzgarın Türkiye için önemine ddeğinirken şu ifadelere yer verdi; “Asya'dan Avrupa'ya at başı gibi girmiş yarımadanın en büyük özelliği 3 büyük denizi birbirinden ayırması. Bu denizlerin ve atmosferik sistemlerin oluşturduğu havanın değişimlerinde sürekli rüzgar oluşuyor. O yüzden bu rüzgarlar bizim petrolümüz, enerjimiz hatta nükleerimiz bile diyebilirim. Türkiye'nin rüzgar potansiyeli sonsuz. Ülkenin kıyı şeridine göre kapladığı alan çok yüksek. Her metrekare başına aslında daha fazla rüzgar düşüyor komşu ülkelerimize oranla. Çok başarılı büyük projelerimiz var. Fakat esas kullanamadığımız kısmı bireysel veya küçük çaplardaki 1 megavatlar düzeyindeki potansiyeli hiç kullanmadığımızı düşünüyorum.”

AVRUPA'DA 2017 YILI İÇERİSİNDE 4. SIRADAYIZ

Ekolojist.net kurucusu ve çevre mühendisi Pınar Özurgancı Eşkin de Türkiye rüzgar alanında ilerlemelerin yaşandığına değindi. Eşkin konuşmasında, “TÜREB'in 2017 yılı sonunda yayınladığı Türkiye Rüzgar Enerjisi İstatistik Raporu'na göre 2017 yılı sonunda 6 bin 872 megavatlık bir kurulum gücüne sahibiz. 2017 yılı içinde 766 megavatlık rüzgar enerji santralini devreye almış durumdayız. Bu Türkiye açısından güzel bir gelişme hatta Avrupa'da 2017 yılı içerisinde 4. sıradayız, dünyada da 8. sıradayız. Dünya geneline bakacak olursak ilk sırada Çin yer alıyor. Türkiye şu an hali hazırda kurulu gücüyle elektrik enerjisi ihtiyacının yalnızca yüzde 6'sını karşılayabiliyor. Türkiye tüm bu potansiyeli kullanacak olursa, sadece onshore'da (kara) bile yüzde 44'lük elektrik enerjisi ihtiyacını rüzgar enerjisinden karşılayabilir. Toplam güce bakacak olursak yani onshore'da (kara) ve offshore'da (denizde) elektrik enerjisi ihtiyacımızın yüzde 57'sini rüzgar enerjisi santrallerinden karşılayabilir” dedi.

ALMANYA VE DANİMARKA ÇOK GÜZEL ÖRNEKLER

Potansiyeli Türkiye'ye oranla düşük olmasına rağmen Almanya'nın örnek bir ülke olduğunu kaydeden Eşkin şöyle konuşu, “Almanya’da Türkiye’ye oranla yüzölçümü neredeyse yarısı kadar düşük. Potansiyeli de Türkiye'ye oranla yüzde 25 daha düşük olmasına rağmen her yıl 5 bin megavatlık rüzgar enerji santralini işletmeye alabiliyor durumda. O yüzden Almanya örnek ülkeler arasında. Danimarka aslında çok güzel bir örnek. Toplam elektrik enerjisi ihtiyacının yüzde 140’ını rüzgar enerjisi santrallerinden karşılayabiliyor. Bu demek oluyor ki kalan enerjisini de ihraç edebiliyor.”