Norveç’te izlenen enerji politikaları

Haluk DİRESKENELİ

Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre, ülkesinin hidroelektrik ve elektrikli araç (EV) benimseme konularındaki liderliğini anlattı. Norveç’in 2025 yılına kadar içten yanmalı motorlu araçların satışını tamamen sona erdirme hedefini açıkladı, bu, en iddialı ABD eyaletinden, hatta Kaliforniya’dan bile on yıl daha ileride bir hedef olarak dikkat çekiyor.

Norveç’in düşük karbonlu bir geleceğe geçişi uzun süredir devam ediyor. Başbakan, diğer ülkelerin Norveç’in tecrübelerinden öğrenebileceği ana dersler hakkında sorulduğunda, siyasi eylemlerin ve teşviklerin gücünü vurguladı. “Biz sadece beş milyonluk küçük bir ülkeyiz, ancak elektrikli araç alıcılarına sunduğumuz net teşvikler işe yaradı. Ücretsiz otoyol geçişleri ve diğer avantajlar sunduk ve bu önemli bir etki yarattı,” dedi Støre. Norveç’in yerli bir otomotiv endüstrisine sahip olmamasına rağmen, Avrupalı üreticiler Norveç’in talebine uyum sağladı ve yeni araç satışlarının yaklaşık %80-90’ı elektrikli araçlardan oluştu.

Başbakan, Norveç’in ilerlemesinin küresel çapta elektrikli araçlara geçişi hızlandırdığını belirtti. “İki yıl önce dünya genelinde satılan her 25 yeni araçtan biri elektrikliydi. Bu yıl ise her beş araçtan biri elektrikli. Bu büyük bir değişim ve politikaların işe yaradığını gösteriyor,” diye ekledi.

İngiltere eski Başbakanı Rishi Sunak’ın benzer EV politikalarını uygulamayı geciktirmesi, Støre’nin hayal kırıklığını dile getirmesine neden oldu. Değişimi tetiklemek için iddialı siyasi hedeflerin önemine dikkat çeken Støre, kamuoyu desteğinin azalması durumunda demokratik zorluklar yaşanabileceğini vurguladı. Ancak, İngiltere’deki İşçi Partisi’nin bu gecikmeye karşı çıkmasının, endüstriyel ve teknolojik adaptasyonu teşvik etmek için yüksek hedeflere olan ihtiyacı pekiştirdiğini belirtti.

Norveç, sanayiye yönelik kendi CO2 vergisini uygulamaya koymuş durumda ve 2030 yılına kadar ton başına 200 euroya ulaşmayı hedefliyor. Sanayiden gelen endişelere rağmen Başbakan, bu verginin yeşil dönüşümü sağlamak için gerekli olduğunu vurguladı.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden sonra Norveç’in başlıca gaz ihracatçısı olarak rolüne değinen Støre, artan gaz ihracatı ile yenilenebilir enerjiye geçiş arasındaki gerilimi kabul etti. Petrol üretimi zirveye ulaştı ve düşüşte olmasına rağmen, Norveç enerji krizi sırasında Avrupa’ya yardımcı olmak için gaz ihracatını %8 artırdı. Støre, bu durumu yenilenebilir enerji üretimini hızlandırmak için bir “uyarı sinyali” olarak nitelendirdi ve Norveç’in deniz üstü rüzgar, güneş, hidrojen ve karbon yakalama teknolojilerine yaptığı yatırımlardan bahsetti.

Norveç’in uzun vadeli planının petrol ve gazı aşamalı olarak devre dışı bırakmak olduğunu açıkça belirten Başbakan, bu geçişin kademeli ve adil bir şekilde yapılmasının önemini vurguladı; emisyonları azaltırken iş yaratmanın da gerektiğini dile getirdi. Equinor’un önerdiği Rosebank sahası gibi petrol ve gaz arama faaliyetlerine yönelik eleştiriler olsa da, Støre bu geçişi enerji arzını tehlikeye atmadan ve sektörde çalışanları yüzüstü bırakmadan yönetmenin karmaşıklığını yineledi.

Equinor, 2030 yılına kadar yenilenebilir enerjiye yaptığı yatırımları petrol ve gaz ile dengeleme taahhüdünde bulundu. Støre, o zamana kadar piyasa talebinin rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapılmasını teşvik edeceğine ve petrol ve gazın daha az rekabetçi hale geleceğine inandığını belirtti.

Norveç’in CO2 depolama kapasitesine değinilen görüşmede Støre, ülkesinin bu alandaki çabalarını savundu ve Avrupa enerji krizinde gaz tedarikçisi rolünü üstlenmeseydi Avrupa’nın ciddi sonuçlarla karşı karşıya kalacağını vurguladı.

Gelecekte ise Norveç, mevcut hidroelektrik kapasitesini deniz üstü rüzgar enerjisiyle dengelemeyi planlıyor ve bu, ülkenin düşük karbonlu bir geleceğe olan bağlılığını gösteriyor. Ancak zorluk, fosil yakıtların aşamalı olarak devre dışı bırakılması ile ekonomik istikrar ve iş yaratma arasında bir denge kurmakta yatıyor.

Son olarak, yenilenebilir enerji teknolojilerinde gerekli mineraller için derin deniz madenciliği potansiyeline değinen Støre, bu tür girişimlerin çevresel zararları önlemek için ihtiyatlılık ilkesine dayalı olarak yürütüleceğini vurguladı. Støre, Norveç’in okyanus kaynaklarının sorumlu yönetimi konusunda uzun bir geçmişe sahip olduğunu belirterek, derin deniz madenciliği kararlarının dikkatli ve demokratik bir şekilde, parlamento da dahil edilerek alınacağını dile getirdi.

Başbakan Støre, Norveç’in enerji endüstrisinin rüzgar enerjisi ve hidrojen gibi yenilenebilir kaynaklara kayacağını öngörüyor.