Enerji Günlüğü - Zorlu Enerji Yatırımlar, İşletme ve Bakımdan Sorumlu Genel Müdürü Ali Kındap, Covid-19 salgınının arkasında yaşanan iklim değişikliğinin getirdiği etkiler olduğunu ve bu etkilerle mücadelenin ancak yenilenebilir enerjinin sürdürülebilir bir şekilde hayatımıza girmesiyle mümkün olduğunu söyledi.
Zorlu Enerji Yatırımlar, İşletme ve Bakımdan Sorumlu Genel Müdürü Ali Kındap, IRENEC 2020’de yaptığı sunumda, Yaşanan Covid-10 salgınının iklim değişikliği ile yakından bağlantılı olduğuna dikkat çeken Kındap, “Bunların hepsinin arkasında yaşanan iklim değişikliğinin getirdiği etkiler sözkonusu. Bu etkilerle mücadeleyi de ancak yenilenebilir enerjinin sürdürülebilir bir şekilde hayatımıza girmesiyle gerçekleştirebiliriz. Bu anlamda yapılması gereken nedir? Hükümetlerin temiz enerji, enerji verimliliği gibi kavramları ön plana çıkarması ve bunlarla ilgili çalışmaları hızlı bir şekilde sürdürmesi gerekiyor… Türkiye olarak Avrupa’da son yıllarda yenilenebilir enerjiye en fazla yatırım yapan üçüncü ülkeyiz. Tabi ki bu bizim nihai hedefimiz olmamalı, gelecekte bunu daha da arttırma yoluna girmeliyiz. Yine yenilenebilir enerji bugün Türkiye’nin potansiyelinin en yüksek olduğu alan ve bu alanı bir şekilde harekete geçirmek, buradaki gücümüzü de bir anlamda arttırmak lazım diye düşünüyorum” ifadesini kullandı.
HİDROJEN VE BİYOYAKIT TEKNOLOJİLERİ DESTEKLENMELİ
Yenilenebilir enerjide devamın, bu yüksek potansiyelin bir şekilde tümüyle kullanılması noktasındaki teşviklerin ve bu anlamdaki niyetin ve desteğin bir şekilde devam etmesi gerektiğini vurgulayan Kındap, “Bunu bir taraftan yaparken dijitalizasyon, elektrifikasyon gibi konularda daha fazla gelişim katetmemiz lazım. Ve dünyadaki temel hedef olan emisyonların azaltılması noktasında elektrifikasyonunun şu an için kullanamayacağımız, yaygınlaştıramayacağımız alanlarda özellikle hidrojen enerjisi ve biyoyakıtlar anlamında da bazı teknolojik gelişimlerde desteklenmesi ve bir takım çalışmaların başlatılması lazım” dedi.
DÜNYANIN ORTALAMA SICAKLIĞI 15 DERECE
Dünyanın ortalama sıcaklığının ortalama 15 derece olduğunu ve bundaki küçük değişikliklerin bile şu anki dengenin bozulmasına yol açabileceğini ifade eden Kındap, “Sanayi Devrimi’nden bu yana bu oranın 0,85 derece arttığını görüyoruz. 2019 ölçümleri bu sıcaklığını 1.1 derece civarında bir artış olduğunu gösteriyor. Paris Anlaşması dünya ortalama sıcaklığının 1,5 derece artışını hedefliyor. Böyle bir hedefin makul olabileceğini, etkilerinin minimum olacağını düşünüyor. Ama bizim bu civara ulaşabilmemiz için 2030 yılına kadar şu anki emisyonlarımızı ciddi anlamda düşürmemiz gerekiyor” dedi.
SEVİYE DÜŞMÜYOR, ANCAK KORUNUYOR
enerjide dönüşümün başladığını belirterek 2040 yılında yenilenebilir enerjinin payının yüzde 52’ye yükseleceğini ifade eden Kındap, “Daha sürdürülebilir bir dünya istiyoruz. Buna dair hedefler koyuyoruz. BM bu anlamda sürdürülebilir bir dünya için 17 tane hedef koydu. Biz de enerji dünyası olarak bu hedeflere bir takım katkılar sağlamak zorundayız. İklim değişikliğinin en önemli sebeplerinden birisi olan karbon emisyon oranını bir şekilde düşürmemiz gerekiyor. 2019 itibariyle enerji kaynaklı tesislerden 33 milyar ton karbondioksiti atmosfere salıyoruz ve bunun da yaklaşık 15 milyon ton civarıdaki kısmı elektrik ve ısıtma kaynaklı kullanımdan ortaya çıkmakta. Enerji dönüşümünün olumlu etkilerini devam ettirmemiz halinde bile 2040 yılında toplam enerji kaynaklı emisyonumuz 35 milyar ton civarında olacak. Bugünle karşılaştırdığımızda seviyenin düşmediğini, ancak korunabildiğini görüyoruz. Dünyanın iklim değişikliğindeki hedeflerini tutturabilmesi için karbondioksit emisyonunun 15 milyar ton civarında düşürülmesi gerekiyor. Karşımızda böyle önemli ve çok ciddi miktarda bir hedef var” dedi.
Sabiha KÖTEK - Enerji Günlüğü