Değerli Okurlarım,
Yatırımcı en iyi malı, ekipmanı, santrali, en ucuza almak ister. Bu çok doğaldır, çünkü yatırımcının zamanı yoktur. Referansı olan, denenmiş, hazır proje ister, bir an önce yatırdığı parayı geri almak ister, kâr etmek ister.
Son rapor ve senaryo çalışmalarına göre, kömürün enerji sektöründe Temiz Kömür Teknolojileri ile kullanımı, önümüzdeki dönemde, dünya genelinde önemli bir paya sahip olacaktır. Kömür en önemli yerli-fosil enerji kaynağımızdır. Bu nedenle kömürlerimizin ileri-temiz teknolojilerle elektrik üretiminde kullanılması gereklidir.
Serbestleşen-özelleşen pazarlarda arz güvenliğini sağlayacak yatırımların yeterince yapılmaması ve/veya göreceli olarak kolay ve hızlı bir şekilde tamamlanabilen doğalgaz santrallarine öncelik verilmesi, Türkiye gibi doğal gaz ithalatçısı ülkelerde enerji sektörünün dışa bağımlılığını hızla artırmıştır.
Dünyada artan doğalgaz talebi ise doğalgaz arz pazarında daralmaya ve tekrar kömüre dönüş sürecini tetikledi. Bu yeni dönüşüm sürecine bağlı olarak kömür yakma teknolojilerinde de bir evrimleşme gerçekleşmektedir.
Teknoloji ve piyasa açısından bakıldığında, enerji sektörü son yıllarda teknolojik gelişmelere kucak açan en önemli sektördür. Son yıllardaki değişim sürecinin bir başka yüzü de, teknolojinin artık sadece gelişmiş ülkelerde değil, enerjiyi ağırlıklı olarak tüketmeye başlayan gelişmekte olan ülkelerde de geliştirilmesi ve üretilmesidir.
Enerji teknolojisi pazarında, Batı Avrupa ve Kuzey Amerika üretimleri artık çok pahalı hale gelmiştir. Yakında Batı Avrupa ve Kuzey Amerika frmaları kendi yurtiçi piyasalarının dışına mal satamayacaklardır. Son 10 (on) yıldır Uzakdoğulu frmalar, enerji ve özellikle termik santral piyasasına çok rekabetçi fyatlarla girmişlerdir.
Bununla birlikte, bugün için en iyi, yerli kömüre en uyumlu, en randımanlı, en çabuk, en hızlı sürede inşa edilebilen santralleri ve ürünleri piyasaya sunamamaktadırlar.
Türkiye’nin kendi iç piyasasını bu yeni konjektöre göre yönlendirmesi lazım. Ülkemizde mühendislik açısından, imalat sanayii açısından çok büyük potansiyel ve imkanlar var. Kendi termik santrallerimizi, kendi kömürümüze uygun olarak kendimiz tasarlamalı, imal etmeli, yerinde monte etmeli, çalıştırmalı ve işletmeliyiz.
Türkiye’de yerel mühendislik kapasitesiyle çok şeylerin yapılabileceğine inanıyoruz. Çünkü dünyada herkes, her mühendislik fakültesi/ her Termodinamik dersi öğrencisi, aynı Termodinamik/ Isı transferi derslerini alıyor, aynı yazılım/donanımları kullanıyor, enthalpi, entropi, ekserji kavramları her yerde aynıdır.
Genç mühendislerimize daha çok destek vermek gerektiğine inanıyoruz. Onlara daha çok fon, daha çok yazılım/donanım/araştırma desteği, Master/Doktora/Doktora Sonrası araştırmalarına daha çok para ayırmak ve bunu bir politika olarak görmenin gereğine inanıyoruz.
Türkiye yıllardır işletiği, ama hala kendi tasarımını/teknolojisini geliştiremediği termik santral teknolojisine sahip olabilir. Aynı şekilde rüzgar türbünlerini, hidrolik türbünleri, azami yerli kapsamda kendimiz üretebilmeliyiz.
Kamu sektörü geçmişte fnansman ihtiyacı nedeniyle yabancı yatırımcıya öncelik vermiş, “En ucuz”, “Finansmanı var” diye, tasarımı/ üretimi, verimsiz ve kalitesiz termik santraller almıştır. Bu santraller yerli yakıta ve çevre şartlarına uyum gösteremediler, çabuk yaşlandılar.
O santralleri imal eden yabancı frmalar artık yok, ya ifas eti, veya isim ve mülkiyet değiştirdiler. Batı Avrupa, Kuzey Amerika frmaları artık çok pahalı ekipman satar/ bir anlamda artık satamaz hale geldiler.
Son yıllarda “UzakDoğu” frmaları termik santral inşaat piyasasına daha uygun fyatlarla girmeye başladılar. Bu frmaların vereceği fyatlarla rekabet edemeyecek, ancak yüksek verim ve kaliteye sahip teknolojiyi getirecek olan batılı frmalardan -eğer bir Çinli/ Hintli/ Koreli frmaya ön yeterlik verilmiş ise- teklif almak zorlaşıyor.
Çünkü Uzakdoğulu frmaların maliyetleri daha düşük ve piyasaya hakim olma konusunda ciddi hedeferi var. Bu durumda “Batılı” frma teklif vermekten kaçınıyor, Türkiye piyasasında ucuz “UzakDoğulu” frmalar egemen olmaya başlıyor. Ancak “Doğulu” frmaların bizim yerli kömüre uyumlu kendini ispatlamış tasarımları yok.
Diğer yandan yerli yakıtın/ kömürün ancak yerli mühendislik tasarımları ile en iyi kullanılabileceği gerçeği yıllardır gözardı ediliyor. Yabancı frmalar santrali kurar, deneme çalışmasını tamamladıktan sonra işini tamamlar, kesin kabulünü yapar ve gider. İşletmeci, halen mevcut çoğu kamu termik santrallerinde olduğu gibi santralin tüm işletme sorunları ile başbaşa kalır.
Santrali yerli frma kurmuş olursa, yatırımcıyı her zaman, her bakımda, her arızada memnun etmek, düzgün/ etkili/ programlı bakım onarım yapmak, yurtiçinde başarılı olmak zorundadır. Başarısız bir yerli frma hiçbir yerden iş alamaz. Bu nedenle yerli kömür için “yerli teknoloji ve yerli frma” olmazsa olmazdır.
Yine bir küresel iktisadi kriz etkisi altındayız. Kapasite kullanımı düşüyor. Bütün bunlar belirli bir süreyi kapsayacak ve sonunda geçecek, bitecek. Türkiye’ni enerji ihtiyacı hiç bitmeyecek. Bu büyük yurtiçi talep karşısında mevcut arz yetmiyor/yetmeyecek. Büyümenin, kalkınmanın, gelişmenin gereği bütün bunlar.
Yenilenebilir enerji kaynaklarının, bu açığı hemen kapatması mümkün değil ve ancak gecikmeli olarak sektöre katkı verebilecek. Güneş santralleri geceleri çalışmaz. Rüzgar santralleri rüzgar esmezse durur. Depolama için “Pompalamalı HES, veya kısaca PHES” veya pahalı akü sistemlerine, ayrıca özel yüksek gerilim iletim hatlarına- pahalı şalt tesislerine yeni büyük yatırımlar yapmak gerek.
Enerji vermedikleri sürede devreye girecek sıcak bekletilen termik santrallere her zaman ihtiyaç var. Sadece Rüzgar ve Güneş ile enerji ihtiyacınızı çözemezsiniz. Hızlı/çabuk/ kolaycı çözümler sanıldığı- göründüğü kadar kolay değildir. Uzun süreli politikalar gereklidir ve bu politikalar içinde yerli teknoloji mutlaka yerini almalıdır.
Kendi termik santrallerimizi, kendi kömürlerimize uygun olarak kendimiz tasarlamalıyız, kendimiz imal etmeliyiz. Bizim kendi mühendislerimiz kendi kömür kaynaklarımıza uygun termik santral tasarımı ve hata gerektiğinde kombine çevrim santralinin tasarımını komple yapabilecek bilgi birikimi ve kabiliyetlere sahiptir.
Son yıllarda en basit Müteahhitlik hizmetleri bile yabancılara –özellikle Uzakdoğulu ucuz ancak tasarımı ve kalitesi şüpheli frmalara- gitmeye başlamıştır. Bu çok endişe verici bir durumdur. Enerji piyasası sahipsiz kalmamalıdır.
Türk müteahhit ve mühendisinin bu konuda teşviklerle desteklenmesi, gerekli iktisadi ortamın yaratılması şartır. Türkiye, kendi enerji piyasasına kendi yatırımcısı, imalatçısı, akademisyeni, mühendislik ve müteahhitlik hizmetleriyle sahip çıkmalıdır.
Not: Bu yazı, Ekonomik Çözüm Gazetesi`nde "Termik santral kimden alınır?" başlığıyla yayınlanmıştır.