Enerji Günlüğü - Kearney Türkiye Direktörü Onur Okutur, Glasgow İklim Anlaşması sonrasında 'karbon sıfır' hedefinin, 2022 yılında Türkiye’deki şirketlerin ana gündem maddelerinden biri haline geleceğini söyledi.
Uluslararası danışmanlık şirketi Kearney, Glasgow İklim Anlaşması sonrasındaki gelişmelere ve beklentilere dair bir rapor yayınladı. Raporla ilgili değerlendirmelerde bulunan Kearney Türkiye Direktörü Onur Okutur, karbon nötr hedefinin 2022 yılında Türk iş dünyasının ana gündem maddeleri arasında yer alacağını belirtti.
Avrupa Birliği’nin uygulamaya soktuğu Yeşil Mutabakat (Green Deal) kapsamında devreye girecek sınırda Karbon Vergisi’nin (CBAM) Avrupa’ya ürün ihraç eden Türk şirketlerini derinden etkileyeceğine dikkat çeken Okutur, “Yeşil Mutabakat kapsamında Avrupa’ya giren ürünler karbon salınımlarına göre vergilendirilecek ve bu durum, Türkiye’de başta demir-çelik, otomotiv, tekstil gibi yoğun ihracat yapan sektörleri etkileyecek. Türkiye, Yeşil Mutabakat kapsamında Avrupa’ya ihracatta Çin ve Hindistan’a göre daha avantajlı bir konumda bulunuyor. Yine de fakat ek maliyetlerin yönetilmesi açısından Yeşil Mutabakat kritik bir öneme sahip” dedi.
Okutur, karbon salımını azaltma hedefinin uzun süreli bir çabayı ve odaklanmayı gerektirdiğini de vurguladı.
“YENİLENEBİLİR YATIRIMLARI ARTACAK”
Kearney Türkiye Ülke Direktörü Onur Okutur, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de enerjisini yenilenebilir kaynaklardan üreten şirketlerin sayısında artış yaşandığına dikkat çekerek, başta çatı güneş santralleri olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik yatırımların artarak süreceğini öngördüklerini belirtti.
Yatırım harcaması yapmadan karbon salımını azaltmanın mümkün olduğunu da vurgulayan Onur Okutur, karbon nötr yolculuğuna yatırım yapmadan başlamak isteyen şirketlerin yenilebilir enerji tedarikine yönelebileceğini ve yenilenebilir sertifikalı tedarik yapabileceğini ifade etti.
ERKEN DAVRANAN ŞİRKETLERİN GELİRLERİ ARTTI
Kearney uzmanları tarafından hazırlanan raporda küresel şirketlerin karbon nötr şirket haline gelebilmek için daha şimdiden yüzlerce trilyon dolarlık kaynak ayırdığına dikkat çekildi ve yatırımları başlatan şirketlerin birçoğunun hisse değerlerinin geçtiğimiz yıllarda borsa endekslerinin üzerinde getiri sağladığına dikkat çekildi.
TÜRK ŞİRKETLERİNİN DE GÜNDEMİNDE
Türkiye’de de karbon nötr olmayı hedeflediği tarihi açıklayan şirketlerin sayısı artıyor. Koç Holding, iklim kriziyle mücadele yolunda ve 2050 yılında karbon nötr olma hedefi kapsamında, somut ve uygulanabilir adımları içeren Karbon Dönüşüm Programı’nı başlatmıştı. Doğan Holding ise 2030’a kadar karbon nötr olmayı hedeflediklerini, kullandıkları suyun yüzde 100’ünü geri kazanmayı amaçladıklarını açıklamıştı.
İSO KARBON NÖTR, SIRA ÜYELERDE
Türkiye’nin en büyük sanayi şirketi Tüpraş da kısa süre önce 2050’ye kadar karbon nötr olmaya yönelik geliştirdiği programı açıkladı. Buna göre Tüpraş’ın rafineri sahasında daha önce ön lisansı alınan 100 megavatlık yeşil elektrik üretimi kapasitesi kurulması gündemde.
İş dünyasının çatı kuruluşları da karbon nötr hedefine yönelik önemli adımlar atıyorlar. İstanbul Sanayi Odası, ısınma ve elektrik kaynaklı sera gazı emisyonlarının offset’lenmesi ve yenilenebilir enerji projelerinin desteklenmesi adına kredi satın alarak “Karbon Nötr Oda” unvanı olan ilk oda oldu.
KARBON AZALTMAK, PERFORMANS GÖSTERGESİ
Kearney tarafından hazırlanan raporda, önümüzdeki dönemde şirket performanslarının sadece finansal göstergeler değil aynı zamanda karbon salımını azaltma yönündeki çabalarına göre de değerlendirileceğinin altı çizildi. Raporda, karbon salımını azaltma konusunda yapılacak yatırımların başlangıçta ilave maliyet getireceği ve kârlılığı azaltabileceği, ancak şirketlerin itibarları ve bilinirliklerini olumlu etkileyeceği ve başta krediler olmak üzere finansal olanaklara erişimlerini kolaylaştıracağı vurgulandı.
AYAK SÜRÜYEN ŞİRKET KAYBEDER
Raporda karbon salımını azaltmayı maliyet artışı ya da yük olarak görüp yavaş hareket edebilecek şirketlere yönelik uyarı niteliğinde değerlendirmelere de yer veriliyor:
“Karbon salımını azaltma konusunda yavaş davranan şirketler kısa vadede kârlılıklarını koruyarak avantaj kazanıyor gibi görünebilir ama uzun vadede bu konuda daha duyarlı rakiplerinin itibarı artarken gelirleri azalacak ve finansman ile yetenekli insan kaynağını çekmekte zorlanmaya başlayacaklardır.”