Enerji Günlüğü – İstanbul Karbon Zirvesi Komite Başkanı Başkanı Prof. Dr. Etem Karakaya, ozondaki iyileşmenin yüz yıllar sürebileceğini söyledi.
İstanbul Karbon Zirvesi Komite Başkanı Başkanı Prof. Dr. Etem Karakaya, Dünya Meteoroloji Örgütü’nün (WMO), son yıllarda atmosferdeki ozon miktarında artış olduğunu ve ozon deliğinin kapanmakta olduğu yolundaki açıklamalar umut verici olduğunu belirterek, “Ozon tabakası belki eski haline döndürülemeyebilir ama bizlere düşen görev sürdürülebilir ve çevreye duyarlı politikaları uygulamak. Çünkü ozondaki iyileşme yüz yıllar sürebilir” dedi.
Ozon tabakasındaki iyileşmenin tüm dünya için bir tehdit haline gelen ve iklim değişikliğine yol açan karbon salımı ile mücadele yolunda oldukça önemli bir gelişme olduğunu ifade eden Adnan Menderes Üniversitesi Öğretim Üyesi ve İstanbul Karbon Zirvesi Komite Başkanı Prof. Dr. Etem Karakaya, özellikle son yıllarda iklim değişikliği nedeniyle dünya genelinde çevre dostu politikaların uygulanmasının bir zorunluluk haline geldiğini belirtti.
Prof. Dr. Etem Karakaya, “Nasıl ki Dunya Montreal Protokolü ile ozon sorununa böyle bir çözüm bulundu ise, iklim değişikliği ile mücadelede de benzer bir adım atılmalıdır. Tabiki iklim değişikliği çok daha karmaşık bir sorun ve bu anlamda ülkenin gerek enerji gerekse de ekonomik sistemlerinde cok daha radikal dönüşümü gerektiriyor. Bu nedenle de bir anlaşmaya varılması çok daha zor" dedi.
II. İSTANBUL KARBON ZİRVESİ ÖNEMLİ BİR FIRSAT
Bu yıl büyük ilgi gören ve 2-3 Nisan 2015 tarihlerinde ikincisi gerçekleştirilecek İstanbul Karbon Zirvesi’nde karbon salımının enerji tasarrufu yoluyla konutlarda, sanayide ve ulaştırma sektöründe nasıl azaltılacağı gibi tüm dünyayı ve gelecek nesilleri ilgilendiren konuların tüm detaylarıyla masaya yatırılacağını ifade eden Prof. Dr. Etem Karakaya, şunları söyledi:
“II. İstanbul Karbon Zirvesi, karbon salımını azaltmaya yönelik bilincin oluşmasına katkı sağlamak isteyen tüm kişi ve kuruluşlar için önemli bir fırsat. Geliştireceğimiz çevre dostu politikalarla ozon tabakasının iyileşme sürecine katkı sağlamalıyız. Bu tür çözüm odaklı zirvelerle toplumsal bilinci uyandırmalıyız.”