1960’larda Doğu Afrika’dan İngiltere’ye göç eden Hintli bir ailenin çocuğu olarak Southampton’da doğan Rishi Sunak, kısa süre önce Birleşik Krallık Başbakanlığı görevinden ayrıldı. Yerine, Muhafazakar Parti Milletvekili ve Nijeryalı bir ailenin kızı olan Kemi Badenoch geçti. Badenoch’un, Nijerya doğumlu bir milletvekili olarak başbakanlığa aday gösterilmesi, İngiliz siyasi tarihinde çığır açan bir an olarak öne çıkıyor. Muhafazakar Parti içindeki güçlü duruşu ile tanınan Badenoch, İngiltere’nin köklü siyasi yapısında göçmen kökenli bir lider olarak önemli bir konuma erişti.
Amerika Birleşik Devletleri’nde de benzer bir eğilim gözlemleniyor. Başkan Yardımcısı Kamala Harris, yaklaşan başkanlık seçimlerinde büyük ilgi görüyor. Tamil Hintli bir anne ve Jamaika doğumlu Afrikalı bir ekonomi profesörü babaya sahip olan Harris, çok kültürlü kökeniyle hem ABD’nin etnik çeşitliliğini yansıtıyor hem de kadın liderler için bir öncü olma potansiyelini taşıyor.
Almanya’da ise göçmen kökenli liderlerin yükselişi devam ediyor. Yeşiller Partisi koalisyonunda Tarım Bakanı olarak görev yapan Cem Özdemir, bir gün Almanya Şansölyesi olma hedefini açıkça dile getirdi. Türk göçmeni bir ailenin Almanya’da doğup büyüyen çocuğu olan Özdemir, Almanya’nın eğitim ve kültür sisteminde yetişmiş, hem Almanya’nın çok kültürlü yapısında hem de Türk ve göçmen toplulukları arasında tanınan bir isim haline geldi.
Büyük dünya güçlerinde göçmen kökenli liderlerin yükselişi, küresel siyasette daha kapsayıcı bir yaklaşımın işareti olarak öne çıkıyor. Bu değişim, toplumların artan çeşitliliğini yansıtırken siyasi liderliğe de daha geniş perspektifler kazandırıyor. Göçmen kökenli liderler, sadece yeni başarılarla adlarından söz ettirmekle kalmıyor; aynı zamanda ülkelerinin daha kapsayıcı ve dinamik bir geleceğe doğru ilerlemesine katkı sağlıyor.