Enerji Günlüğü - Akaryakıt dağıtım şirketi Kadoil, 150 istasyonu daha hizmete sunarak, yıl sonunda toplam 500 istasyon sayısına ulaşmayı hedefliyor.
Kadoil markasıyla akaryakıt dağıtım sektöründe faaliyet gösteren Kadooğlu Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu, faaliyetlerini ve hedeflerini Abori dergisine anlattı. İki dilli (Türkçe ve Kürtçe) yayınlanan aylık ekonomi dergisi Abori'de yer alan Tarkan Kadooğlu röportajından bir bölüm şöyle:
Dövizdeki yükseliş 2015 hedeflerinizi nasıl etkiledi?
Dolar kurundaki artış reel sektörden herkes gibi bizim sektörümüzde de etkili oldu elbette. Yeni duruma ayak uydurmak için stratejilerimizi revize ettik. Bu yılki yatırımlarımızı da revize etme yoluna gittik. Dolar kurundaki bu artışı göz önüne alarak yatırımlarımızı planlıyoruz artık. Kendi önlemimizi almaya çalışıyoruz.
Kadoil'in 2015'te yeni istasyon yatırımları olacak mı?
Mevcut 350 istasyonumuzla Türkiye'nin her yerine hitap ediyoruz. Irak Kürdistan bölgesinde de tek Türkiyeli parekende dağıtım firması biziz. Yeni dönemde bu yatırımlarımızı kuşkusuz arttıracağız. Kadoil Türkiye'deki 80 dağıtım firması arasında ilk 10 içerisinde yerini aldığı gibi ilk 8'e girmesini hedefliyoruz. Şu an için rekor sayılacak bir düzeyde, 150 yeni istasyon hedefimiz var Türkiye genelinde. Bunun yüzde 20'sini Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Kürdistan Bölgesi için de elbette yeni yatırımlar söz konusu olacaktır. Bu da hem talebe ve yeni bölgesel gelişmelere paralel bir şekilde ilerleyecektir.
Suriye ve Irak'taki savaş, bölgedeki yayırımlarınızı nasıl etkiledi?
Suriye ve Irak'ta gerçekleşen savaş elbette tüm bölgeyi ve hemen her sektörü çok olumsuz etkiledi maalesef. Suriye, özellikle son yıllarda bölgesel anlamda çok iyi bir ticari ilişki yakaladığımız bir ülke durumundaydı. Doğu ve Güneydoğu bölgesindeki yatırımların bir kısmı Suriye için de mal ve hizmet üretimine başlamışlardı. Bu da yeni fırsatlar anlamına geliyordu. Ancak ne yazık ki son süreçte bu çok mümkün değil. Bu ülke ile ticaret yapan her sektör gibi biz de etkilendik. Irak konusuna gelince, orada savaş yeni bir durum değil. Biz Kadooğlu Holding olarak savaş öncesinde de savaş sürecinde de Irak ile ticari anlamda ilişkilerimizi devam ettirdik. Şu anda Irak Kürdistan bölgesinde yatırımlarımız var. Bağdat merkezi hükümeti ile ticaretimiz devam ediyor. Irak bölge için yeni fırsatlarla dolu bir ülke. Bunu iyi değerlendirmeye çalışıyoruz. Kendi deneyimlerimizi başka şirketlere de aktarmaya çalışıyoruz ki Türkiye'den daha çok yatırımcı bu fırsatlardan yararlansın.
Seçime 2 ay kala çözüm sürecinin gidişatını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Seçimler demokrasinin bayramlarıdır. Biliyorsunuz şu anda tüm adaylar sahada toplumla bir araya geliyor ve siyaset en güzel günlerini yaşıyor. Bunu bayram havasında devam ettirmek de hepimize düşüyor. Çözüm sürecinin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi bunun ilk şartı tabi. Son iki yıldır çok güzel bir çatışmasızlık dönemi yaşıyoruz. Çok şükür kan akmıyor. Bu süreci siyasetler üstü görmek gerekiyor. Seçim ile ilişkilendirmek doğru olmaz. Çünkü sonuçta insan canı söz konusu ve gelişmiş demokrasilerde insan hayatı üzerinden değil fikirler ve vaatler üzerinden siyaset yapılır. Bu seçim sürecinde de daha çok kalkınma daha çok demokrasi daha sivil bir anayasa gündemli günler yaşayacağımızı umuyorum. Herşeyi konuşup değerlendirmek mümkün. Sonuçta halk kendi için doğru olana karar verecektir. Siyasi olgunlukla herkes demokrasinin kurallarına razı gelirse ve çözüm sürecini siyasetler üstü bir proje olarak değerlendirirse Türkiye'nin önünde engel olmaz.