IŞİD'in neden olduğu zehirli gazlara önlem çağrısı!

Enerji Günlüğü - Temiz Hava Hakkı Platformu, Musul'un güneyinde bulunan kükürt üretim tesislerinin, IŞİD tarafından ateşe verilmesi sonucu oluşan zehirli...

Enerji Günlüğü - Temiz Hava Hakkı Platformu, Musul'un güneyinde bulunan kükürt üretim tesislerinin, IŞİD tarafından ateşe verilmesi sonucu oluşan zehirli gazlarla ilgili gerekli önlemlerin alınmasını talep ediyor.

Temiz Hava Hakkı Platformu bir açıklama yaparak, Musul'un güneyinde bulunan kükürt üretim tesislerinin, terör örgütü IŞİD tarafından ateşe verilmesi sonucu oluşan zehirli gazların Türkiye’ye doğru hızla ilerlediğine dikkat çekerek, halkın derhal etkili yollarla bilgilendirilmesini, sağlıklı ölçümlerin yapılmasını, sonuçlarının anlık paylaşılmasını ve gerekli önlemlerin alınmasını talep etti.

ZEHİRLİ GAZ BULUTLARI TÜRKİYE'YE KADAR GELDİ

Sülfür dioksit (SO2) kirliliğinin iki kişinin ölümüne ve bini aşkın kişinin hastaneye başvurmasına neden olduğunu hatırlatan Platform, "NASA’nın 24 Ekim’deki uydu görüntüleri, bölgedeki SO2 yoğunluğuna ve bu zehirli gaz bulutlarının Türkiye’ye kadar geldiğine dikkat çekiyor. Hafif olduğu için rüzgarla beraber çok hızlı yayılan SO2 yağmurla tepkimeye girerek sülfirik asit oluşturabilir ve bu asidik yağmur güneydoğu bölgesine yağabilir." açıklamasını yaptı. 

MARDİN TEHLİKE ALTINDA

Açıklamada, Musul’da kükürt tesislerinin imha edilmesi sonrasında, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Mardin istasyonu verilerine göre 23 Ekim günü öğleden sonra başlayan, 24 Ekim gece yarısından 25 Ekim sabahına kadar pik yapan ve 25 Ekim gün boyunca süren bir kükürt kirliliği olduğu belirtildi.

SO2’nin hava kirliliğine olan etkisinin yanı sıra asit yağmurları oluşturarak su kirliliğine de yol açtığı, bu nedenle asit yağmurlarının içme sularına bulaşması riski olduğu için, içme sularının da kirlilik açısından izlenmesi gerektiği ve yağmur sularının insani tüketim amaçlı kullanılmaması gerektiği uyarısı da yapıldı.

PLATFORMUN TALEP VE ÖNERİLERİ

Temiz Hava Hakkı Platformu, ilgili kamu kurumlarından taleplerini ve bu kirlilikten etkilenmesi muhtemel olan kişiler için önerilerini şöyle açıkladı:

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı konuya ilişkin acilen ortak bir çalışma yürütmeli ve acil müdahale planlarını yürürlüğe koymalıdır.

İlgili bakanlıklar tabip odaları ve uzmanlık dernekleri temsilcileri ile bir araya gelerek kriz masası oluşturulmalıdır.

Etkilenen/etkilenmesi beklenen halk derhal riskin ne olduğuna ve nasıl önlemlerin alınması gerektiğine ilişkin en etkili ve hızlı yollarla anlık olarak bilgilendirilmelidir. (yerel iletişim kanalları, anons vb.)

Ölçüm cihazları ile ilgili teknik arıza giderilmeli, maruz kalınan kirliliğin ölçümlenmesi ve gerekli tedbirlerin alınabilmesi için derhal ölçüm cihazları devreye alınmalı ve ölçümler daha da güçlendirilmelidir.

Ölçüm sonuçları bölge halkı ile etkili yollarla ve anlık olarak paylaşılmalıdır.

Bölgede bulunan illerimizde İl Hıfzısıhha Kurulları toplanmalıdır. Beklenen SO2, NOx, PM ve ozon kirliliği limitleri aşıldığında, yönetmeliklerde belirlenen uyarı önlemleri acilen hayata geçirilmelidir. (okulların ve işyerlerinin tatil edilmesi vb.)

Risk grupları olan yaşlılar, bebekler ve kronik hastalığı olanlar hava kirliliğin yoğun olduğu zaman diliminde dikkatli olmalı ve açık havaya çıkmamalar.

Asit yağmurlarından korunmak için, yağmur sularının cilde temasını önleyecek giysiler giyilmeli, yağmur sularının insani tüketim amaçlı kullanılmaması gerektiği konusunda bölge halkı bilgilendirilmeli. Bu süre içinde bölge halkı yağmur sularını içme, yemek pişirme ve hijyen amaçlı kullanmamalı. İlgili kamu kurumları tarafından içme suyuna karışması muhtemel olasılığı göz önünde bulundurularak içme suyu kirlilik kontrolü düzenli yapılmalı ve sonuçları paylaşılmalıdır.

Temiz hava solumak en temel insan hakkıdır. Acil durumlar da dahil, temiz hava tüm insanlar için sağlanmalıdır.