Irak petrolü için en iyi güzergah hangisi?

Mehmet KARA

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi ile Türkiye arasındaki mutabakat çerçevesinde, bölgede üretilen petrol Ceyhan`a akmaya başladı.

Kürt Bölgesel Yönetimi sözcüleri, Ceyhan`da depolanan bu petrolün satışına ay sonundan itibaren başlanacağını bile duyurdu.

Hatta Enerji Bakanı Taner Yıldız`ın önceki günkü açıklamaları arasındaki bir cümle, işin geldiği noktayı anlatması açısından ilginçti. Ajanslara düşen cümleler birebir doğruysa, yaşanan gelişmeler Irak`ı çoktan Türkiye`nin bir numaralı petrol tedarikçisi haline getirmiş durumda.

Ancak daha önce rızasının alındığı belirtilen Merkezi Irak hükümetinden gelen açıklamalar, ortada bir sorun olduğuna işaret ediyor. Bağdat`ın attığı bazı adımlar ve yaptığı kimi açıklamalar, bu meselenin kesin bir mutabakata bağlanamadığını gösteriyor.

Aslında şöyle demek daha doğru; Ya varıldığı söylenen uzlaşma kesin bir sonuca bağlanıp imza altına alınmadı ya da varılan mutabakatı bozacak başka faktörler ve/veya aktörler devreye giriverdi...

Bunda şaşılacak bir şey yok. Enerji alanında, hele de uluslararası dev projeler söz konusu ise işe karışan, süreci bozan, bozmaya çalışan çok olur. Nedeni, bu tür projelerin bir kere devreye girdi mi, bölgesel dengeleri geri döndürülemez şekilde belirleyeceği gerçeğidir.

İşte bu yüzden, sadece bölge ülkeleri değil, dünyanın önde gelen oyuncuları da yeni dengenin kendileri lehine oluşması için var gücüyle çalışır.

Bu oyuncular kimi zaman hükümetler, kimi zaman da şirketler olabilir. Hatta tüm bu aktörler arasında her an bozulmaya açık, çok karmaşık ittifaklar kurulabilir, cepheler oluşabilir... Yeni bir alternatif ya da ittifak, sağlammış gibi görünen dengeleri her an ortadan kaldırabilir.

İşte tüm dünyanın iştahını kabartan petrol kaynaklarıyla Irak, tam da bu tür senaryoların uçuştuğu, bugün yan yana iken yarın karşı karşıya gelebilen oyuncuların birbirlerinin hamlelerine karşı sürekli tetikte olduğu tam bir laboratuvar aslında...

Geçtiğimiz günlerde Irak petrollerinin dünya pazarlarına çıkışıyla ilgili farklı senaryolardan söz eden bir haber, bir anda sadece enerjinin değil, diplomasinin ve siyasetin öne çıkan gündem başlıkları arasına giriverdi.

Daha önce Irak petrollerinin Türkiye üzerinden taşınacağı, para trafiğinin de Halkbank üzerinden yürüyeceği haberleri çok ilgi çekmişti. Bu bankanın Genel Müdürü`nü de kapsayan yolsuzluk soruşturmaları üzerine hem Banka`ya hem de Irak petrollerinin Türkiye üzerinden taşınması projesine karşı komplo kurulduğu iddiaları ortaya atılmıştı. Bu iddialar, son gelen haberle bir kez daha dillendirildi.

Peki neydi bu son haber? Kürt petrolünü Ürdün`ün Akabe Körfezi üzerinden ya da İsrail aracılığıyla Akdeniz`e ulaştırarak dünya pazarlarına açacak yeni bir güzergah, Ankara-Erbil anlaşmasının karşısına koyuluyordu. Aslında senaryo ararsanız daha çok çıkar. Nitekim Bakan Taner Yıldız bunun, Saddam Hüseyin döneminden kalma tozlu raflardaki senaryolardan biri olduğunu söyledi.

Bunlardan bolca var. Daha önce bir başka yazıda değindiğimiz iddiaya göre Suriye`nin kuzeyinde de tıpkı Irak`ta olduğu gibi bir Kürt özerk bölgesi oluşturulacak. Böylece Kuzey Irak`tan Akdeniz`e bir Kürt koridoru açılacak. Bu koridordan geçirilecek boru hattı konusunda Kürtlerin hiç kimseden izin almasına da gerek kalmayacak.

Fazla mı fantastik? Olsun, baştan söylediğimiz gibi enerjide senaryolar bitmez.

Peki Irak petrollerinin dünyaya çıkış yolu için en iyisi hangisi? Hiç bir duygusallığa kapılmadan düşündüğümde cevabım net: Türkiye.

Coğrafyanın tanıdığı şansa karşılık Türkiye için sadece politik risklerden söz edebiliriz. Ki diğer güzergâhlar üzerindeki ülkelere bakılınca Türkiye dikensiz gül bahçesi sayılır.