62. Hükümet Programı açıklandı, biz öncelikle 148-152 sayfalarda açıklanan "Enerji" konularına bakalım, neler anlatılmış- hedeflenmiş iyi okuyalım.
Enerji günümüz dünyasının en stratejik alanlarından birisidir. Son yıllarda yeterli seviyede elektrik enerjisi üretim kapasitesinin oluşturulmasına, enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesine, yenilenebilir enerji kaynaklarına ve üretim ve dağıtım tesislerinin özelleştirilmesine önem verdik.
Bu doğrultuda, 2002 yılında yaklaşık 31.000 MW olan elektrik kurulu gücünü 2014 yılı Temmuz ayı itibarıyla 67.431 MW’a, 2002 yılında 129 milyar kwh saat olan elektrik üretimimizi de, 2013 yılında 242 milyar kwh’e yükselttik.
Yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimini teşvik etmeye başladık; enerji verimliliği stratejisini hazırlayarak uygulamaya koyduk.
Bu çerçevede önümüzdeki dönemde yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarını en üst düzeyde değerlendireceğiz. Özellikle hidroelektrik santraller kapsamında, 2003 yılından bugüne kadar devreye alınan HES projeleri ile 2003 yılında 26 milyar kilowattsaat olan yıllık hidroelektrik enerji üretim kapa- sitesini 79 milyar kilowattsaate yükselttik. Son üç yılda 6.450 MW gücünde santralı devreye aldık; 2015 yılına kadar yeni santralları devreye alacağız.
Yerli linyit sahalarımızın termik santral amaçlı değerlendirilmesine önem veriyoruz. En büyük kömür rezervine sahip sahalarımızdan Afşin Elbistan, Konya Karapınar, Afyon Dinar ve Eskişehir Alpu sahalarında elektrik üretimi amaçlı girişimler üzerinde çalışıyoruz. Ayrıca, kömür istihracı yatırımları ve termik santral yatırımları, yatırım teşvik sistemindeki öncelikli yatırımlar kapsamına alınmış olup, orta vadede bunun olumlu etkilerini göreceğiz.
Nükleer santral kurulmasına ilişkin çalışmalarımızı hızlandıracağız. Bu çerçevede elektrik dağıtım şirketlerinin tümünün özelleştirilmesini tamamladık. Elektrik üretim tesislerinin özelleştirilmesine devam ediyoruz.
Enerjide 2023 hedefimize ulaşarak, ekonomik kalkınmanın ve sosyal gelişmenin ihtiyaç duyduğu enerjiyi sürekli, güvenli ve asgari maliyetle temin edebilen, enerji üretiminde kaynak ve teknoloji çeşitliliğini artırarak enerji arz güvenliğimizi sağlayan bir ülke konumuna geleceğiz.
Bu çerçevede nükleer enerjiyi elektrik üretiminde kullanan, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarını en üst düzeyde değerlendiren, israfı ve enerjinin çevresel etkilerini asgariye indiren uluslararası enerji ticaretinde stratejik konumunu güçlendirmiş rekabetçi bir enerji sistemi oluşturulacaktır.
Arz güvenliğinin artırılması amacıyla birincil enerji kaynakları bazında dengeli bir kaynak çeşitlendirmesine gidilecektir.
Mersin Akkuyu ve Sinop’ta toplam 9.280 MW gücünde 8 adet nükleer reaktör devreye alınacaktır. Yerli kömür kaynaklarının elektrik enerjisine dönüştürülmesi için 18.500 MW düzeyinde santral tamamlanacaktır.
Hidroelektrik kaynaklarımızın tamamına yakın kısmı kullanılarak 20.000 MW ek güç sağlanacaktır. Bu kapsamda, Ilısu, Yusufeli, Boyabat, Alpaslan-2 gibi önemli projeler tamamlanacaktır.
Ayrıca rüzgâr enerjisi gücümüz 20.000 MW’a çıkartılacak, en az 600 MW gücünde jeotermal santral ve en az 3.000 MW gücünde güneş enerjisi santralı kurularak yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik enerjisi üretimi içindeki payı 2023 yılında yüzde 30’a yükseltilecektir.
Güneş enerjisinde yeni bir döneme giriyoruz. Konya’ya dünyanın en büyük güneş enerjisi santralini yapmak üzere çalışma başlattık. 3.000 MW’lık güneş santrali için yaklaşık 6 milyar ABD doları yatırım yapılacak. Konya’yı güneş enerjisi üssü haline getireceğiz.
2003 yılı öncesinde yalnızca 9 ilimizin doğalgaza erişimi mevcut iken, 2013 yılı itibarıyla 72 ile çıkardık. Kalan 9 ili de, konumları itibarıyla teknik güçlükler ve yüksek yapım maliyetleri içermesine karşın, doğal gaz ile buluşturacağız ve artık ülkemizde doğal gazı olmayan il kalmayacaktır.
Doğalgazda arz güvenliğine büyük önem veriyoruz. Bu doğrultuda, arz kaynaklarını çeşitlendirmeye verdiğimiz önemin yanı sıra, depolama tesislerini de hayata geçiriyoruz. Kuzey Marmara ve Değirmenköy depolama tesislerini faaliyete geçirdik. Tuz Gölü yer altı depolama tesisinin 500 milyon m3’lük ilk aşamasını 2016 yılı itibarıyla tamamlayacağız. Ayrıca, 2002 yılı sonu itibariyle 100 milyon ABD doları olan petrol arama ve üretim yatırımlarımızı, 2012 yılında 910 milyon ABD dolarına çıkardık.
Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı’nın inşasını bitirdik. Bakü-Tiflis-Erzurum (Şahdeniz) Doğalgaz Projesi’ni hayata geçirdik. Azerbaycan Şahdeniz II Projesindeki payımızı yaklaşık yüzde 20’ler civarına çıkararak en büyük ikinci hissedar olduk. Azeri doğalgazını Türkiye’ye ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacak olan Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi’nde (TANAP) Hükümetler arası anlaşmayı imzaladık. Türkiye-Yunanistan Doğalgaz Boru hattı ile Güney Avrupa Gaz Ringi Projesi’nin ilk ayağını tamamladık ve komşu ülkeye gaz ihraç etmeye başladık. Ceyhan’ın, Avrupa’da ikinci büyük enerji terminaline dönüştürülmesini hedefliyoruz.
Böylece bir yandan enerjide arz güvenliğimizi sağlayacak, diğer yandan enerji geçiş ülkesi olmayı hedefleyen önemli adımlar attık.
Türkiye’nin, gittikçe gelişen büyük enerji piyasası ve Ortadoğu, Kafkasya/Orta Asya ve Güneydoğu Avrupa/Balkanlar bölgelerini birbirine bağlayan uluslararası projeleri ile bölgesel bir enerji ticaret merkezi haline gelmesini ve stratejik konumunu güçlendirmeyi hedefliyoruz.
Hükümetimiz sanayimize ve enerji sektörümüze entegre şekilde madenciliğimizin geliştirilmesine öncelik vermektedir. Ülkemizin 2012 yılı maden üretimi 11,7 milyar dolara ulaşmıştır. 2023 yılı hedefleri kapsamında bu miktarın 20 milyar dolara ulaşması amaçlanmaktadır.
2002 yılında yaklaşık 600 milyon dolar olan maden ihracatımızı, 2013 yılı sonu itibarıyla 5 milyar dolara; 2002 yılında 100 bin metre olan kamu-özel sektör maden arama sondaj miktarını, 2013 yılı itibarıyla 1 milyon 500 bin metre düzeyine ulaştırdık. 2023 yılı itibarıyla maden arama amaçlı sondaj miktarımızın 5 milyon metreye çıkarılması hedeflenmektedir.
Petrol ve doğalgaz yurt içi arama yatırımlarımızı 2002 yılına oranla yaklaşık 9 kat arttırarak 2013 yılında 900 milyon dolara ulaştırdık. 2002 yılında 52 bin metre olan petrol ve doğalgaz sondaj uzunluğu ise, 2013 yılında 305 bin metreye ulaşmıştır. Önümüzdeki dönemde, maden, petrol ve doğalgaz aramalarını arttırmaya ve jeotermal potansiyelimizi geliştirmeye devam edeceğiz. Ayrıca denizlerimizde kendi gemilerimizle araştırma imkânlarını artıracağız.
Türkiye’nin “kara elmas”ı kömürün enerji portföyümüzde daha ağırlıklı olması için harekete geçtik. Göreve geldiğimizde 8 milyar ton olan kömür rezervine yaptığımız sondajlarla 6,8 milyar ton daha ekledik. Son 11 yılda 11 yeni kömür sahası keşfettik.
62. Hükümet Programında "Enerji" hedefleri çok güzel. Aslında bu hedefler, bir önceki hükümet programı metninden alınmış. Yani program devamlılık arzediyor. Bizce program içinde daha çok yerli mühendislik, yerli tasarım, yerli imalat, yerli işçilik- yerli istihdam vurguları da yapılmalıydı.
Yıl 2014 ve bu hükümet normalde görevini 2015 seçimine kadar toplam 10 ay sürdürecek. Bu kadar çok hedefi bu kısa süre içinde gerçekleştiremeyeceği gibi; neleri gerçekten gerçekleştireceğini de net yeni programda belirtmemiş. Yeni hükümet, eskinin devamı olsa da kendi hedeflerini ve önceliklerini esas almalı idi. Devam ettireceği enerji politikalarınıbelirtebilirdi.
Geçmiş rakamlar çokça bahsedildiği zaman, bu defa bir önceki programlarla kıyaslanması ve gerçekleşmelerin değerlendirilmesi gerekir. Hedef 2023 yılı düşünüldüğünde `Doğalgaz` ve ithal yakıt santrallarına hiç değinilmemesini, siyasi iradenin bu konulardaki gayriresmi yatırım isteksizliği olarak mı algılamak gerekir?
Cari açığı etkileyen olası "ithal doğal gaz, ve ithal yakıt" fiyat dalgalanmalarından hiçbahsedilmemesi ayrıca dikkat çekiyor. 62. Hükümetimizin Programı hepimize hayırlı ve uğurlu olsun.