Enerji Günlüğü - SHURA Yönlendirme Komitesi Başkanı Selahattin Hakman, Türkiye’nin enerji verimliliğini bir iş modeline çeviremediğini söyledi.
Türkiye enerji sektörünün tüm paydaşları için ortak bir tartışma zemini oluşturarak enerji teknolojisi, ekonomisi ve politikaları ile ilgili veri bazlı, tarafsız ve bağımsız analizlerle Türkiye’nin enerji dönüşümü tartışmalarına katkıda bulunmayı hedefleyen SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi, kuruluşunu bir tanıtım toplantısıyla duyurdu.The European Climate Foundation (ECF), Almanya’nın enerji konusundaki en etkin düşünce kuruluşu Agora Energiewende ve Sabancı Üniversitesi’ne bağlı İstanbul Politikalar Merkezi kurucu ortaklığında hayata geçirilen Merkez’in Lansmanında konuşan SHURA SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi Yönlendirme Komitesi Başkanı Selahattin Hakman, enerji dönüşümünün ilk ayağının yenilenebilir enerji olduğunu belirterek, ikinci ayak olan enerji verimliliğini Türkiye’nin bir iş modeline çeviremediğini kaydetti.
Hakman, “Enerji dönüşümünün ikinci ayağı enerji verimliliği. Türkiyede malesef bu konuda ciddi bir yol alamadık. Bu birtakım yapıların, iş modellerinin eksikliğinden kaynaklanıyor. Türkiye enerji verimliliğini bir iş modeline çeviremedi. Ayakları havada, sallantıda kaldı. Bu konuda yol katedemedi malesef.” İfadesini kullandı.
19.YY SİSTEMİ MEYDAN OKUMALARA CEVAP VEREMEZ HALE GELDİ
19. YY elektrik yapısının merkezi olarak ve fosil yakıtlarla üretilip en uzak noktadaki tüketiciye iletilmesi üzerine kurulu olduğunu ve artık bu üçlü meydan okumalara cevap veremez hale geldiğine dikkat çeken Hakman, yeni yapıyı 3D olarak tanımlanan dağıtık üretim, dijitalleşme ve iklim konusunda düşük karbonlu bir enerji sistemine geçişin belirlediğini kaydetti. Hakman, bu 3D’ye demokratikleşmenin de eklendiğini vurgulayarak, bunu da daha türetici odaklı, daha çok kendi istek tercih ve ihtiyaçlarına göre odaklanan bir sistem olarak tanımladı.
SHURA Yönlendirme Komitesi Başkanı Selahattin Hakman, Türkiye’nin yüksek büyüme potansiyeli nedeniyle düşük karbon ekonomisine geçişte batıdaki pek çok ülkeye göre avantajlı olduğunu söyledi. Hakman, Türkiye sadece yeni yatırımları düşük karbon anlayışıyla yaparak bile dönüşümü önemli ölçüde gerçekleştirebileceğini, oysa sistemi oturmuş batı ekonomilerinin dönüşüm için sıfırdan yatırım yapmaları gerektiğine işaret etti. Hakman Türkiye’nin ayrıca, enerji verimliliğini sağlayarak da düşük karbon ekonomisine geçişte ciddi mesafe alabileceğini kaydetti.
BÜTÜNCÜL BAKIŞ AÇISINA İHTİYAÇ VAR
Hakman, SHURA’nın çıkış amacını da bu bağlamda şu şekilde açıkladı:
“Türkiye’de enerjinin tüm paydaşlarının (tüketici, sanayici, yatırım sahipleri, finans sektörü, kamu) bir araya gelip, enerji dönüşümünü tartışıp doğru yolları belirleyip adım atmamız ve bu adımları hep beraber hızlandırması lazım. Fakat bu biraz da fili kendi bulunduğu yerden tanımlaması gibi. O fili kendi gördükleri yerden tanımlıyorlar, bir bütüncül bakış açısının eksikliği var. Bunun tamamen bağımsız bir kurum ya da kuruluş tarafından yapılması büyük önem taşıyor ve SHURA’nın çıkış amacı da tam olarak bu."
Hakman son olarak Merkez’in isminin de çok merak edildiğini ve bu ismi seçmelerinin nedenini de açıkladı. Hakman, “SHURA ismi nereden geliyor? İsim arayışında bir öneri geldi. Şura Türkçede sorunların birlikte tartışıldığı ve çözüldüğü bir danışma organıdır.
Ortadoğu mitolojisinde ‘SHU’ güneş tanrısı ‘RA’ da rüzgar tanrısı demek. Bu da aynı zamanda geleneklerimizdeki ‘şura’ anlayışıyla çok paydaşlı bir müzakere zemini olma anlamı taşıyan kurumumuzun, ülkemizin yenilenebilir enerjideki dönüştürücü gücünü çok iyi yansıtacağına inanıyorum.” dedi.
Sabiha Kötek - Enerji Günlüğü