Enerji Günlüğü - Küresel Rüzgâr Enerjisi Konseyi (GWEC) Başkanı Klaus Rave, rüzgar santrali yatırımcılarına, tesislere yerel halkı da ortak alarak ilerlemeleri önerisinde bulundu.
Küresel Rüzgar Enerjisi Konseyi Başkanı'ndan Türkiye'deki rüzgâr yatırımcılarına mesaj var. GWEC Başkanı Klaus Rave, Enerji Günlüğü'nün sorularını cevapladı:
Türkiye’nin rüzgâr enerjisi dinamiğini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’nin dünyanın en dinamik rüzgâr piyasalarından biri olduğunu düşünüyorum. Büyüme potansiyeline baktığımızda dünyada ilk on ülke arasında yer alıyor.
Dünya genelinde enerji sektörünün yaşadığı sorunlar sizce neler?
Dünya genelinde, yaşanan mali krizi takip eden ekonomik kriz nedeniyle talep azaldı. Dolayısıyla bazı ülkelerde düşük talep piyasada rekabeti ve enerji bileşimlerini zayıflattı.
İkinci olarak, bazı ülkelerde hukuki çerçeve olmadığı için önemli projeler geliştirmek, projeleri finanse etmek çok zor. Latin Amerika’daki bazı ülkeler ve özelliklede Afrika ülkeleri için bunu söylüyorum. Büyük bir potansiyel var ama hukuki çerçeve yok. Rüşvet ve yolsuzluk içinde kötü yönetimler var.
Üçüncü olarak bazı ülkelerde de modern şebeke sorunu var. şebekelerin modernizasyonundan ve genişletilmesinden bahsediyorum. Bence bu üç neden genel olarak enerji piyasalarını engelleyen etkenler.
Türkiye için neler söyleyebilirsiniz?
Türkiye’de piyasanın büyümesi, güvenli mali zeminin zayıflığı ve iyi bir hukuki çerçevenin olmaması nedeniyle beklediğimden daha uzun sürdü.Şimdi ise bunlar düzelmiş durumda ve Türkiye hızla büyüyor. Bu yıl sanırım rüzgârda 1000 MW kapasite ekleyecek. Sanırım şimdi politikacılar yaşananlardan iyi sonuçlar çıkardılar.
Son zamanlarda bazı rüzgâr projelerinin turizm alanlarına, SIT sahalarına, yerleşim birimlerinin içine yapıldığı şikâyetleri artıyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Başlangıçta bu her yerde, her zaman olur. İnsanlar bugüne kadar elektriğin nasıl üretildiğine hep dışarıdan bakmaya alıştılar. Eskiden elektrik üretimi yapan tesisler, kömür santralleri, nükleer santraller insanlardan uzakta olurdu. Şimdi ise insanlara daha yakın olduklarını görüyoruz.
Öncelikle yatırımlarda iyi bir planlamaya sahip olmak gerekiyor. Santrali nereye inşa edeceğiniz konusunda hassas yaklaşmak ve yeri iyi planlamak gerekiyor. Mesela cami ve kilise gibi yerlere yakın yapmamak önemli, çünkü insanların duygularını incitirsiniz. Veya kuşların göç yolları üzerinde kurmamak önemli. Gürültü ve pervaneler sorunu nedeniyle. Bütün bu noktaları dikkate alarak iyi bir planlama yaptığınızda bir sorun olmayacaktır.
İkincisi, bizim Almanya’nın kuzeyinde ve Danimarka’da yaptığımız bir uygulama var. Biz oralarda, tesisin kurulduğu yerdeki insanları mali olarak işe dahil ediyoruz, onlara hisse veriyoruz. Böylece orada yaşayan insanlar doğrudan yatırıma dahil oluyorlar, onun bir parçası oluyorlar. Yani yerel halkı da yatırıma hissedar yapmak önemli.
Sabiha KÖTEK