Gürültü, sağlığımızı 35 kritik etkiyle tehdit ediyor

Enerji Günlüğü - Günümüzün en büyük problemlerinden biri olarak nitelendirilen gürültü, sağlığımızı 35 kritik etki ile tahrip ediyor.16 Kasım...

Enerji Günlüğü - Günümüzün en büyük problemlerinden biri olarak nitelendirilen gürültü, sağlığımızı 35 kritik etki ile tahrip ediyor.

16 Kasım tarihinde düzenlenen Ses Yalıtımı Zirvesi’nde ses kirliliği konusunu gündeme getiren Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği (İZODER), kontrolsüz ses ve gürültünün sağlığımızı son derece olumsuz etkilediğine ve yaşam kalitemizi düşürdüğüne vurgu yaptı.

İZODER Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu gürültünün, hem ruh hem beden sağlığımızda yüksek ve kalıcı bir etkisi olduğuna dikkat çekti ve İZODER olarak kontrolsüz ses ve gürültüye karşı farkındalık seferberliği başlattıklarını açıkladı. Kirliliğin artacağından duyduğu endişeyi dile getiren Küçükoğlu : “Gürültü, ruhsal ve fiziksel açıdan sağlığımızı 35 kritik etki ile tahrip ederek, toplumsal uyum ve verimliliğimizde derin yaralar açıyor. Bu kirliliğin yıkıcı ve kalıcı etkileri göz ardı edilmemeli, kontrolsüz ses ve gürültüyü önlemeyi başarmalıyız.”  diye konuştu. 

GÜRÜLTÜNÜN 35 OLUMSUZ ETKİSİ

Sağlığımızı tehdit eden 35 kritik etki şöyle sıralanıyor; ‘korku’, ‘depresyon’, ‘işitme kaybı’, ‘öğrenme bozuklukları’, ‘dikkat azalması’, ‘çocuklarda okuma, anlama ve öğrenme düzeylerinde gerileme’ ‘öfke’, ‘saldırganlık’, ‘yorgunluk’, ‘uyku bozukluğu’, ‘kalp’, ‘kemik erimesi’, ‘sıkıntı’, ‘gerilim’, ‘baş-kas ağrısı’, ‘tahammül ve hoşgörünün azalması’, ‘tedirginlik’, ‘iletişim zaafı’, ‘çatışma eğilimini artırma’, ‘motivasyon düşüşü’, ‘hayal kırıklığı’, ‘çaresizlik’, ‘akyuvar azalması’, ‘bağışıklık sisteminde değişim’, ‘sindirim sistemi güçlükleri-mide, bağırsak şikayetleri’, ‘iş verimini azaltması’, ‘rahatsızlık’, ‘sinir bozukluğu’, ‘karamsarlık’, ‘uzun dönemli bellek sorunu’, ‘konsantrasyon düşüklüğü’, ‘zihinsel faaliyetlerde yavaşlama’, ‘yüksek tansiyon’, ‘ani kızgınlık’, ‘tatminsizlik.’ 

MESLEK HASTALIKLARININ EN YAYGINI İŞİTME KAYBI

Sağlıklı ve Konforlu Bir Yaşam İçin Ses Yalıtımı' sloganıyla gerçekleştirilen zirvede söz alan Kulak Burun Boğaz Baş ve Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Hakan Yenice dünyada ve Türkiye’de, meslek hastalıkları arasında en yaygın olanının gürültü kaynaklı işitme kaybı olduğunu belirtti. Yenice, konuşmasında gürültünün insanlarda işitme kayıplarının yanı sıra önemli bir stres ajanı olarak psikolojik, nörovejetatif ve kardiyovasküler sistemleri etkileyerek çeşitli hastalıklara yol açtığını aktardı.

GÜRÜLTÜ HERKESİ ETKİLİYOR

Zirvede söz alan bir diğer isim olan Klinik Psikolog İrem Erdem Atak gürültünün, istisnasız herkesi etkileyen önemli bir sorun olduğunun altını çizerek: “Böyle bir olumsuzluğun, insan ruhsallığı üzerinde olumsuz etkileri olması da beklenir bir durumdur. Gürültünün en belirgin olumsuz etkileri, rahatsızlık, sıkıntı ve gerilim duygusudur. Gürültüden kaynaklanan sinir bozukluğu, korku, tedirginlik, yorgunluk ve zihinsel etkilerde yavaşlama önemli belirtiler olarak fark edilmektedir.” dedi. 

GÜRÜLTÜNÜN ÇOCUKLARDAKİ ETKİSİ : ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK 

Gürültü konusunu çocuklar açısından ele alan Gelişim Psikolojisi Uzmanı Ayşegül Cebenoyan ise çocukların her şeyden önce bulundukları ortam üzerinde çok daha az kontrole sahip olduğunun altını çizdi. Cebenoyan, “Gürültülü ortamlarda bulunan çocuklar maruz kaldıkları gürültünün şiddetine ve bireysel kırılganlıklarına bağlı olarak rahatsız olur ama ne bu rahatsızlıklarının nedenini söyleyebilir ne de içinde bulundukları durumu değiştirecek bir şeyler yapabilirler. Tam da bu nedenle gürültünün çocuklar üzerindeki uzun dönemli etkilerinden birinin ‘öğrenilmiş çaresizlik’ olduğu belirtiliyor. ‘Öğrenilmiş çaresizlik’, organizmanın gösterdiği tepkilerin sonuca ulaşmaması durumunda, sonucu değiştiremeyeceğine karşı oluşan inançtır. Bu inancı genelleştiren bireyin ulaşmaya çalıştığı hedefleri yoktur.” diye konuştu. Ayşegül Cebenoyan, küçük çocukların konuşma becerilerinin geliştiği dönemde gürültüye maruz kalmalarının konuşma becerilerinin; okuma yazmayı öğrendikleri dönemlerde de okuma yazma becerilerinin gelişimini olumsuz etkilediğini belirtti ve örnek olarak “Cephesi tren yoluna bakan bir ilkokulda yapılan bir araştırmaya göre, tren gürültüsüne maruz kalan cephedeki sınıftaki çocukların okuma düzeyinin, diğer cephedekilerden 3-4 ay geride olduğu anlaşılması da gürültünün olumsuz etkilerini gözler önüne seriyor” dedi.