Güneşte kalite zinciri teşvik edilmeli
DURSUN YILDIZ
Enerji Günlüğü’ndeki bu köşede 17 Eylül 2015 tarihinde yine yazmış ve "Güneşe kalite mayası çalalım" demiştim. Güneş enerjisinde kalite ve verimlilik kavramlarını gözardı edersek hem kişi veya şirket hem de ülke olarak kaybedeceğimize dikkat çekmiştim.
O günlerde solar sistemlerin kalitesi ve verimliliği konusunda yayınlanan bir haber üzerine Sn. Hasan Yiğit’in kaleme aldığı "GES’ler alarm Veriyor" yazısını da referans vermiştim.
Aradan yaklaşık 1.5 yıl geçtikten sonra bu konuyu tekrar ele almak istedim. Çünkü güneş sistemleri halen enerji kaynağının sadece yüzde 18'ini elektrik enerjisine çeviriyor. Bu durum, verimliliği düşürebilecek diğer etkilerin hemen hemen sıfırlanmasını gerekli kılıyor. Bu nedenle de güneş enerjisi sisteminden maksimum fayda elde edilmesi için "güneşte kalite zinciri" teşviği gerekiyor.
GÜNEŞTE KALİTE ZİNCİRİ NEDİR?
Peki güneşte kalite zinciri derken neyi kastediyoruz, neyi anlatmak istiyoruz? Bundan kasıt, güneş enerjisi sistemleri kurulurken yer seçiminden başlayarak, etüt, planlama, proje, tesis kurulumu ve işletmeye kadar uzanan halkaların tümünden bir kalite zincirinin oluşmasıdır.
Böylece hem kullanılan malzemelerin belirli bir kalite düzeyine ulaşması hem de daha kaliteli proje, kurulum, işletme ve bakım hizmeti seviyesinin tutturulmasıyla kurulan sistemlerin topyekün daha verimli çalışması sağlanır.
Bu nasıl sağlanır?
Bunun için önce devletin teşvik anlayışını değiştirmesi ve özel sektörün de kaliteyi arar hale gelmesi belirleyici olacaktır. Çünkü kalite bir yere kendiliğinden gelmez ve kapıyı da çokça çalmaz.
O yüzden bu iş için öncelikle, yatırımcıların isteyerek içinde yer alacağı bir teşvik modeline ihtiyaç vardır. Bu kapsamda yatırımcıya doğrudan gelir artışı sağlayacak ve onu enerji üretim verimliliğini arttırmaya teşvik edecek bir "Kalite Zinciri Teşviği Modeli" kurulabilir.
Bu modelin, sektörün tüm unsurları tarafından kabul görmesi ve teşvik edici olması için de başarıyı değerlendirme kriterinin objektif olması önem taşır. Bu nedenle yeni teşvik modeli enerji nakil hattına girmeden ölçülen yıllık toplam enerji üretim miktarı ve yıllık üretimin kesintisiz olması kavramları üzerine kurulabilir
Bir başka deyişle yeni teşvik modeli yıllık olarak kesintisiz (sistem dışı nedenlerden kaynaklanan kesintiler hariç) ve yüksek üretimin yapılmasını teşvik etmelidir. Örneğin yıl sonunda defaten verilecek olan bu teşvik için şu ki temel koşulun yerine getirilip getirilmediğine bakılmalı.
1 - Sistemin MW başına ölçülen yıllık enerji üretiminin, bölgelere göre belirlenen teşvik üretimi sınırının üzerine çıkması.
2 - Sistemin kendisinden kaynaklanmayan sorunlar hariç bir yıl boyunca kesintisiz enerji üretimi yapması.
Bu teşvik modelinin yerli güneş paneli ve ekipmanları üretimini de teşvik etmesi mümkündür. Burada yeni bir kategori oluşturulup "İnvertör dışında tamamen yerli malı kullanmış sistemler için farklı teşvik üretim sınır değerleri tespit edilerek yerlilik kaygısı temelli bir uygulama da yapılabilir.
Bu anlattığımız modelin ne faydası olur?
Bu uygulamayla öncelikle yerli güneş panellerinin belirli bir kalite düzeyine ulaşması ve bu düzeyi sürekli arttırması teşvik edilmiş olur.
Bu model, daha kaliteli proje, kurulum, işletme ve bakım hizmeti teşvik edilerek, projeden işletmeye kadar tüm zincir boyunca, yetişmiş insan malzemesi kalitesinin arttırılması da teşvik edilmiş olur. Böylece sistemin topyekün daha verimli çalışması sağlanmış olur.
Esasen ana amaç verimliliği görece düşük olan bu sistemlerden sürekli olarak en fazla enerjiyi üretmek olmalıdır. Burada, güneş enerjisi kaynağındaki değişkenlik yine görece olarak diğer kaynaklara göre daha azdır. Bu da kalite zinciri oluşturulursa enerji üretimi kaybının çok sınırlı kalarak en yüksek enerji üretimine ulaşılabilmesi açısından bir avantaj sağlar.
Bu nedenle kalite zincirinin güneş sistemlerinde uygulanmasının en belirgin faydası üretilen enerjideki artış ile başlar ve güneş enerjisi sektörünün kalite ekseninde regülasyonuna kadar uzanır.
Unutmayalım!
Sadece sektörün önündeki pratik sorunların çözümüne odaklanıp "Güneşte Kalite Zinciri" kavramını unutmamalı, ihmal etmemeliyiz.
Daha yolun başındayken yeni bir kaliteyi teşvik modeli ile yatırımcının kaliteyi tercih etmesi mümkün görünmüyor mu?