Güneş santrallerinizin sağlığından endişe edin! - Hasan YİĞİT

Hasan YİĞİT

HASAN YİĞİT 

Enerji Günlüğü’nde 2013 yılının son aylarından itibaren yenilenebilir enerji ve özellikle de güneş enerjisi konulu yazılar yazmaya başladım. Yazılarımda, Türkiye’nin bu alanda teknik bilgi ve kalifiye eleman açısından çok ciddi eksikleri bulunduğunu vurguladım. O tarihten bugüne kalifiye eleman konusunda ciddi yol kat edildi. 

Ama gündeme getirdiğim kimi konular için aynı şeyi söylemek hiç kolay değil. Çünkü yaptığımız birçok uyarı pek işe yaramamış gözüküyor.

Bunların başında, güneş enerji santrali (GES) kurulumunda kullanılan ekipmanların garanti ve kullanım kılavuzlarındaki kimi maddelerin, ileride son kullanıcıların başını belaya sokabileceği yönündeki uyarılarım geliyor. 

Sözünü ettiğim yazılarımdan başlıklar ile 2013, 2014, 2015 ve 2016 yıllarına bir geri dönelim. 

Neydi bu başlıklar:

- TÜV: Her üç GES`ten biri hatalı 

- Güneşçiler aman dikkat

- GES’ler alarm veriyor!
- Yetkili EPC firmaları şart

- Lisanssız güneş yatırımı nereye?
- Beş yıl önce 10 yıl sonra
- GES`lerin performans garantisi
- Güneş panelinde garanti süresine dikkat!
- Güneş panellerinde ısı şartına dikkat! 

Bana o yıllarda sektördeki çoğu arkadaş güneş enerjisi yatırımları konusunda ‘yolumuza taş koyuyorsun’ ve ‘üzerimize bir kara bulut getiriyorsun’ türü eleştirilerde bulunuyor, tepki gösteriyordu. 

Bu tepkilere göğüs germeyi bir görev kabul edip, doğru bildiklerimi yazmaya devam ettim. Türkiye’nin gelecekte solar çöplüğü olma riski bulunduğunu her yerde ve her ortamda açıkça ifade ettim. 

Aslında ben de, bana tepki gösterenler gibi haksız çıkmayı isterdim. Yalnız, geldiğimiz noktada haklı çıktığımı gördüm. Sektördeki birçok aktörün güneş enerjisi kurulumu sırasında işi yeterince ciddiye almadıklarını da üzülerek takip ettim. 

Geçtiğimiz günlerde sektörümüzün de yakından tanıdığı bir arkadaşımız, bazı santrallerde denetimler yapıp yaşadıklarını bloğunda paylaştı. Orada yazılanlar benim iki yıl önceki ikazlarıma rağmen çoğu kişinin bundan ders almadığını veya kaliteye hak ettiği değeri biçmediğini gösterdi. 

Konu “Elektrik üretmeyi unutan güneş panelleri!” başlığıyla Enerji Günlüğü’ne de haber olarak taşınmıştı. Haberde yer alan bilgilere göre Orçun Başlak’ın yaptıkları saha çalışmalarında nelerle karşılaştığını kısaca özetleyelim. 

Enerji Günlüğü’ndeki o haberden kısa bir bölümü sizinle burada paylaşacağım. (Haberin tamamı şurada: Elektrik üretmeyi unutan güneş panelleri!

“Kimi panellerin üzerinde yazan güçte elektrik üretmediği, kimi panel dizilerinin ise sahaya monte edildiği halde sisteme bağlanması unutulduğu için elektrik üretmediği ortaya çıktı.” 

Orçun Başlak’ın kullandığı başlıkların, benim yukarıda başlıklarını verdiğim köşe yazılarımdakilerle büyük oranda örtüştüğünü görüyoruz. 

1 - Panellerin üretim hataları ve garantiye uygunluk,

2 - Topraklamanın önemi. Meğer eş potansiyel barasında uygunluk verdi diye GES’iniz uygun sayılmaz,

3 - Konstrüksiyonun doğru çakılması. Sonradan düzeltmek için gerdirilmemeli, klemplere iyice sabitlenmeli,

4 - Kabloların çekilmesine özen gösterilmeli. Fazla bükülmemeli, güneşten korunmalı,

5 - Kuş pislikleri, zarar görmüş paneller ve genel saha temizliği ve sonuncu olarak,

6 - Gölgelenme problemleri.

Bunların dışında geçenlerde Hacettepe Üniversitesi’nde “Güneş Enerjisi Santrallerinde Kalite ve Performans” çalıştayı gerçekleşti. Burada Proerk Mühendislik şirketinden Cenk Yıldırım, yaptığı sunumda önemli bir noktaya dikkat çekti: 

“Şimdiye kadar kurulan güneş enerji santrallerinin maalesef sadece yüzde 20’si yatırımcıları tarafından uzman şirketlere denetlettirildi. Yüzde 80’i için böyle bir girişimde bulunmadılar.”

Ayrıca kendilerinin yaptıkları çalışmalardan bazı örnekler verdi. İşte elde ettikleri sonuçlardan bir kısmı: 

1 - Panel üretim kusurları: Sahada görülme oranı: % 35,

2 - Panel montaj hataları: Sahada görülme oranı: % 30,

3 - Evirici montaj hataları: Sahada görülme oranı: % 15,

4 - Topraklama hataları: Sahada görülme oranı: % 20,

5 - Kablolama hataları: Sahada görülme oranı: % 35

6 - Taşıyıcı sistem hataları: Sahada görülme oranı: % 20.

Şimdi, bize bunlar neyi çağrıştırıyor? Bana hatırlattığını söyleyeyim: İki yıl öncesine geri dönelim. O zamanlar TÜV Rheinland’ın çalışmalarıyla ilgili bir haber üzerine bana sert tepkiler gösterilmişti.  

Bilindiği gibi TÜV Rheinland, Almanya’da denetledikleri yüz santralin yüzde 30’unda hata bulmuştu. 

Proerk’in ve Orçun Başlak’ın sunumlarına göre Türkiye’de ne yazık ki her iki santralden birinin hatalı/kusurlu/eksikli olduğunu söylemek yanlış olmaz. Belki son aylarda yaşanan acil kurulum mecburiyetlerinden dolayı önümüzdeki dönemde bu oranların daha yukarılarda olacağını söylemekte de bir sakınca yok bence. 

Çalıştay’da yaşadığı bir olayı anlatan sunucunun söyledikleri de ilgin. Kayseri’de yeni kurulan santrallerdeki bazı panellerde Hotspot ve Salyangoz izleri mevcut olduğu halde Uzakdoğulu üretici ürünlerini değiştirmeye yanaşmamış. Böylesi durumlara karşı yatırımcının kendisini sağlama almak için siparişte üreticiden her panelin “EL” görüntüleme raporunu da istemesinde fayda var. 

Sonuç itibariyle, sektördeki oyunculara seslenmek istiyorum. Güneş enerji santralinizin sağlığından endişe edin! Korkmak insani bir duygudur. Kendimizi korumak için de buna ihtiyacımız var. 

Daha sağlıklı GES’ler dileğiyle… 

Hasan YİĞİT - Enerji Günlüğü