Türkiye`de lisanssız elektrik üretimi konusundaki ikincil mevzuat çalışmaları da tamamlandı. Böylece özellikle güneşe dayalı elektrik üretimi yatırımlarının önünde yasal altyapı eksikliği tamamlanmış durumda.
İşin bundan sonraki aşamalarında ise uygulamaya yönelik sorunların konuşulacağını söyleyebiliriz. Geçtiğimiz hafta bunlardan birine değinmiştik. O da güneş paneli üreticilerinin, yatırımcılara sunduğu garanti süresindeki belirsizlikti. Özetle, aslında standart iki yıllık garanti süresi bulunan panellerin bunu gerçek anlamda sağlamadığını söylemiştik. Ayrıntıları şuradan okuyabilirsiniz.
Şimdi gelelim uygulamada karşımıza çıkan ve ileride hem yatırımcılara hem de ülke ekonomisine ciddi zararlar verebilecek bir başka soruna... Bu sorun, özellikle Türkiye`nin güney illerinde yatırım yapacakları ilgilendiriyor.
Güneş panellerindeki ürün broşürlerine bakarsanız, Çalışma Koşulları bölümünde -40 ile +85 derece arası yazıldığını göreceksiniz. +85 derece çalışma sıcaklığına normalde, 40-45 derecelik ortam sıcaklığında ulaşılıyor.
Peki ne anlama geliyor bu ve ne demek istiyoruz? Antalya, Adana ve hatta Şanlıurfa, Kilis gibi illerde +50 derece ve üstü ortam sıcaklığına ulaşılabiliyor. Yani bu illerde güneş panelleri için belirlenen çalışma sıcaklığı üst sınırlarının üzerine çıkılacağı kesin.
Garanti kılavuzlarını dikkatli okursanız, orada "aşırı sıcaklık veya çalışma koşulları dışına çıkılırsa ürün garanti kapsamı dışına çıkar" diye bir ifade görürsünüz.
Bunun araştırması için Türkçe Ürün Tanıtım broşürü hazırlayan Çinli bir üreticiye teşekkür etmemiz lazım. Broşürde yer alan "Mutlak sınır koşulları altında" ifadesi kafamızı karıştırmıştı. Bunun tam olarak ne anlama geldiğini öğrenmek istedik. Türkiye deki distrübütörlerden garanti kılavuzları istedik. Hiç birinden cevap gelmedi.
Sonra Üreticilerin Almanya ofislerinden ve Alman üreticilerden garanti kılavuzları talep ettik. Bu talebi özellikle Almanya`da kayıtlı ve uzantısı “.de” ile biten e-mail adresi kullanarak gönderdik. 3-7 gün içinde bütün şirketler garanti kılavuzlarını gönderdi. Bu arada Almanya`da tüketici yasalarına göre şirketler satıştan önce garanti koşullarını gösteren belgeleri ibraz etmek zorundadır.
Şimdi dönelim tekrar +85 derece olayına... Çalışma sıcaklığı +85 derece üzerine çıktığı zaman, üretici her zaman "siz benim çalışma ve garanti kılavuzundaki koşulların üstüne çıktınız ve aldığınız ürün garanti kapsamı dışında" diyebilir. Hukuken haklılar, siz ürünü satın aldığınız an üreticinin bütün koşullarını kabul etmiş oluyorsunuz.
Türkiye`de tanıdığım şirketlerin yöneticilerine bu konuyu açtığımızda çok önemsemediler. Hatta bazılarının şaka yollu, "Sus ve para kazanmaya bak" kabilinden ifadeler kullandığına tanık olduk.
Sektörde faaliyet göstermek için yola çıkmış pek çok aktörün de çok önemsemediği bu sorun, ileride hem sektöre, hem yatırımcılara, hem de sektöre ciddi zararlar verebilir. Yaptığımız kaba taslak bir hesaplamaya göre, güney illerinde dönem dönem aşılması kaçınılmaz olan "+85 derecelik çalışma sıcaklığı" maddesinden ötürü gelecek 10 yıl içinde Türkiye ekonomisini 1 milyar dolar zarara uğratabilir.
Nasıl mı? Diyelim ilk vakalar 5-6 yıl içinde ortaya çıkacak. Üretici firmalar "çalışma sıcaklığı falanca tarihte +85 derece üstüne çıktı" deyip garanti kapsamı dışında olduğunu söyleyebilir. Ve panelleri geri almaz, değiştirmez, yenilemez. Gelecek 5-6 Yıl içinde en azından 4 GW lisanslı ve lisansız kurulumumuz olabilir. Bu da 2 milyar dolarlık panel yatırımı demek.
10 yıl üzerinden bakarsanız, bu en azından 4 milyar dolarlık panel yatırımı demek. Tamam, hepsinde sorun çıkacağını iddia etmiyoruz. Ama yukarıda ifade ettiğimiz 1 milyar dolarlık zarar ihtimali gün gibi, güneş gibi ortada!
Aslında biz devletin bundan haberdar olduğunu düşünüyoruz. Hatta biliyoruz desek daha doğru. Çünkü, Antalya Stadyumu için açılan güneş enerjisi sistemi ihalesinde TOKİ, teknik şartnameye buna ilişkin bir madde eklemiş. Madde aynen şöyle:
"Güneş Paneli (FV): -10°C / 120 °C sıcaklık aralığında 0-1200 metre yükseklikte, kurulu bulunduğu mahalde, % 0-85 Bağıl nem oranında sorunsuz çalışacaktır. Bu durum üretici tarafında yazılı olarak garanti edilecektir."
İşte sözünü ettiğim ihale şartnamesinde yer alan yukarıdaki madde, bizim +85 derece çalışma sıcaklığın üstündeki garanti sorunu olduğu teorisini devletin de bildiğini net şekilde ortaya koyuyor.
O halde bu konularda hem ilgili bakanlıklarla, hem diğer bürokratik kurumlara, hem Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu`na ve hem de sektöre önemli görevler düşüyor. Düzenleyici otoritenin gerekli düzenlemeleri yapması, garanti şartlarıyla ilgili Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanlığı`nın çalışması, sektörün de kendini daha sağlıklı çalışma şartlarına hazırlaması gerekiyor.
Tabii bu arada hem devletin hem de bağımsız uzmanların yatırımcıları bu konuda en sağlıklı şekilde bilgilendirmesi şart...
Türkiye, güneş enerjisi yatırımlarında henüz işin başında sayılır. Ve bu sektörün sağlıklı ilerlemesi için işi baştan sıkı tutmakta yarar var.