Enerji Günlüğü- Sabancı Holding CEO’su Mehmet Göçmen, Türkiye’de kömür sektörüne karşı algının düzeltilebilmesi için kömürün önemi konusunda bir konsensus sağlanması gerektiğini belirtti.
2. Yerli Kömür Çalıştayı’nda düzenlenen 'Kömür madenciliği İtibarı Ve Algısı' oturumunda konuşan Sabancı Holding CEO’su Mehmet Göçmen, Türkiye’de bu sektöre karşı algının düzeltilebilmesi için niye kömürün önemli olduğu konusunda bir konsensus sağlanması gerektiğini belirterek, bunun için önemli olan 4 konuyu enerjide daha fazla büyüme, enerji verimliliğine yatırım, cari açıkla mücadele için yerli kaynaklara önem verme ve enerji üretiminde karbon payını azaltma olarak sıraladı.
Y KUŞAĞI İÇİN MESLEKLERİ YENİDEN CAZİP HALE GETİRMELİYİZ
Geçtiğimiz dönemde kanunun yönettiği termik santraller ve madenciliğe bağlı faaliyetlerin cazibe oluşturduğuna ve insanlar ın o dönemde maden mühendisi, kimya mühendisi vb. olarak Türkiye’yi 50-60 yıl taşıyan bir ortam oluşturduğuna dikkat çeken Göçmen, ancak şu dönemde bu sektörelerin cazibelerini kaybettiklerini söyledi. Göçmen, “Yeni nesi Y Kuşağı için bu meslekleri çekici hale getirmeli ve tekrar cazibeli olmasını sağlamalıyız. Bunun için de bu işleri yeni nesil teknolojiler ile birleştirmeliyiz ki Y Kuşağının ilgisini çekebilelim. Sektöre yapılan yoğun sermaye yatırımının yanında teknoloji yoğun odaklı olmak gerekiyor. Finansal sürdürülebilirlik ve insan kaynağı çekimi bir arada olmalı.Burada üniversitelere çok yoğun bir iş düşüyor. Sektörler 5-10 yılda bir kendilerini yeniliyorken üniversiteler de ders programları bu sürelerde gözden geçirilmeli ve gerekli ise yenilenmeli. Uzun dönem yatırımlar yapılması ve bunu insan kaynağı ile birleştirilmesi çok önemli. Bu da ancak uzun vadeli öngörü ile olabilir. Tüm paydaşların bir araya gelmesi ve bütünleşik yeni bir yaklaşım getirmesi gerekiyor.” dedi.
BÜYÜK ŞİRKETLER TEKNOLOJİYE, ÇEVREYE VE İTİBARA YATIRIM YAPSINLAR
Göçmen, büyük kurumların madencilik faaliyetlerini doğru yapmazlarsa ona bağlı işleri de doğru yapamayacaklarını fark etmeleri gerektiğine dikkat çekerek, “Kurumların kendilerine ait maden bölgelerini süreçlerinin bir parçası olarak görmesi lazım. Maden şirketlerinin kurumsal bir kimliği, kurumsal yönetişim ilkeleri olmalı. Bu şirketlerin kurumsal bir şekilde yönetilmesi gerekiyor. Ufak işletmelerden oluşan rekabet ortamında daha kısa vadeli verilen ruhsatlar gibi sebeplerden dolayı sektöre kısa süreli ve fırsatçı bakan bir üretici kimliği getiriyor. Bunun için şirketlerin sektöre orta ve uzun vadede bakması ve bir kazanç olduğunu görmesi gerekir. Böylelikle teknolojiye, çevreye ve itibara yatırım yapsınlar. Madenlerin uzaktan bile yönetilmesinin mümkün olacağı dünyada, öncelikle finansal olarak sağlıklı bir yapıya kavuşmaları lazım ki kurumsal bir kimlik kazansınlar. Sektörün itibarı kurumsal yapıların finansal olarak sağlıklı bir hale gelmesinden geçiyor.” dedi.