GES'lerde sigorta masalları 2

Hasan YİĞİT

Türkiye’de tüketicilere en iyi masallar anlatılır. Ve maalesef çoğu insan bu masallara inanır. Bu masalları anlatanlar çoğunlukla kısa zamanda köşeyi dönme, voliyi vurma derdindeki uyanıklardır. 

Türkiye’de yeni gelişen iş kollarından biri konumundaki güneş enerjisi (solar) sektöründe de benzeri uyanıklar cirit atıyor. Örneğin bir grup modül üreticisi de, solar yatırımcılarını ütmek için ilginç bir sigorta poliçesi icat etmiş. 

Ne ilginçtir ki, bu sigorta poliçesini Türkiye de kullanabilecek tek bir Uzakdoğulu şirket var! Bu şirketin Türkiye’de hem şirketi hem üretim tesisi bulunuyor. Yani Türkiye’deki müşterilerine “Türkiye faturası” kesebiliyor. 

Gelelim sözünü ettiğimiz poliçenin sahibi sigorta şirketine… Bu şirketle bağlantıya geçmek hiç de kolay olmadı. Önce “Hasan Yiğit-Türkiye” olarak 14 günde üç kez e posta gönderdim. Maalesef hiçbir cevap alamadım. Üçüncü e posta mesajından sonra taktik değiştirdim. 

Bu kez, Türkiye’de yatırım yapmak isteyen bir Alman yatırımcı kimliğiyle başvurdum. Bu başvurum da ilgiye değer bulunmadı. 

14 gün sonra aynı maili tekrar gönderdim. Ama bu kez mesaja Almanya’daki tüketici haklarımı da ekledim. Bir hafta sonra İngilizce olarak Türkiye ile ilgili 1.5 sayfalık bir metin gönderildi. 

Elime ulaşan metinde iki önemli nokta vardı. Birincisi, sigortanın geçerli olması için, üreticinin o ülkede resmi şirketi ve satış ofisi bulunması. İkincisi tüketici (GES yatırımcısı) bu sigorta şirketiyle direkt bağlantıya geçemiyordu. Şirket sadece üreticiyi muhatap alıyordu. 

Gönderdikleri bu metinde; konuyla ilgili sorularım olursa mail ile tekrar sorabilirsiniz yazılıydı. Beni asıl şaşırtan noktalardan biri de, e-posta mesajlarıma cevap alabilmek için 1 ay beklemem ve 5 adet mail yazmam gerekmesiydi. Eğer tüketiciyi koruyan bir sigorta poliçesi söz konusu olsaydı, geri bildirimi bir haftadan uzun sürmezdi diye düşünüyorum. 

Tüm bu anlattıklarımdan sonra siz ne düşünürsünüz bilemem. Ama bana göre söz konusu sigorta poliçesini kullanmayı düşünen Türkiye’deki güneş enerjisi yatırımcılarının ileride sorunlar yaşaması kaçınılmaz. Bende bu yönde bir kanaat oluşmasının nedeni, yukarıda da anlatmaya çalıştığım çok uzun yazışma süreci.

Evet; ilk gelen e-postadan sonra sigorta şirketine iki soru yönelttim. Kafamdaki sorunun ilki, satış ofisiyle ilgiliydi. Daha net bir cevap almak istedim. Bunun için önce sigortacıya Uzakdoğu üreticisinin poliçesininin geçerli olması için üreticinin Türkiye’de satış ofisi bulunması gerekip gerekmediğini sormak gerekiyordu. Faturaların Türkiye’deki şirket üzerinden kesilip kesilemediği de öğrenilmesi gereken bir diğer noktaydı. Ayrıca, şayet üretici firma iflas ederse tüketicinin kiminle muhatap olacağına ilişkin belirsizliğin de ortadan kalkması gerekiyordu. 

Sigorta şirketine iki hafta içinde üç kez e-posta gönderdikten sonra bir cevap maili alabildim. Yalnız bu cevabi mesajların, sorularıma doğrudan ya da dolaylı bir cevap içermediğini görüyordum. 

Anlaşılan ya benim sorularımı anlamadılar ya da kaçamak cevap vermeyi tercih ettiler. Bu ihtimallerden hangisi doğrudur bunu bilemem. Ancak, kendilerini bir uluslarası sigorta markası olarak tanıtan bu şirketten soruları titizce ve kısa sürede cevaplamalarını beklerdim. 

Gelen ikinci cevabi mesajdan sonra da kafamdaki soru işaretleri ortadan kalkmış değil. Ancak bana göre Uzakdoğulu üretici firma iflas ederse, ekipman faturaları Türkiye’deki şirket üzerinden kesilmemişse bu ürünlerle ilgili poliçe geçersizdir. 

Aslında aynı marka solar ekipmanları Almanya’da sigorta kapsamında yer alıyor. Peki niye burada geçersiz oluyor? Cevap çok basit. Uzakdoğu şirketleri Almanya’da vergiye tabii bir şirkete sahip. Panel satışları da oradaki şirket üzerinden yapılıyor. 

Birkaç ay önce bu köşede GES yatırımcılarının korunması için bir öneride bulunmuştum. O da ekipman üreticilerinin Türkiye’de satış yapabilmek için satışlarını Türk Ticaret Kanunu’na göre burada kurulmuş bir şirket üzerinden yapmaları gerektiğini yazmıştım. O yazı ekipmanın güvenilirliğiyle ilgiliydi. Bugün ise ekipmanların sigorta kapsamına girip girmediğiyle ilgili de benzeri bir sorun yaşanıyor. 

Tüm bunları anlattıktan sonra, solar sektörü yatırımcılarına bir uyarıda bulunmak istiyorum. Yatırımcılar kendilerini korumak için ne yaptıklarından ve sonuçlarından emin olmalı. Aslında bu yatırımlar ülke kalkınması açısından da büyük önem taşıyor. Bu yüzden kamu otoritelerinin de sektöre ve ülke ekonomiside zarar verebilecek açık kapılara karşı dikkatli olmasında yarar var.