Enerji Günlüğü – Görsel ve yazılı medyanın, güneş enerjisi sektörünün gelişiminde nasıl bir rol oynadığı ve medyanın bu konudaki rolü masaya yatırıldı.
Solar TR2016 Konferansı’nın ikinci gününde yapılan ‘Gelişmekte Olan Güneş Enerjisinde Medyanın Rolü’ oturumuna EKOIQ Dergisi’nden Barış Doğru, Para Dergisi’nden Erkan Kızılocak ve Enerji Günlüğü Yayın Yönetmeni Mehmet Kara katıldı.
Oturumun moderatörlüğünü Climate Action Network Europe (CAN Avrupa) / Türkiye İklim Politikaları Direktörü Elif Gündüzyeli üstlendi. Paris İklim Değişikliği Anlaşması’nın ortaya çıkmasından duyduğu mutluluğu anlatarak oturumu başlatan Gündüzyeli “115 imzacının 112’si anlaşmayı imzaladı. Yani bu konuda harekete geçme sözü verdi. Yatırımlar artık yüksek karbonlu kaynaklara yönelmeyecek. Anlaşma ile küresel ortalama sıcaklık artış limitinin yüzyılın sonuna kadar 1.5 - 2 derece arasında sınırlandırılması hedefleniyor. Hali hazırda 1 derecenin üzerindeyiz. 1.1 seviyelerindeyiz. Bu nedenle düşük karbonlu enerjiye geçişte hızla hareket etmemiz gerekiyor. Bu konuda sıkı çalışıyoruz ve farkındalık yaratmak için medya ile ilişkilerimizi kuvvetlendiriyoruz” diye konuştu.
MEHMET KARA
Enerji Günlüğü Yayın Yönetmeni Mehmet Kara, Türkiye'de elektrik maliyetine kafa yormayan hiç bir kişinin, politikacının, gazetecinin veya akademisyenin güneş enerjisi ile ilgili güçlü argüman geliştirmesinin kolay olmadığını söyledi.
Vatandaşın enerji algısının, başarabilme ve ihtiyacını karşılayabilme ihtimali üzerine kurulu olduğunu söyleyen Kara, ''Bilinç biraz eğitimden, teknolojiden, dışarıdan geliyor. Şirketler açısından ise kazanma ihtimali önemli. Organize şekilde hayatımızı etkilemesi ise mutlaka politika araçları ile gerçekleşiyor'' dedi.
Kara, insanların bilinç düzeyinin biraz daha yukarı taşınması, basının bilgiyi çoğaltıcı, yansıtıcı fonksiyon görmesi gerektiğini belirtti.
Mehmet Kara, ''Peki yeterince yapılabiliyor mu? Bir ülkenin parlementosu, medyası ne ise sokaktaki insanın bilinç seviyesi de ona göre gelişiyor. Bilinç seviyesinin gelişmesi için medyada ciddi duruş sergilenmesi gerek'' diye konuştu.
Bu tür konferanslarda dışa dönük çalışmalara daha ağırlık verilmesi gerektiğini belirten Kara, ''Sizin işiniz birbirinize anlatmak değil, dışarıdaki insanları ikna etmek. Ana akım medyada farkındalığa dönük çok ciddi çalışmalar yapılabilir. Bu daha verimli sonuçlar doğurabilir'' dedi.
Gazetecilikte bir alanda uzmanlaşmanın zamanla uzmanlık körlüğü ortaya çıkarabileceğine işaret eden Kara, ''Her şeyi bilince şaşırmayı unutuyorsunuz. Gazetecilik refleksini diri tutmak önemli. Gazeteci arkadaşların bu konuya dikkat etmesi gerek'' şeklinde konuştu.
ERKAN KIZILOCAK
Para Dergisi enerji yazarı Erkan Kızılocak, eskiden ana akım medyada sadece genel enerji haberleri yapıldığını hatırlatarak artık enerji sektörü oyuncularının serbest tüketiciye yönelik sunduğu hizmet haberlerinin medyada yer bulmaya başladığını aktardı. 2008 yılında yaptığı ‘Güneş Tarlaları Geliyor’ haberinin o zaman için erken bir haber olduğunu şimdi gördüğünü söyleyen Kızılocak “Erken yaptığımız haberler sektörü motive ettiğini görüyoruz. Sektör liderleriyle yaptığımız konuşmalarda o haberlerin sektörü olumlu etkilediğini anlıyoruz” dedi.
Bugün zaman zaman basında ‘Nükleere gerek yok, güneşimiz var’ gibi hatalı bir takım haberler yapılsa bile enerji haberlerinin medyada yer almasının konunun yaygınlaşması açısından önemli olduğuna değinen Kızılocak, artık santral haberleri ana haberde yer bulmasının önemli olduğunu kaydetti. “Tabii burada kötü haberler de var, çünkü fosil yakıtların fiyatları yenilenebilir enerji yatırımlarını etkiliyor. Zira önümüzdeki 10 yılda ortaya çıkan doğalgaz arz fazlası, doğalgaz yatırımlarının maliyetini düşürüp ilgiyi artıracak. Bu açıdan da yenilenebilir yatırımlar açısından kötü bir dönem olacak. Ama basının bunları paylaşması çok değerli” dedi.
YENİLENEBİLİR ENERJİ DAHA İYİ NASIL ANLATILABİLİR?
Gündüzyeli’nin “Yenilenebilir enerji, iklim değişikliği konusunda hep çevre üzerinden gidiyoruz. Peki bu konu daha iyi anlatılabilir mi?” sorusunu Kızılocak, “Sokaktaki insana dokunamıyoruz. İşlevsel haber olarak yansıtabilirsek, vatandaşın daha fazla ilgisini çekebiliriz. Çünkü yenilenebilir enerji ya da düşük karbon emisyonu gibi kavramlar vatandaş için bir şey ifade etmiyor. Tabii direkt tüketiciyi ilgilendiren, örneğin, ihtiyaç duydukları enerjiyi bir araya gelerek üretebilecekleri sistemlerin önü açılırsa, bu vatandaş tarafında ilgi uyandırır” diye yanıtladı.
İŞLEVSEL HABERLER İLGİ GÖRÜYOR
Gündüzyeli’nin “Yenilenebilir enerji konusunda aklınızda kalan haber örneği nedir?” sorusuna Kızılocak, “Para Dergisi’nde en çok okunan, satışı en olumlu etkileyen haberler girişimci açısından güneşe nasıl yatırım yapıp para kazanacağı, tüketicinin kendi elektriğini nasıl daha ucuza üreteceği başlıklı haberler... Dediğim gibi en çok ilgi gören haberler işlevsel haberler... Teorik, kavramsal haberler okuyucunun ilgisini çekmiyor. O nedenle merkez medya tüketiciyi direkt ilgilendiren haberler yapıyor. Kaldı ki kışa girerken doğalgaz fiyatlarının ne olacağını herkes merak eder. Daha önce yaptığım ‘Elektrik Bayiliği Yeni İş Fırsatı’ haberi ve ‘Güneşte İş Fırsatları’ başlıklı kapak haberi çok ses getirmişti. Zaten fırsat haberleri, yeni iş haberleri her zaman daha fazla ilgi çekiyor” dedi.
BARIŞ DOĞRU
Burada bahsedilen konularla ilgili toplumun herhangi bir fikri olmadığını, çünkü toplumun bir konuda fikri olması için ana akım medyada bu konunun yer alması gerektiğini vurgulayan Doğru, “ Ama bu konu, ana akım medyada genellikle yer almaz. Çünkü Türkiye’de medya patronlarının başka işleri vardır. Sonuçta bu kıstırılmış alanda ana akım medyada yer almak için ya patronun bu konulara ilgisi olması ya da devletin özel olarak bu konunun üzerinde durması gerekir. TÜSİAD geçenlerde iklim değişikliği ile ilgili bir rapor açıkladı. Ana akım medya gazetecileri ilgilendi mi, hayır. Devletin bu konuda bir pozisyon alması gerekir.” dedi.
Basının, siyaset literatüründe 4. Kuvvet olduğuna dikkat çeken Doğru, “Diğer kuvvetlerin aksine gazeteciler kamu yararını düşünür. Ve basın, konuşamayanın adına da konuşur. Doğanın da konuşma gücü olmadığı için onun adına konuşmak gerekir. Bakın iki konuda cepten yiyoruz sürekli. Bir doğayı cepten yiyoruz, bir de insan gücünü. Ne kadar çok iş kazası var farkında mısınız? Bu konu aslında iklim değişikliğiyle çok ilgili. Çünkü bu iş kazalarının çoğu ucuz kömür için oluyor. Bana her gün dünyadan onlarca rapor geliyor. Ama bunları görmezseniz, araştırmazsanız anlayamazsınız. Dünya gerçekten iyi durumda değil!” ifadesini kullandı.
HERKESİ BİLİNÇLENDİRMEK GEREK
“İletişim açısından bakıyorsak, hedef kitleyi ayrıştırmayı çok manalı bulmuyorum ben. Herkesi bilgilendirmek, bilinçlendirmek lazım. Ama bu iş ağaçta en alttaki elma değil, o da gerçek.” diyen Doğru, kendilerinin bilinçlendirmeyi artırmak için iş dünyasından konuyla ilgili kişileri belirleyip onlara dergi yolladıklarını ifade etti.
THY KARBON ÖLÇÜMLERİNİ YAPMAK ZORUNDA
Doğru, “Şu an gidilen yolda, biz uygar dünyayla iş yapmaya devam edeceksek bu iş çok önemli. Mesela THY Karbon ölçümlerini yapmak zorunda. Luftansa yapıyor mesela. Karbon salımını azaltmak için çalışmalar yapıyor. Ama THY’de yapmak zorunda, çünkü o da Avrupa’ya uçuyor. Hep Kırgızistan’la, Tacikistan’la çalışılacaksa bundan sonra bilmem tabii!” değerlendirmesinde bulundu.
STK’LAR ÇALIŞMALARINI MEDYAYLA PAYLAŞMALI
Konunun üzerine daha çok çalışmak gereken bir alan olduğunu belirten Doğru, STK’ların çalışmalar yaptıkça basınla paylaşması gerektiğini ve basının da bunları yayımlayabileceğini söyledi. Doğru ayrıca, bu konuda yerel yönetimler üzerinde de çalışmak gerektiğini ekledi.
Doğru, “Tabii en önemlisi, hükümetin ciddi bir politike değişikliği yapması lazım. Ve ana akım medyanın bu konuyu geniş geniş yazıp çizmesi lazım. Başka türlü ilerlenemez. Ama sonuçta insanların bir noktasına dokunmak lazım. Mesela para kazandıracak bir şeyin haberi ya da yapılabilecek farklı bir işin örneği.
Türkiye’de bu iş alanının 20-30 kat büyümemesi için hiçbir neden yok bence. Fabrikalara, büyük şirketlerin binalarına bunun kurulmaması hiç manalı gelmiyor bana. Özellikle büyük şirketler karbon salımını azaltmayı hedefliyor zaten.” dedi.
Fatma METİN - Enerji Günlüğü