Enerji Günlüğü - ETD Başkanı Tamer Çalışır, özel sektör elektrik oyuncularının mevcut kredileri ödeme başarılarının arttırılması gerektiğini söyledi. Çalışır, finans kuruluşlarını da sektörü zora sokacak hamlelerden kaçınmaya çağırdı.
Türkiye enerji sektörü, 2018 yılında ciddi sıkıntılarla boğuştu. Bu sıkıntıların pek çok ayrıntısı var. Ama işin ucu dönüp dolaşıp nihayetinde paraya, finansman sıkıntılarına çıkıyor. Özel sektördeki pek çok elektrik üreticisi yeni yıla, uzun vadeli borçların yeniden yapılandırılması konusunda bankalarla masa başı pazarlıkları yaparak girdi denilebilir. Sektördeki durumu ve geleceğe yönelik beklentileri, önerileri Enerji Ticareti Derneği Başkanı Tamer Çalışır ile konuştuk.
Enerji ticareti alanında Türkiye 2018’i nasıl tamamladı?
Geride bıraktığımız 2018’i enerji ticareti için oldukça zorlu bir yıl olarak değerlendirebiliriz. Özellikle içinden geçtiğimiz ekonomik koşullarla ortaya çıkan sorunlara hızlı çözüm bulabilmek için yapılan anlık müdahaleler arttı. Neticede zaten önemli eksikliklerimiz bulunan öngörülebilirlik tamamen ortadan kalktı. Kamu şirketlerinin fiyatlandırma yapılarında gerçekleştirilen beklenmedik değişiklikler de birçok şirket için daha önce üstlenmiş oldukları yükümlülüklerin devamlılığını sarsan bir yük haline geldi.
Bu durum, oyuncuların davranışları üzerinde nasıl bir sonuca yol açtı?
Bu durum, domino etkisi yaratarak bugüne kadar büyük emekler harcanmış, özveriyle oluşturulmuş ve belirli olgunluk seviyesine getirilmiş ikili anlaşmalar piyasasının en önemli unsurlarından olan güven algısına zarar verdi. Hatta piyasa hacminin bir dönem tamamen yok olmasına sebep oldu.
Sektör son yaşananlardan ne tür dersler aldı ya da aldı mı?
Aslında tüm bu yaşanan gelişmelerin olumlu bir tarafı da var. Öncelikle yaşananlar şirketlere risk yönetim konusunun önemini hatırlattı ve bu yönde ciddi adımlar atma konusunda motivasyon sağladı. Bu gelişmeler aynı zamanda, uzun süredir piyasamızın ihtiyacı olarak dile getirilen fiziksel teslimatlı vadeli ürünler piyasasının kurulması yönünde EPİAŞ tarafından çalışmalara başlanmasına ve bu yöndeki adımların hızlandırılmasına vesile oldu.
Yeni yılda elektrik sektörünün en önemli üç sorunu nedir?
2019 yılına girerken elektrik sektörünün en önemli üç sorunu maliyet bazlı fiyatlandırmaya geçilememesi, öngörülebilirliğin sağlanamaması ve piyasadaki güven duygusunun kaybı olarak sıralanabilir. Gerek gün öncesi piyasası, gerekse perakende satış piyasasında maliyetlerden kopuk ilerlediği görülen fiyatlandırma yapısı dolayısıyla tedarikçilerden sonra üreticiler de, kendi maliyet yapıları ile çok farklı bir maliyet yapısı ve önceliğine sahip kamu şirketleri ile rekabet eder hale geldi. Bunun sonucunda perakende satışta uzunca bir süre söz konusu olan negatif kar marjları, artık doğalgaz santralleri başta olmak üzere üretim portföyünü de sürdürülemez hale getirdi.
Öngörülebilirliği sağlamak için ne öneriyorsunuz?
Tarifelerde ve kamu şirketlerinin fiyatlandırma yapılarında mevcut olan öngörülemez durum, maliyete bağlı revizyonların dahi sektör tarafından uzun süredir talep edilmesine rağmen maalesef öngörülebilirliği 2018 başına göre çok daha düşük bir seviyeye getirdi. Bu sorunun tek çözümü artık tamamen maliyet bazlı bir fiyatlandırmanın kamu şirketlerince sektörün tüm bileşenlerinde uygulamaya alınmasıdır. Şeffaflık açısından geçtiğimiz iki yılda çok büyük yol kat edilmiştir ve bu alınan yolun olumlu etkilerini 2019 ve sonrasında büyük oranda hissetmeye başlayacağımızı düşünüyoruz.
Yaşanan güven kaybını ortadan kaldırmak kolay mı?
Özellikle ikili anlaşma iptalleri ve EPİAŞ tarafında yaşanan operasyonel aksaklıklar nedeniyle oluşan güven kaybı ciddi bir seviyeye geldi. Bu durumun en kısa sürede tedavi edilmesi için hem sektör tarafında risk yönetim algısının gelişmesine dönük çabalar artırılmalı hem de EPİAŞ tarafında iki konuda somut ve etkin adımlar atılmalı. Bunların ilki, sektör katılımcılarının mevcut finansal durumları göz önüne alınarak, doğru bir maliyetle risk yönetimini güçlendirecek tedbirler alınmasıdır. İkincisi de piyasa izleme komitesinin bir an önce etkin bir şekilde çalışmaya başlamasıdır Katılımcıların güvenini tesis edecek, aktif ve etkili bir gözetim mekanizmasının devreye girmesi de bir diğeri diyebiliriz.
Yeni elektrik üretim yatırımlarının önünü açmak için neler önerirsiniz?
Özellikle elektrik üretim yatırımları için mevzuat birincil öneme sahiptir. Hiç kimse oyun başladıktan sonra kuralların değişmesini istemez. Kural, yani mevzuat değişikliklerini en aza indirecek yöntemleri bir an önce uygulamaya başlamak bu konuda atılacak en kritik adım olarak karşımıza çıkıyor. Bununla birlikte, depolama gibi yeni teknolojilerin uygulanması konusunda da mevzuat olarak eksiklerimiz var ve yenilenebilir yatırımlarını yakından ilgilendiren bu gibi geliştirmelerin de fazla zaman kaybedilmeden hayata geçirilmesi önem arz ediyor.
Yeni yatırımlara finansman bulunabiliyor mu?
Finansman en az mevzuat kadar kapsamlı ve önemli bir konu. Spot piyasa fiyatlarından, borçlanma faizlerine ve hatta jeopolitik risklere kadar finansman konusunu geniş bir spektrumda değerlendirmemiz gerekir. Mevcut kredilerdeki ödeme başarısının arttırılması, finans kuruluşları gözünde yatırımcıya duyulan güveni arttıracak ve yeni yatırımların finanse edilmesinin önünü açacaktır.
Borç ödemedeki başarı nasıl yukarıya taşınacak peki?
Üretim tesislerini kurarken yatırımcının önüne konulan serbest piyasa ortamının tesis edilmesi ya da kendi fedakarlıkları ile mevcut kazancının üstünde gerçekleşen borçları ödemeye çalışan yatırımcılara daha fazla destek verilmesi lazım. Son olarak finans kuruluşlarının da içinde bulunduğumuz bu ekonomik konjonktürde sistemi ve sektörü zora sokabilecek hamlelerden kaçınmaları gerekir. Özel sektör ve devletin elini taşın altına koyduğu, EPDK ve ilgili Bakanlıklar gibi karar alıcı kamu aktörlerinin özveri ile çalıştığı bu ortamda, bankaların da daha duyarlı olması beklenir.
Mehmet KARA - Enerji Günlüğü