Enerjide öngörülebilirlik ve akaryakıt fiyatları

Mehmet KARA

Elektrik piyasasındaki oyuncuların en önemli beklentisi öngörülebilirlik.

Bundan kasıt, ne olacağını önceden görme ya da bilme isteği değil tabii. 

Ya ne istiyorlar? 

Neler olabileceğine dair öngörüde bulunabilme imkanı... 

Ne o, çok mu karışık? 

Haklısınız. En basit meseleleri karmaşıklaştırmakta üstümüze yoktur zaten. 

O halde baştan alalım. 

Aslında elektrik piyasasının, kurum ve kuralları baştan belli, aktörlerinin her türlü hak ve yükümlülüklerini net olarak bilebildiği bir sisteme ihtiyacı var. 

Peki var mı? 

Lafı uzatmayalım, yok! 

Maçın ortasında kural değişebiliyor. Kamu önceden verilmiş taahhütlerinden vazgeçebiliyor. 

Vergi, harç ve hizmet ücretleri bir sistem çerçevesinde değil, bürokratların, daha da çok politikacının isteğine, aslında devlet bütçesinin o anki ihtiyacına göre belirlenebiliyor. 

Bu durumda bir oyuncunun, sektöre girerken yaptığı orta ve uzun vadeli projeksiyon anlamını yitiriveriyor. 

Yine de umudu yitirmemek lazım. Enerji yönetimi de elektrik sektöründeki aktörlerin öngörülebilirlik taleplerini bal gibi anlıyor. Ve her fırsatta daha öngörülebilir bir piyasa için gerekli adımların atılacağını söylüyorlar. Tabii bundan ne kadar emin olunabilir, o ayrı. 

Aslında öngörülebilirlik sorunu enerjinin başka alanlarında da görülüyor. Bunlardan biri, elektrik sektörüne göre serbestliğin çok daha eski yıllarda devreye girdiği akaryakıt piyasası. 

Peki sistem nasıl bozuldu? Bunun ilk adımı, eski Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın eşel-mobil, benim ise esnek ÖTV dediğim uygulamanın başlamasıyla atıldı. Maksat, aşırı kur hareketleri ile uluslararası piyasalarda ürün fiyatlarının aşırı dalgalanmasından kaynaklanan akaryakıt pompa satış fiyatı artışlarının, vergiler azaltılarak engellenmesiydi. 

Ancak aşırı dalgalanma geçtikten sonra vazgeçilmesi gereken bu uygulama kalıcılaşıverdi.  İşin ucu, benzin fiyatına yapılan bir zammın devreye girdikten sonra geri alındığının duyurulmasına kadar vardı. Bu durumda öngörülebilirlik sorunu elektriğin yanı sıra sektörün diğer alt kollarına doğru yayılıyor desek yanlış olmaz.