Enerji Günlüğü - Türkiye enerji sektöründe birleşme ve satın almalar 2023 yılında bir önceki yıla göre yüzde 10 geriledi.
PwC Türkiye’nin 16. kez hazırladığı Türkiye Enerji Sektöründe Birleşme ve Satın Almalar Raporu’na göre, enflasyon, yüksek faiz oranları, jeopolitik krizler ve emtia fiyatlarındaki dalgalanmalar gibi unsurlar, küresel enerji piyasalarında olduğu gibi Türkiye’de de satın alma ve birleşme müzakerelerinin tamamlanma süresini ve işlem değerlerini olumsuz yönde etkiledi. 2023 yılında söz konusu piyasada gerçekleşen tahmini toplam işlem değeri bir önceki yıla göre %10 geriledi. Rapora göre Türkiye enerji sektöründe toplam işlem sayısı 2023’te 29’da kalırken, tahmini toplam işlem değeri 2 milyar dolardan 1,8 milyar dolara geriledi.
AKARYAKIT SERT DÜŞÜŞÜ ENGELLEDİ
Akaryakıt piyasasındaki hareketlilik ise sert düşüşü engelledi. Önceki yıllardan farklı olarak, tahmini toplam değeri 1,1 milyar dolara ulaşan ve içinde BP’nin Türkiye’deki varlıklarının Petrol Ofisi’ne satışının da olduğu beş işlem petrol ve doğalgaz segmentini 2023’te öne çıkardı.
Geri kalan 24 işlemin tamamı elektrik üretim tesisleri için gerçekleşirken, geçmiş yıllarda olduğu gibi ilgi yine yenilenebilir enerji portföylerine yoğunlaştı.
“TEMKİNLİ YAKLAŞIK SÜRÜYOR”
PwC Türkiye Şirket Satın Alma ve Birleşme Hizmetleri Ortağı Engin Alioğlu rapora ilişkin değerlendirmesinde, “Bu yıl 16’ıncı kez gerçekleştirdiğimiz araştırmamız, makroekonomik reformların enerji piyasasındaki satın alma ve birleşmelere henüz tam anlamıyla yansımadığını gösteriyor. Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması’ndaki (YEKDEM) bir dizi iyileştirmenin de şimdiye kadar bu işlemleri teşvik etmekte yetersiz kalması ve alternatif finansman yöntemi olarak halka arzların tercih edilmesi, Türkiye enerji piyasasındaki varlıklara yönelik ilgiyi korumak ve geliştirmek için yeni, güvenilir ve sürdürülebilir cazibe noktaları oluşturulması gerektiğini bize gösteriyor. Yabancı yatırımcı ilgisi hâlâ canlı olsa da bu ilgi önümüzdeki dönemde gerçekleşecek işlemlerin şu andaki ‘alıcı piyasası’ndan daha ziyade, yüksek kaliteli varlıklara ve iş gücüne sahip hedef şirketlerin gerçek değerini daha iyi yansıtacak şekilde ‘satıcı piyasası’nda el değiştirebilmesi için uygun ortamın oluşturulması gerekiyor. Öte yandan, Türkiye’de enerji yönetiminin politika ve uygulamalarını Paris İklim Anlaşması ile şekillenen küresel örneklerle uyumlu hale getirme çabasını, sektörün geleceğine yönelik umut veren bir işaret olarak değerlendiriyoruz” dedi.