Tükettiğimiz bir yılın ardından tüketmeye devam edebileceğimiz yenisi karşımızda. Tüket tüket yılları bitiremiyoruz, tükettikçe çoğalıyor sanki, bitmez tükenmez enerjimiz varmış demek ki...
Doğal gazın henüz ciddi bir enerji kaynağı olmadığı yıllarda, “petrol 30 yıl sonra bitecek, 50 yıl sonra bitecek” haberleri dolaşırdı ortalıkta. Sonra doğal gaz ciddi bir alternatif olarak kullanıma sunuldu, denizleri aştı, olandan olmayana ulaştı. Bu arada petrolün de çok tükenmeye niyeti olmadığını gördük, daha derinden, daha imkansız bölgelerden çıkarılır oldu. İş ki para etsin.
Nükleer sevilse sevilmese hayatın bir parçası... Güneş, rüzgâr temiz enerji olarak her geçen gün alanını genişletiyor, teknolojik gelişmeler, maliyet düşüşleri bunların kullanım alanlarını artırıyor...
Tüketiyoruz… Önümüze ne çıkarsa, ihtiyaç olup olmadığını sorgulamadan, nelere mal olduğunu hesaplamadan, vahşi bir şekilde tüketiyoruz.
Maddi koşullarımız elverdiği sürece, hatta el vermese de borçlanarak, geleceğimizi ipotek ederek tüketiyoruz.
Giymediğimiz giysiler alıyoruz, yarısını attığımız yiyeceklere para ödüyoruz, telefonu, bilgisayarı, aracımızı durmadan yenilemeye çalışıyoruz...
Bir kısmını hiç kullanmadığımız evlerde yaşıyor, daha büyük daha gösterişli daha teknolojik peşinde koşturuyor, durmadan tüketiyor, tüketmek için çalışıyor, kazanıyor, daha çok kazanıp daha çok tüketiyoruz.
Bu kadar tüketime enerjimiz varmış ki tüketmeye devam ediyoruz. Petrolümüz doğal gazımız var, yenilerini keşfediyoruz. Fosil yakıtlar doğayı kirletiyor diyoruz, temiz enerjiye yöneliyoruz.
Nükleer temiz ama riskli, aman uzak duralım derken yenilenebilir kaynaklara yükleniyoruz, sanki onlar çok temiz. Sanki onlar üretilirken ağır metaller, plastikler kullanmıyor ve yoğun bir enerji tüketmiyoruz.
Bu yıl içinde nükleer ve yenilenebilir kaynaklar üzerine yoğunlaşmak istiyorum. Çünkü tüketiyoruz, çok tüketiyoruz ve en çok da enerjiyi tüketiyoruz. Her ne yaparsak altında, arkasında enerji var, bir şekilde enerji tüketiyoruz.
Yenilenebilir enerjiyi tüketince sanki daha rahat tüketebiliriz, elektrikli araç varsa sınırsız bir şekilde kullanabiliriz gibi geliyor ama öyle değil. Bunların da ardında doğayı tüketmek var, savaşlar, darbeler, sömürü var… Biraz bunları konuşalım istiyorum.
O veya bu şekilde, temiz veya kirli enerjiyi tüketirken aslında dünyamızı tüketiyoruz. Hem de geri gelmeyecek şekilde, dönüşmeyecek şekilde tüketiyoruz dünyamızı.
O kaynak bu kaynak hepsinin arkasında bazı madenler, bazı teknolojiler var. Bunlara erişmek, bunları işlemek, bunların kaynaklarını ele geçirmek, sahip olmak, kontrol etmek dünyamızdaki çatışmaların, savaşların, kavgaların temel sebebi.
Ne Mars ne Ay...
İnsanlık koloni kurar, örnek hayatlar oluşturabilir ama insanlık esas olarak burada, dünyamızda devam edecek…Vahşice tüketmeye devam ettiğimiz sürece de dünyamızın ömrünü kısaltıyoruz.
Havalar nasıl olursa olsun enerjimiz bol olsun demek istiyorum ama öyle olmayacak.
Enerjimiz bol olabilir, teknoloji bunu sağlamaya yeterli, hep bir çözüm bulup, önümüze koyabilir ama tükettiğimizin aslında dünyamız olduğunu unutmayalım.
Söylüyorum, söylemeye devam edeceğim. En ucuz ve temiz enerji, tasarruf ettiğimiz enerjidir.
Barış, huzur ve sağlık dolu bir yıl olsun.