MEHMET KARA
Türkiye’de son yıllarda çeşitli üniversitelerde enerji sistemleri mühendisliği bölümleri açıldı, açılıyor. Ancak son zamanlarda bu bölümleri bitirmiş mezunlar, iş bulma konusunda sıkıntı yaşadıklarını sıkça dile getiriyor. Aslında aynı durum bütün üniversite mezunları için geçerli.
Tüm yeni mezunlarda olduğu gibi ESM diplomalıların da bir an önce iş bularak hayata atılmaları ortak dileğimiz.
Ama kimi arkadaşların tepkisini çekme pahasına eğri oturup doğru konuşmak gerek. Sevgili ESM öğrencileri ve mezunları, sizi anladığımı sanıyorum. Ben de kaydolduğu bölümün, kendisini görünürdeki hedef mesleğe ulaştırmadığını, çok geç anlamış bir bir üniversite mezunuyum. Ama hayat bir şekilde akıyor ve geç de olsa su yolunu buluyor. Sizler için de öyle olacaktır.
Konuya dönersek… Adından da anlaşılacağı gibi, enerji sistemleri mühendisliği, akademik anlamda çok disiplinli ve/veya disiplinlerarası bir başlığa işaret ediyor. Özellikle kimya, makina ve elektrik bölümlerini de kapsayan, çok daha geniş bir çerçeveden söz ediyoruz.
Bu açıdan bakılınca, pratikte ESM’lerin görece yüksek puanlarla öğrenci alması mezunların da, tüm bu branşlarda çok donanımlı olmaları beklenir.
Şimdi, üniversite diploması iş bulmanın garantisi değil. O yüzden mezunların kendilerini asıl test ettikleri/edecekleri yer iş hayatıdır.
ESM’cilerin de iş hayatında diğer branşlardakilerle yarışmak durumunda kalacaklarını bilmeleri faydalarına olur. Tabii ki, diğerlerinin yanında oldukça yeni sayılan bu bölümleri bitirenlerin iş hayatına atılmada negatif ayrımcılığa tabi tutulmamaları gerekir. Ama dediğimiz gibi, bazı şeyler pratikte çözülüyor ve zamana ihtiyaç var.
Bu arada genel bir şey söyleyeyim. ESM bölümü sayısının artmasını çok doğru bulmuyorum. Ki zaten bazı üniversitelerin, daha önce açtıkları bu alandaki lisans programlarını kapattıklarını görüyoruz. Ayrıca bence bazı üniversiteler en doğrusunu yaparak, enerji sistemleri alanında yüksek lisans programı açmayı tercih ediyor, belirteyim.
Türkiye’nin tüm sektörlerinde olduğu gibi, enerjide de ara eleman ihtiyacı çok daha yüksek. Bu yüzden lise düzeyindeki bölümler üzerinde durmak, Türk eğitim sisteminin sektöre kalifiye insan yetiştirme konusunda atacağı en anlamlı hareketlerden biri olacaktır.