Önümüzdeki günlerde enerji piyasalarımızda epey hareketli durumlar bekleniyor. Şimdiden tahminler yapmak, strateji geliştirmek, elimizden geldiği kadar hazırlıklı olmak lazım.
Doğalgaz konusunda çok ciddi tedarik sorunumuz var. Ukrayna ve Rusya ile aramızda bir problem olmasa bile eğer İstanbul`da dış ortam sıcaklığı -5C altına indiği günlerde ciddi talep sıkıntımız olacak. Şahdeniz-2, İsrail offshore ve Kuzey Irak doğalgaz yataklarından bize gaz gelebileceği tahminleri var. Bunlar bizce bu karışık zamanda, bu karışık coğrafyada fazlaca "iyimser beklentiler", yani "wishful thinking". Bu iyimser beklentiler üstüne gelecek yapılandırılamaz. Ayrıca bunlar gerçekleşse bile epey zaman alacak projeler gerektiriyor.
Halen kurulu gücümüz 68 bin MWe oldu ancak peak (en çok) çekiş 40 bin MWe`ı geçemiyor. Son yıllarda başlayan yeni santral yatırımı yok.
Şu anda devreye giren, girecek olan santrallerin yatırım kararları 2007 ve öncesinde başlatılmıştı. Rüzgar ve jeotermal santrallerde iyimser yatırım artışı var. Ancak termik santrallerde yeni bir durum yok. Yeni yatırımlar, Tufanbeyli, Göynük, Adularya, İskenderun santrallerinin en geç 2015 içinde devreye girmesi bekleniyor. Başka yeni termik santral yok.
Hidroelektrik santraller (HES) kısmen durdu, işletmede su sıkıntısı var, yağışlar az gitti, baraj gölleri dolmadı. HES enerji üretimi az. Kış sonrasında belki kış yağışları ile barajlar dolabilir ama herhalde yine de talebe yetmez.
Yeni doğalgaz santrali yapsanız bile ortada yeni doğalgaz temin anlaşması yok. Ortada doğalgaz yok. Ortada serbest piyasa şartları yok. Hukuki güvenceler yok.
İstediğiniz kadar yönetmelik yazın, kanun kabul edin, uzun dönemde ortada gaz yok. Gaz fiyatlarını subvanse etmenin bir anlamı yok. 2002-2007 arasında elektrik fiyatları sabit tutuldu. 2005-2007 arası doğalgaz fiyatları arttı, ama elektrik fiyatları değişmedi, sonuçta kimse yeni yatırım yapmadı, piyasa çöktü.
Shell 2-ayrı yerde Shale gaz için herbiri 40 milyon dolar maliyetli sondajlar yaptı, 3. Sondaj için onay bekliyor. Türkiye`de özellikle Güneydoğu bölgesinde 1.8 trilyon m3 shalegas rezervi olduğu tahmin ediliyor. Yani şu anda 45 milyar m3 görünen toplam yıllık ihtiyacımızı en az 40 yıl karşılayabilir. Ancak sondajlar için ciddi harcamalar yapmak gerek. Bu harcamayı kim yapacak?
Son 10 yılda kamu enerji yatırımı yapmadı, yapamadı. Yerli yabancı yatırımcıya kolaylıklar gösterdi. Ancak kanuni sorumluluk almadı, enerji satışlarında satın alma garantisi vermedi. Hukuki ve finans sorumluluğu almadı. Ancak artık yatırım zor. Ortada sıcak para yok. Yatırımcıların yatırım ortamının güvenilirliği bakımından ciddi endişeleri oluştu.
Eski yerli kömür yakan termik santraller satıldı, bunların emreamadeliği düşük, santral işletme randımanları düşük. Yenilenmeleri lazım. Rehabilitasyon lazım. Şimdilik 2018 yılına kadar rehabilitasyon muafiyeti var. Konu yargıya taşındı karar iptal edildi, ancak kararın yerine yenisi konmadı, uygulama aynen devam ediyor. Çevre ekipmanlarını kullanmadan çevreyi kirlete kirlete santrali kullanma imkanı herhalde var. 2018 sonrasında muafiyeti 3-yıl daha uzatma durumu ayrıca söz konusu.
Diler 600-1200 MW, Cen-AL 1200 MW, Biga 1200 MW, Şırnak 405 MW, Soma 450 MW, Kırıkkale 800 MW ve küçüklerden 400 MW termik yatırımları devam ediyor. HES`lerden ise çoğu barajlı 1200 MW Ilısu, 300 MW Kalehan başta olmak üzere birkaç yıl içinde 3-5 GW devreye girebilir. Yılda 500 MW civarı da RES önümüzdeki 4 yıl boyunca girebilir.
Bunların çoğu yatırıma başlamış ve inşaatları/ ekipman satınalma işlemleri ilerlemiş tesisler olduğu için finansal piyasadaki olumsuzluklara rağmen gecikme yaşansa da devreye gireceklerdir.
Özellikle yaz puantına katkı yönüyle 1-3 GW da GES 4-5 yıl içinde öngörülebilir. Toplarsak yaklaşık 10-13 GW yani 4 yılda ortalama 3 GW civarı yeni yatırım imkanı var. Sonra sıra Nükleer`lere gelebilir.
Bu yatırımların bir kısmı normal finans sosyal ve siyaset iklimi şartına bağlı görülüyor. Türkiye`nin hem büyüme oranının düşeceği hem de elektrik talep artışının artık ortalama yıllık %4,5`u geçmeyeceği kabul ediliyor.
Doğalgaz tedariği konusunda ise ülke içi iletim kapasitesi aksamazsa, Ukrayna-Rusya krizi tırmanmazsa, özellikle Rusya`dan gaz giriş noktalarında teknik kapasite varsa, kontrat miktarlarının üzerinde yeni ekstra gaz alımı olabilir.
Avrupa`da gaz tüketiminde herhalde yüzde 10 civarında tahmin edilen önemli bir düşüş varken, bunun sonucunda doğalgaz fiyatlarında kaçınılmaz bir düşüş beklenirken (herhalde 240 USD/1000m3), Rusya için kısa vadede halen yüksek olan fiyattan gaz satışı (halen 400$/1000m3) çok değerlidir.
Afşin Elbistan`da A santrali hala tek ünite 240 MWe yükte çalışıyor. Özelleştirme müzakereleri devam ediyor. Afşin-B santralinde 2 ünite arızalı, bakım kapsamı ve ihalesi için danışman tutuldu, bakım onarım yenileme tamir süreci epey zaman alacak. Çöllolar kapalı, Hurman çayı yatağı değişimi ve kömür sahası susuzlandırma işleri devam ediyor.
Yeni C-D-E sahalarının PPP finans modelinde değerlendirilebilmesi için Çin, Güney Kore, Japon, Katar gurupları ile müzakereler devam ediyor. 12 milyar dolar yatırım bütçesinden bahsediliyor. Kamu tarafı risk almadan, yükümlülük almadan bu işi ne kadar sürdürebilir bilemiyoruz.
Afşin Elbistan yatırımlarında 4 (dört) ana risk üstünde kamu insiyatifi şart. Hurman çayı yatağının değiştirilmesi, iletim hatlarının taşınması, kamulaştırma ve yeniden iskan, yeni baraj gölü yapımı kamu kapsamında olmak zorunda.
Son durumlar, son gelişen olaylar, enerji piyasalarımızda ciddi sorunları beraberinde getiriyor, değerli akil üyelerimiz düşüncelerini söylesinler de, bizde kendimize göre fikir sahibi olalım. Selam ve saygılar.
halukdireskeneli [at] gmail.com