EMO: Yedek güç oranı hedefi aştı, elektrik piyasası şişti

Enerji Günlüğü - Elektrik Mühendisleri Odası (EMO), Türkiye’nin elektrik üretim kapasitesi yedek güç oranının hedefin 9.6 puan üzerine çıktığına...

Enerji Günlüğü - Elektrik Mühendisleri Odası (EMO), Türkiye’nin elektrik üretim kapasitesi yedek güç oranının hedefin 9.6 puan üzerine çıktığına işaret ederek, “elektrik piyasası şişti” değerlendirmesinde bulundu. 

Elektrik Mühendisleri Odası’ndan (EMO) yapılan açıklamada, Türkiye’nin elektrik üretimindeki kurulu gücünün 2017 yılında yüzde 8.5 artarak, 85 bin 200 megavata (MW) ulaştığı hatırlatıldı. Bu artışın yaşandığı yıl boyunca elektrikte arz fazlalığı sıkıntısının dile getirildiğine işaret edilen açıklamada “Üretim şirketleri battıkları iddiasıyla elektrik fiyatlarına zam yapılmasını, kapasite mekanizması oluşturularak alınmayan elektrik için bile kapasite başına bedel ödenmesi gibi talepleri gündeme getirdi. Dolayısıyla 2017 yılındaki bu artış, ülkenin ekonomik kaynaklarının gereksiz harcandığını ortaya koymaktadır” denildi. 

ÇALIŞMAYAN SANTRAL EKONOMİYE ZARAR 

Elektrik üretildiği anda kullanılması zorunlu bir ürün olduğu için, ihtiyaç fazlası nedeniyle çalışmayan bir santral yatırımının ülke ekonomisi için zarar oluşturduğu değerlendirmesine yer verilen açıklamada şöyle denildi: 

“Son 10 yıllık dönem itibarıyla kurulu güç ve elektrik tüketim artışına bakıldığında talep tahmini ve yatırım planlamasında büyük yanlışlar yapıldığı ortaya çıkıyor. Türkiye’nin elektrik tüketimi 2006 yılında 174.6 milyar kilovatsaat (kWh) iken yüzde 59.92 artışla 2016 yılında 279.3 milyar kWh’a çıkmıştı. Aynı 10 yıllık dönemde yüzde 93.51 artışla 2016 yıl sonunda kurulu güç 78 bin 497 MW olmuştu. TEİAŞ'ın son verisine göre 2017 yılında kurulu güç, bir önceki yıla göre yüzde 8.5 artışla 85 bin 200 MW'a çıkmıştır. Böylece 2007 yılında 40 bin 835.8 MW olan kurulu güçte 2017 yılsonuna gelindiğinde 10 yıllık artış yüzde 108.6'ya ulaşmıştır. Kurulu güç artışı 1997-2007 yıllarını kapsayan 10 yıllık dönemde ise yüzde 86.5, 1987-1997 yıllarını kapsayan 10 yıllık dönemde ise yüzde 75.2 olmuştur. Her yıl için geriye dönük 10 yıllık kurulu güç artışına bakıldığında da 1996-2016 arasındaki hiçbir yılda bu oran yüzde 100'e ulaşmamaktadır. Hatta 10 yıllık kurulu güç artışının yüzde 90'ı geçtiği yıllar, yalnızca 2006 ve 2016 olmuştur. Yani piyasacı, yandaş sermayeyi gözeten teşvikçi dönemde elektrik üretimine gereksiz yatırımlar yapılmış ve elektrik piyasası şişirilmiştir.”  

KURULU GÜÇ YEDEĞİ HEDEFİ 9.6 PUAN ŞAŞTI

Kurulu güç artışı ile elektrik tüketim artışı arasında 2006-2016 arasında oluşan makasın 2017 yılında daha da açılacağının anlaşıldığına değinilen EMO açıklamasında, “Yük Tevzi Sistemi'nin verilerine göre lisanssız üretim-tüketim hariç olmak üzere geçen yıl elektrik tüketimi 289 milyar 975 milyon kWh’a ulaşırken; en yüksek tüketim 27.7 milyar kWh ile Temmuz ayında yaşanmıştır. En düşük tüketim ise 21.95 milyar kWh ile Nisan ayında kaydedilmiştir. Geçen yıl en yüksek puant talebi, 26 Temmuz saat 14.40’da 47 bin 659.65 MW olarak gerçekleşmiştir. En yüksek puant talebi ve kurulu güç üzerinden hesaplanan kurulu güç yedeğine bakıldığında; Türkiye’nin 2017 yılsonunda yüzde 78.77’lik kurulu güç yedeği oluşmuştur. Bu yedek güç; TEİAŞ’ın 2017-2021 Üretim Kapasite Projeksiyonu’nda ortaya konulan yüzde 69.2’lik öngörüsünün yaklaşık 9.6 puan üzerindedir” denildi. 

SANTRAL YATIRIMI KARARLARINDA DİKKAT

EMO açıklamasında, santral yatırım kararlarının alınmasında ülkenin elektrik talep artışı kadar kurulacak santralin emreamadeliği ile kapasite kullanım oranının da büyük önem taşıdığı vurgulandı. Emreamadeliği etkileyen unsurların ise arıza, bakım ve yakıt yetersizliği olarak özetlenebileceğine değinilen değerlendirmede “Kapasite faktörü ise bir santral için daha en başında yatırım kararı verilmesinde önemli bir etkendir. Kapasite faktörü santralın ekonomik olarak verimli olup olmadığı konusunda belirleyici olmaktadır. Bu çerçevede kapasite kullanımı açısından bakıldığında Türkiye'de plansız bir kurulu güç artışına gidilirken, kullanılmayan dolayısıyla da ekonomik olarak verimsiz bir kapasite ortaya çıkarılmış durumdadır” ifadelerine yer verildi. 

RES'LERİN KAPASİTE KULLANIM ORANI İYİ  

Uluslararası düzeyde yüzde 85-90’larda kabul gören doğalgaz santralları kapasite oranının Türkiye’de yüzde 46’lara, kömürde yüzde 75-85 yerine yüzde 49’lara düştüğüne dikkat çeken EMO’nun değerlendirmeleri şöyle devam ediyor: 

“Barajlarda yüzde 50-60 yerine yüzde 27’ler, yüzde 40-60 olan akarsu santrallarında yüzde 32-33, yüzde 80-90 bandında olan jeotermalde yüzde 64’ler civarında kapasite kullanım oranı söz konusu. Bunlara karşılık rüzgar ve ithal kömürde uluslararası kriterlere yaklaşılmıştır. Uluslararası kabul edilen kapasite oranı yüzde 75-85 aralığında olan ithal kömürde yüzde 73-74, yüzde 35-40 olan rüzgarda da yüzde 33’ler civarında kapasite kullanımı söz konusu. Ne yazık ki piyasacı bir anlayışla elektrik alanında planlamanın rafa kaldırılması, halkımıza ya elektrik kesintisi ya da gereksiz yapılan yatırımların bedeli olarak ödetilmektedir. Bugün piyasalaştırılan enerji sektörünün dış borçlar yoluyla yatırımlar gerçekleştirdiği, kur artışıyla da ülkenin borç batağı içerisinde önemli bir yere sahip oldukları bilinmektedir. Bu batağın daha fazla derinleştirilmemesi ve kurutulabilmesi için elektrik alanında kamu yararını gözeten bir planlama anlayışının acilen gündeme alınması gerekmektedir.”