Hep söylüyoruz, Türkiye`de son yıllarda en gözde yatırım alanlarından biri enerji. Bu durumu, binlerce küçük ve orta ölçekli enerji yatırımının varlığından ve giderek daha çok öne çıkmalarından da gözlüyoruz.
Büyükler olmadan olmaz tabii. Forbes dergisi tarafından her yıl yapılan En Zengin 100 Türk çalışması da enerjiye yönelişi net şekilde ortaya koyuyor. Listede yer alan girişimcilerden tam 82`si enerji yatırımcısı!
Bu yönelişin Türkiye`de enerji sektörünü iyi bir yere doğru götürmesi, dolayısıyla ülke ekonomisinin en önemli cari açık kalemini oluşturan enerji faturasını düşürmesi için, pek çok mevzuat değişikliği yapıldı. Ciddi yapılanmalara gidildi, gidilmeye de devam ediliyor.
Ancak bu çalışmaların özellikle bazı noktalarda çok senkronize yürüdüğü söylenemez. Kararı alınmış, hukuki ve yasal düzenlemeleri tamamlanmış bazı işlemlerin gecikmesi söz konusu. Önceki yazılarımızda Enerji Borsası`nın kuruluşunun neden geciktiği sorusuna cevap arayarak, bunlardan birine değinmiştik.
Tamam, Enerji Borsası’nda neredeyse sıfırdan yeni bir yapı kurulacağı için herkes üzerinde titizleniyor diyelim. Ama bazı alanlardaki gecikmelerin nedeni bu da değil.
Elektrikte serbest piyasa oluşumunun önündeki kimi engeller fiili durum ya da fiili engel. Ya da en azından gecikme nedeni.
Serbest tüketicilere daha ucuza elektrik satan (Halen sayaç bazında 850 bin abone bundan yararlanıyor) elektrik tedarik-ticaret şirketlerinin, Türkiye`deki tüm serbest tüketicilerle ilgili olarak sayaç bazında tüketim miktarı bilgilerine ulaşma hakları var.
Yapılan düzenlemeler ve alınan kararlar gereği, bu bilgilerin, elektrik dağıtıcıları tarafından sektördeki ilgili oyuncularla paylaşılması gerekiyor.
Bunun arkasında yatan mantık, bütün satıcıların tüketicilere eşit mesafede olma hakkı. Malum, bu yaklaşım gereği, dağıtım şirketlerinin satış kısımları farklı birer tüzel kişilik olarak yeniden oluşturuldu.
Ancak aldığımız duyumlar, ilgili bazı şirketlerin bu konuda işi ağırdan aldıkları yönünde. Gerekçe de teknolojik altyapının yetersizliği ve bunun için zamana ihtiyaç duyulması...
Tamam, belki altyapıyı geliştirmek için yapılacak çok fazla iş var. Ama yine de, teknolojinin geldiği seviye de dikkate alınırsa bu gerekçeyi geçerli saymak çok da kolay değil. Her dağıtıcının web sitesi var ve bu listeyi yayınlamak öyle atla deve de sayılmaz.
İşletmelerin yatırım programlarında milyarlarca dolarlık harcama kalemleri mevcut. Ve zaten bu miktarlar EPDK tarafından karar altına alınıp şirketlere görev olarak veriliyor. Bu harcama kalemleri arasına koyulacak teknoloji yatırımı harcaması, devede kulak kalacaktır.
Bu konudaki aksaklıklar, elektrikte serbestleşmeyi de geciktiriyor. O yüzden ilgililerin bu konuda bir an önce adım atmasında yarar var.
Çünkü, serbestlik geciktikçe tüketici, yani vatandaş kaybediyor. Sektörün hangi ayağındaki hangi oyuncuların rekabetten zarar ya da kâr edeceği, milyonları hiç de ilgilendirmez!