Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK - Kurul), elektrik piyasasında 2021-2025 yıllarını kapsayan yeni tarife dönemine dair hazırlıklarını tamamlamak üzere. Kurul bu çerçevede kimi düzenlemeler yapıyor, kararlar alıyor. Son günlerde bunlardan bir bölümü medyada çarpıcı başlıklarla verilen haberlere konu oldu, genişçe de yer buldu.
"Elektrik dağıtım şirketleri ile görevli tedarik şirketleri otel, konaklama, yeme içme gibi temsil giderlerini, vatandaşa ödetecek" şeklinde özetlenebilecek haberlerin aslı astarı nedir diye çok soran oldu, dilimiz döndüğünce anlatmaya çalışalım.
Bir kere EPDK'nın yeni geliştirdiği ya da öncekilere göre getirdiği farklı ve yeni bir şey yok. Önceki tarife dönemlerinde uygulanan model neyse, 2021-2025 döneminde de aynısı olacak. Elektrik dağıtımı kamusal bir hizmet. Ancak bu hizmet 30'ar yıllığına lisanslandırılmış 21 özel sektör şirketi eliyle veriliyor. Elektrik dağıtım şebekesi çatı şirket TEDAŞ'ın, yani devletin. Lisans süreleri dolduğunda devlet bunları ister kendisi işletecek isterse yine ihaleler yoluyla özel sektöre devredecek.
Elektrik dağıtım hizmetinin bir bedeli var. Bunu belirleyen ise EPDK, yani devlet. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) buna karar verirken kafasına göre değil, belli formüllere göre hareket ediyor. Dağıtım hizmetlerinin maliyetini hesaplıyor.
Ana maliyet kalemleri, yani şebekeyi büyütme, trafoları yenileme, şehir içi hatları yer altına alma gibi sabit yatırımlar ile personel maaşları. Ayrıca kablo, tel, trafo, devre kesici, anahtar, bobin, izolatör, direk gibi daha pek çok kalem sayılabilir.
Bir de ana faaliyet ile doğrudan ilgisi bulunmasa da olmazsa olmaz diğer harcama kalemleri var. Mesela telefon, internet gibi iletişim harcamaları, araç filosu ile bunların harcayacağı yakıtın giderleri gibi...
Ayrıca, özel sektör şirketlerinde de kamu kurum ve kuruluşlarında da bulunan yönetim ve temsil giderleri kalemleri var ki, içinde pek çok alt kalemi barındırır. Bunlar da olmazsa olmazdır. Elektrik dağıtım şirketlerinde de vardır haliyle.
Bu temsil giderleri konusunda kamu kurumlarının bütçeleri bellidir. Özel sektörde ise bu konuda son sözü yönetim kurulu üyeleri, yani hissedarlar söyler. Elektrik dağıtım şirketlerinde ise ne o, ne öteki geçerli. Bambaşka biri durum söz konusu.
Bunlar özel şirketler, ancak kararlar diğerlerinde olduğu gibi hissedarlar ya da yöneticiler tarafından alınamıyor. Diğer harcama kalemlerinde (Aslında gelirleri konusunda da aynı) olduğu gibi son sözü söyleyen EPDK'dır.
Peki EPDK yöneticileri kafalarına göre mi belirliyor harcama tutarlarını? Elbette hayır. Bunların da bir formülü var. Aslında formül çok karışık ama özetle söyleyelim, EPDK elektrik dağıtım şirketlerinin esas faaliyet dışı giderlerini yüzde 7 ile sınırlandırıyor. Peki "bu harcamaları yüzde 7'nin altında tut da nereye harcarsan harca" mı diyor EPDK? Hayır tabii ki... Kuruş kuruş kalem kalem belirliyor nereye neyin harcanabileceğini.
Bu konuda tüm sektörde uygulama tekliği sağlamak amacıyla, harcama kalemlerini sektör çapında karşılaştırmalara tabi tutuyor. Yani tüm şirketler yüzde 7'lik faaliyet dışı giderlerinin yarısını çalışanların iş başı eğitimine harcarken başka bir şirket çalışanlara moral motivasyon olsun diye eğlence için partiler düzenlemeye harcayamaz.
Özetin özeti... Her mal ve hizmette olduğu gibi, elektrik dağıtım hizmetlerinin maliyeti hesaplanırken de yine her sektörde olduğu gibi temsil ve ağırlama giderleri dikkate alınıyor. Bu yeni bir durum değil.
Peki elektrik faturalarımıza yansıyor mu bu? Evet!
Ya nereye yansıtılacaktı? Azerbaycanlı kardeşlerimize ya da gurbetçi vatandaşlarımıza mı? Türkiye'de elektrik dağıtım hizmeti alanlara uygulanan fiyatlara elbette...
Peki içinde yöneticilerin seyahat, yol ve yemek harcamalarının da içinde bulunduğu temsil ve ağırlama giderleri, elektrik faturamızda ne kadarlık bir artışa yol açar? Hadi ben diyeyim onbinde 1, siz deyin onbinde 5.
Bunca gürültü nereden çıktı peki? Onu da isteyene özelden yazayım, bu kadar yeter.