Elektrik depolayana satın alma garantisi “gelecek”

Gelecek Partisi Enerji ve Tabii Kaynaklar Politika İzleme Kurulu Başkanı Mehmet Fatih Arslan, enerji arz güvenliğini iklim dostu yöntemlerle sağlamayacaklarını, iktidara gelirlerse elektrik depolama yatırımlarına satın alma garantisi vereceklerini söyledi

Enerji Günlüğü (Siyasetin Enerjisi) - Altılı Masa olarak bilinen muhalefet blokunda yer alan siyasi partilerin enerji konusundaki yetkilileriyle söyleşilerimiz devam ediyor. Bugünkü konuğumuz da Gelecek Partisi Enerji ve Tabii Kaynaklar Politika İzleme Kurulu Başkanı Fatih Arslan.

 

Türkiye’nin enerji alanındaki en önemli sorunu nedir?

 

Şu anda enerjide en büyük problemimiz tabii ki halkımızın da sıkıntısını çektiği enerji pahalılığı. Bunun en büyük sebebi de dünyadaki enerji krizi. Fiyatlar artıyor. Ama bize has, özel, ayrı bir kriz var. Bunun en büyük sebebi şu anda izlenilen para politikası. Yüksek kura izin verilmesi veya bunun önüne geçilecek herhangi bir yöntem izlenilmemesi. Bunun yanında başka eksikliklerimiz de var. 

 

SİYASETİN ENERJİSİ RÖPORTAJ DİZİSİNDEKİ DİĞER RÖPORTAJLAR:

SAADET PARTİSİ / İBRAHİM ÖNAL: YENİ HİDROELEKTRİK SANTRAL YAPILMAYACAK 

CUMHURİYET HALK PARTİSİ / AHMET AKIN: İKTİDARIMIZDA EPDK BAĞIMSIZLAŞACAK 

DEVA PARTİSİ / CANDAN KARLITEKİN: UCUZ ENERJİ İÇİN ENFLASYONU DÜŞMELİ 

GELECEK PARTİSİ / MEHMET F. ARSLAN: DEPOLANMIŞ ELEKTRİĞE ALIM GARANTİSİ VERİLECEK 

DEMOKRAT PARTİ / ALİ ARİF AKTÜRK: ENERJİ ARZ GÜVENLİĞİ KURULU OLUŞTURULACAK 

İYİ PARTİ / ÜMİT ÖZLALE: İYİ PARTİ NÜKLEERDEN YANA AMA AKKUYU'YA KARŞI 

 

Ne tür eksiklikler?

 

Örneğin doğalgaz depolarımızı doldurma imkanımız şu anda çok kısıtlı. Tuz Gölü’nde yapılması planlanan ve ilerleyen süreç var fakat mevcut seviye bizim için yetersiz. Artan tüketim, tahminleri büyük oranda aştığı için bunlar artık bizim için elzem projeler haline geldi. Örneğin; pandemi zamanında bizim Almanya gibi bir kapasitemiz olsaydı, ucuz LNG zamanında sadece spottan alıp günlük hayatımızı sürdürmez, aynı zamanda çok ciddi bir depolama yapıp 2021’e daha iyi girebilirdik. Orada kazandığımız, tasarruf ettiğimiz miktarı 2022’de dahi kullanabilirdik. 

 

Altyapı eksikliği de önemli bir sorun diyorsunuz o halde…

 

Evet. Bizim alt yapı eksikliklerimiz sadece doğal gazla sınırlı değil. Akaryakıtta da depolama imkanımız çok kısıtlı. Dolayısıyla enerjide yaşadığımız sorunlara yönelik günübirlik bir çözüm yok. Ama başta da söylediğim gibi en büyük sebeplerinden bir tanesi uygulanan para politikası ve eksik altyapımız.

 

Peki nasıl çözeceğiz bu işleri?

 

Açıkçası bu işlerin bugünden yarına bir çözümü yok. Ama bu işlere hız vermemiz gerekiyor. Öncelikle doğru bir para politikası uygulayacağız. (Enerji fiyatları) Avrupa’da 5 kat arttıysa bizde 10 kat artıyor. Bir kere bu pahalılığı, maliyeti, kendimizi kıyas ettiğimiz, yarıştığımız ülkeler seviyesine çekmemiz gerekiyor. Onun için öncelikle doğru bir para politikası uygulamamız gerekiyor.

 

Ya altyapı eksiklikleri?

 

Çok acil bir şekilde ve eş zamanlı olarak altyapı yatırımlarına girişmemiz lazım. İletimde de sıkıntılarımız var. Malumunuz, İran kesinti yaptığı anda ülkeye gaz giriş noktalarımız olmasına rağmen, iletim şebekemiz yetersiz kaldığı için sıkıntı yaşadık. Gaz kesintileri oldu. Dolayısıyla altyapı çalışmalarını daha da hızlandırmalı ve çeşitlendirmeliyiz.

 

Sizce yavaş mı ilerliyor işler?

 

Örnek veriyorum: Tuz Gölü doğalgaz depolama tesisi benim hatırladığım, 5-6 senedir konuşulan ve hala bitmeyen bir proje. Ekonominin bundan çok daha iyi olduğu zamanlarda başlanıp bitirilmesi gereken bir projeydi. Sadece Tuz Gölü ile yetinmemeliyiz. Doğalgazda Mersin-Karaman hattını yapmalıyız. Bizim iktidara geldiğimizde en önem vereceğimiz şeylerden bir tanesi bu altyapı hizmetlerine bir an önce başlamak olacak.

 

Dışa bağımlı bir ülke iken bu kadar gazı tüketmek zorunda mıyız?

 

Tabii ki belirli noktalarda tüketimin azaltılması mümkün. Ama bu bir günde olacak bir şey değil. Öncelikle konutlarda temiz ısınma sağlayan doğalgaza bağlıyız. Ben çocukluğumdan hatırlarım, İstanbul bile kömürden dolayı çok ciddi hava kirliliği sıkıntıları yaşardı.

 

Tüketmek zorundaysak, çözüm kendi kaynaklarımızı devreye sokmakta öyleyse…

 

Nedenini bilmediğim ve anlayamadığım bir şekilde biz bugüne kadar hep yurt içinde kaynak aramaya öncelik verdik. Halbuki dünya böyle yapmıyor. Örnek veriyorum: İngiltere bu işlere başlarken British Petrol dediğimiz BP kuruldu. Bunlar denizaşırı veya kendi ülkeleri dışından enerji arz güvenliklerini sağladılar. Dolayısıyla bizim Türkiye sınırlarıyla kalmamamız lazım. TPAO’nun tecrübelerinden faydalanıp yeri gelirse Rusya’yla işbirliği yapıp Rusya’daki sahalarda, Afrika’daki sahalarda doğalgaz arama çalışmaları yapmamız lazım.

 

Neden ülke dışını öneriyorsunuz?

 

Çünkü Türkiye’nin halihazırda, en azından bilinen şekilde çok kısıtlı imkanları var, kısıtlı kaynakları var. Şu an çok Karadeniz’de çok meşakkatli çalışmalar yapılıyor. Dolayısıyla bizim meseleyi sadece Türkiye ile sınırlandırmayıp, yurt dışını da çok ciddi bir şekilde düşünmemiz gerekiyor.

 

Bir de tam kömürden çıkılıyor denilirken kömüre dönüş haberleri var…

 

Biz iktidara gelirsek çok kömür yanlısı bir politika izlemeyeceğiz. Tabii ki mevcutların modernizasyonunun yapılması, modernizasyon yapılmayacakların kademeli şekilde devre dışına alınması gibi bir niyetimiz mevcut. Bunun yol açabileceği eksiği yenilenebilir enerjiyle ikame etmeye çalışacağız.

 

Kesintisiz elektrik için ihtiyaç duyulan baz yük meselesi ne olacak?

 

Enerji depolamaya çok önem vereceğiz. Enerji depolama parti olarak önceliklerimizden biri olacak. Çünkü enerji depolama Türkiye’nin enerji arz güvenliği açısından enerji bağımsızlığına giden en büyük atılımlardan biri olacak. Elektrik depolama konusunda ülkemizde de şu anda yatırımlar devam ediyor. Biz insanları bu alanda yatırıma daha çok teşvik edeceğiz. Dolayısıyla bizim bakış açımız o şekilde olacak.

 

Şu anda yapılmayan ama iktidara gelirseniz yapacağınız ne var?

 

Depolama konusunda mevzuat halihazırda çıkmadı. Güzel bir karar aldılar, takdir etmek lazım. Diyelim ki enerji üretmek istiyorsunuz, mevzuat ne kadar depolama kapasitesi yapacaksanız o kadarlık üretime izin veriyor. Ama nasıl uygulanacağına dair netlik henüz yok. Biz buna, yani elektrik depolamaya ciddi önem vereceğiz. Depolama projeleri için ihalelere çıkacağız. Depolama yatırımlarını gerekirse alım garantileriyle teşvik edeceğiz. Bu akaryakıt için de geçerli, doğalgaz için de geçerli. Enerjiyi ucuz olduğu dönemlerde depolayacağımız enerji altyapımız olmalı.

 

Mevcut depolama kapasitesi ne durumda?

 

Kuzeyimizde bir savaş var. Almanya’nın şu anda, teoride de olsa “biz bu kışı atlatırız” diyebileceği bir depolama kapasitesi var. Herhangi bir gaz kesintisinde maalesef bizim bunu ikame edeceğimiz süre belki bir, belki bir buçuk ay.

 

Enerji teknolojileri ve ekipman üretimi konusuna nasıl bakıyorsunuz?

 

Başlangıçta yurtdışından getirilen hücreler laminasyondan geçirilip panele dönüştürülüyordu. Artık firmalarımız bu işi kaynağından, yani ingottan alıp nihai ürüne dönüştürebilen üretim tesisleri kurma kapasitesine geldiler. Hatta kuranlar da var. Dolayısıyla biz bunları ne kadar çok teşvik eder, pazarı büyütürsek bu işin teknolojisi de know-how’ı da yerlileşecektir. Mesela Karadeniz’deki doğal gaz aramalarında çalışan gençlerimiz de o alanda know-how’ı oluşturacak.

 

Türkiye’nin Net Sıfır hedefiyle sizin enerji politikalarınız ne kadar uyumlu?

 

Paris İklim Anlaşması çok uzun bir süre boyunca TBMM’den geçmedi. Bizi bazı noktalarda gelişmiş ülke kategorisine soktukları için Hükümet aslında bu konuda kendi durduğu konumda haklıydı fakat gelen baskılara daha fazla dayanamadı ve bu sözleşme geçti. Biz yenilenebilir enerjide Avrupa’dan çok daha iyi durumdayız. Bu nedenle Net Sıfır hedefine rahatlıkla ulaşabiliriz. Yenilenebilir enerjiden ne kadar çok yararlanabilirsek, bu geçişi o kadar rahat yaparız. Kömürden de kademeli çıkış planımız var, bu konuda çok ciddi bir sorun yaşayacağımızı düşünmüyorum.

 

Altılı Masa’daki partilerin ortak bir enerji söylemi, politikası geliştirmeye niyeti var mı?

 

Şu anda böyle bir çalışma yok. Ama olması için kendi adıma gayret gösteriyorum. Altılı Masa genel itibariyle belli konuları en azından ortak söylem haline getirmeyi başardı. Enerji de milli beka meselesi, arz güvenliği de bir güvenlik sorunu. Dolayısıyla bu konuda bir çalışma yapılmalı. İnşallah ilerleyen günlerde bunlar da gerçekleşecektir diye düşünüyorum. Ve bu çok haklı bir beklenti.

 

Sizce Akkuyu NGS öngörülen tarihte devreye girebilecek mi?

 

Takvim kısmı bizim kendi imkanlarımızdan bağımsız bir konu. Ama zamanında yetişmesini umut ediyorum. Çünkü herhangi bir açıklama yok. Sadece Bakan beyin temennileri var. Biz de inşallah diyoruz o temennilere.

 

Gelecek Partisi nükleer meselesine nasıl bakıyor?

 

Biz açıkçası nükleere destek veriyoruz. Biliyorsunuz küçük modüler reaktörler artık dünyada çok gündemde. Yanlış hatırlamıyorsam Temmuz sonu itibariyle ABD bu konuda bir firmaya lisans verdi.

Biz nükleeri yaygınlaştırmaya çalışacağız ama Sinop ve Mersin’dekiler gibi büyük çaplı projeler olmayabilir. Daha küçük, daha modüler diye ifade ettiğimiz tarzlarda olabilir. Biliyorsunuz diğer taraftan artık nükleer enerji yeşil enerji sayılıyor. Avrupa Birliği bunu böyle sınıflandırıyor. Doğal gazı da öyle tanımladılar. Dolayısıyla nükleerin ben bu konuda önünün açık olduğunu ve Türkiye’de de yaygınlaşması gerektiğini düşünüyorum. İmkanlar ölçüsünde temiz enerji üretme kapasitesinden dolayı nükleere sıcak bakıyoruz açıkçası.

 

Nükleer sektörü küresel trendlere mi uyum sağlıyor acaba?

 

Akkuyu NGS 20 milyar dolarlık bir yatırım. İngiltere 8 milyar Pound bedelle bir santral kuracak. Yani büyük çaplı nükleer santral inşa etmek çok ciddi bir maliyet. Oysa daha küçük bütçelerle ve daha kısa sürelerde hayata geçirilebileceği için nükleerde modüler santral trendi yaşanıyor. Hem daha temiz ve sürdürülebilir, hem baz yük işlevi görebileceği için tercih ediliyor. Ayrıca şebeke yükünden kurtarmasıyla da dağıtık enerji gibi genel trendlerle uyumlu.

 

Enerji verimliliği konusundaki yaklaşımınız?

 

Enerji verimliliği konusu bizim için önemli. Daha önce enerji kimlik belgesi, tapu değişimlerinde beyan edilmesi zorunlu bir belgeydi. Fakat bunu maalesef esnettiler, biz geldiğimizde bunu zorunlu hale getireceğiz. Çünkü enerjiyi ölçemediğiniz zaman ne tarz bir önlem alacağınızı bilemiyorsunuz. Bence bu doğru bir karardı. Nasip olursa uygulamak bize düşer diye düşünüyorum.

 

Mehmet KARA - Enerji Günlüğü