Son yıllarda dünyanın en hızlı büyüyen ekonomileri arasında yer alan Türkiye, yabancı sermaye çekme konusunda da 1990`lı yıllara göre oldukça hızlı yol kat etti.
Yine de gelen sabit sermaye yatırımlarının, Türkiye`yi tatmin ettiği söylenemez.
Bu büyümede enerji sektörünün kritik bir rolü var. Enerji yatırımları en hızlı büyüyem kalemler arasında.
Enerji yatırımlarının arkasında, sürekli artan ve ileride de artması beklenen elektrik tüketimi talebi var.
Bir yandan büyüyen ekonominin artan enerji ihtiyacının, bir yandan da hane halklarının teknoloji ve elektrikli cihaz kullanımının giderek yaygınlaşması buradaki en önemli neden...
Ama iş bunlarla sınırlı değil. Artık bir neden daha var. Elektrik üretimine yönelik yatırımlar sadece Türkiye`nin değil, çevre ülkelerdeki ihtiyacın karşılanmasında da kullanılabilecek.
Türkiye`nin güney komşularından Irak`ta elektrik üretim altyapısı yetersiz ancak talep her geçen gün artıyor.
İç savaş yaşanan Suriye`yi şimdilik bir kenara koymak gerekiyor. Gürcistan ve Gürcistan üzerinden Azerbaycan`la da elektrik bağlantısı kuruluyor.
Batıda ise iletim şebekeleri şimdilik düşük kapasiteli de olsa Bulgaristan ve Yunanistan`la elektrik alış verişi mevcut.
Buradaki iletim kapasiteleri de artacak. Bunun nedeni, Türkiye`nin bu iki ülke üzerinden Avrupa enterkonnekte şebekesiyle bağlantısının güçlendirilmesi ihtiyacı.
Şebekenin güçlenmesiyle birlikte Türkiye`nin sadece Yunanistan ve Bulgaristan`la değil, daha batısındaki ülkelerle de elektrik ticareti açısından entegrasyonu sağlanmış olacak.
İşte mevcut ve geliştirilcek yeni uluslararası bağlantılar, Türkiye`de elektrik üretimine yapılacak yatırımları yakından ilgilendiriyor. Üretici elektriğini Türkiye`de satmak zorunda değil.
Eğer batıda fiyatlar daha yüksek ise üretici şirketler üretip şebekeye verdiği elektriği Sofya`daki, Atina`daki, Selanik`teki hatta giderek Bükreş`deki, Üsküp`teki tüketiciye de satabilecek.
Aynı şekilde, elektrik ticaretiyle uğraşan şirketler, burada satacakları elektriği hem Batı`daki hem de İran ve Gürcistan gibi doğudaki komşulardan alabilecek.
Borsa İstanbul bünyesinde kurulacak enerji borsasına, daha faaliyete geçmeden bölgesel bir piyasa gözüyle bakılmasının sırrı da işte tam burada. Yani Türkiye`nin çevre ülkelerle yapacağı elektrik ticareti potansiyelinde...
Özellikle yabancı sermayenin Türkiye`deki enerji yatırımlarıyla yakından ilgilenmesinin arkasında böylesi bir yaklaşım ve algı yatıyor...
Yani kâr kokusu... Burunları iyi koku alanlar da erken geliyor. Türkiye`ye ise yasa koyucusuyla, hükümetiyle düzenleyici kurumlarıyla bu süreci iyi yönetmek düşüyor...