Değerli Okurlarım,
Dünyayı en çok kirleten linyit yakıtlı termik santraller acaba hangileri diye merak etim. Internette aradım, bakın hangi santraller çıktı.
ABD, Gallagher, Indiana 600 Mwe
Polonya, Belchatow, 1090 Mwe,
Avustralya, Hazelwood, 1600 MWe
Yunanistan, Agios Dimitrios, 1500 Mwe
Yunanistan, Kardia, 1250 Mwe
Yunanistan Megalopolis-A, 850 MWe
Almanya, Niederaussem, 3800 Mwe
Almanya, Janschwalde, 3000 Mwe
Almanya, Frimmersdorf 1187 Mwe
Almanya Scholven 2300 Mwe
Bulgaristan, Maritza Iztok 1-2-3, 3000 Mwe
İlk 100 listesine giren bizden Afşin-Elbistan-A santrali var. Bugünlerde büyük Alman frmaları bizim kuruluşlarımızı ikna ziyaretlerine geliyorlar. Ortak toplantılar yapıyorlar, kendi teknolojilerinin- tasarımlarının ne kadar iyi, güzel, harika, çevre uyumlu olduğunu süslü ppt sunumlarla, ortak toplantılarla, pahalı büyük lüks otel resepsiyonlarında anlatıyorlar. Yatırımcılarımız için ortak işbirliği anlaşmaları imzalıyorlar.
Ancak Almanların kendi ülkelerindeki kömür yakan santrallerin durumu bizden iyi değil.
Almanya`nın elektrik üretiminin %40`ı yerli kömürden sağlanıyor. Evet linyit kömürünü bir şekilde yakıyorlar ama toz tutma fltreleri başta küçük tutulmuş, çoğunda bacagazı kükürt giderme tesisleri konmamış, şimdi konması için büyük yeni yatırım gerek, para yok, parayı krediyi yeni yenilenebilir teknolojilere yatırmak ekonomi açısından daha anlamlı.
İkna ziyaretlerinde tekrarlanan bir konu var, Afşin-Elbistan-A rehabilitasyon olur, bu işi bize verin, bütçesi? Bütçe kolay, olsa olsa 1 milyar ABD Dolar veya Euro. Yabancı frmalar “İşi bize verin, gerisine karışmayın. Biz bu işleri iyi biliriz (siz bilmezsiniz)” diyorlar.
Aslında bu işi bilenler çoktan emekli oldu, bu santraller nerdeyse 30 yaşında. Bu işi iyi bilenler artık bizim kendi santral mühendislerimiz, bizim santral operatörlerimiz. Tasarımı artık herkes aynı yazılımlarla yapıyor, temel tasarım işinin saklısı gizlisi kalmadı, parayı ver, temel tasarımını kendin yap. Detay mühendislik için mühendislik departmanı kur, tasarım ekibi kur, biraz zaman ve para harca.
Almanya`da taşrada, şehirlerden ve çevrecilerin denetiminden uzak yerlerde, dağ başında hala kirli santraller çalışıyor, ve bu kirli santraller bize gelip akıl öğreten büyük firmaların yaptığı, ancak temel tasarımlarında çevre ekipmanları küçük tutulmuş termik santraller.
Öte yandan dünyayı en çok kirleten termik santraller ilk 100 listesinde maalesef bizim büyük termik santrallerimiz var. En başlarda Afşin-Elbistan-A var, arkasından rehabilitasyon yapılmayanyapılamayan diğer eski santrallerimiz geliyor.
Bugüne kadar dünyanın hemen her yerinde çoğu yatırımcı siyasi desteği arkasına aldı, “Sen toprağını kaybedeceksin, ben çok para kazanacağım, çevre- orman- deniz- hava- zaten umrumda değil”, mantığıyla yürüdü. Yerel insan mağdur oldu. Brezilya yağmur ormanları yok oldu.
Başlarda dünyanın her yerinde yerel insan ne olduğunu anlamadı, yanıltıcı istihdam vaadlerine kandı, ancak arkasından toprağını, işini, temiz çevresini kaybedeceğini anlayınca kanuni olarak her türlü direnişe başladı. İş şirazesinden çıktı. Güven ortamı kayboldu.
Münih`te ise, “Sana iyi, ucuz, kaliteli elektrik ve ısınma sağlayacağım, çevreyi kirletmeyeceğim, beni 7/24 STK olarak denetleyebilirsin" diyorlar, kazan-kazan (win-win) politikasıyla gidiyorlar, sinerji herkese yarıyor ve herkes kazanıyor. Sadece yatırımcının insafına kalırsa bu iş olmaz. Bu işler ortak fayda ve devamlılık ister. Her söze kanmayın.
Deveye sormuşlar boynun niye eğri? Verdiği cevabı siz de biliyorsunuz.
En derin saygılarımla.
Editörün notu: Fotoğrafta. Haluk Direskeneli`yi Münih`teki elektrik ve bolgesel isitma santralinin önünde görüyorsunuz.